Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '15

 
Kategori
Sosyoloji
 

Nedir bu düşünce özgürlüğü?

Nedir bu düşünce özgürlüğü?
 

Temeli Ne?

Eminim çok uzun zamandan beri duyduğunuz ve her seferinde hiçbir anlam veremediğiniz bir kavram bu "Düşünce özgürlüğü". Özgürlük; nereye kadar? Düşünce özgürlüğü için demokrasinin temel ilkesi deniliyor. Herkes her eleştiriyi hazmetmek zorunda deniliyor. Peki tüm bu ifadeleri kullananlar ne kadar samimi?

Şimdi kabaca aslında düşünce özgürlüğü denilen şeyin "Ahlak, edep ve saygı" gibi üç kavram tarafından ciddi şekilde sınırlandırılması durumunda işe yarar bir şeye dönüşebileceğini, aksi takdirde tam bir işkenceyle aynı anlama gelebileceğini gösterelim.

 

Bir empati ile düşünce özgürlüğünün olmadığının ispatı

Sevmediğiniz birilerini düşünün. Onun hakkında ağza alınmayacak küfürler ettiğinizi, karikatürler çizip yazılar yazdığınızı ve bir de bununla ilgili film çevirdiğinizi düşünün. Hakkında her haltı yediğiniz bu insan "Ayıp ulan oha" dediğinde hemen düşünce özgürlüğünün arkasına saklanıp sinsice mutluluğunuzu yaşadığınızı düşünün.

Ancak gün gelip devran döndüğünde işler sizin aleyhinize işler ve aynı şeyi o size yapar ve o zaman bütün sinirleriniz harap olur. Sokağa çıkacak yüzünüz kalmaz. Gidip dava açarsınız. Bir de ne göresiniz? Aldığınız cevap "düşünce özgürlüğüdür".

Bu örnekten empati yapamadığınızı veya demek istediğimi net olarak anlayamadığınızı düşünüyorum. İsterseniz çok net örneklerle pekiştirelim. Bugün batı dünyasında peygambermiz Hz.Muhammed (S.A.V)'ye açıktan küfretmek, aşağılamak, ağır hakaretlerde bulunmak ve hemen her türlü iftirada bulunmak düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmektedir. Batı son dinin tebliğ edicisine ve Allah'ın büyük peygamberine karşı yapılan tüm saldırılara "Ne var ki bunda?" deyip masum ayaklarına yatmaktadır.

Müslümanlara da "Siz de aynı şekilde küfür etmek istiyorsanız edin. Bize karışmayın" gibi akıldışı bir akıl da vermektedirler. Peki bir müslüman Hz.İsa'ya küfreder mi? Tabi ki hayır. Bunu aklından bile geçirmez. O da Allah'ın büyük bir peygamberidir çünkü. Hatta bunu denemesi dinden çıkması anlamına gelmektedir. Hepsini geçiyorum. Peygamberinize küfreden bir akılsıza cevap vermek için bir başka peygambere küfretmek çok ileri düzey gerizekalılık gerektirmektedir. Küfredeceksem sana küfrederim, Allah'ın peygamberiyle alıp veremediğim yok ki!

Şimdi gelelim bu çok medeni batılıların gerçekten düşünce özgürlüğü kavramını ne kadar hazmettiklerine. Bizler de peygambere olmasa da onların ruhani liderleri olan Papa'ya ağza alınmayacak küfürler, hakaretler yağdırsak.

Onu çırılçıplak ve cinsel orgranlarına tahta bloklar sokarken resmeden karikatürler çizip hemen her sayısı bunlarla dolu olan dergiler bassak. Sonra da sayın papa'ya "Tam bir onun bunun çocuğusun" diye manşetten hakaret etsek acaba medeni batı bunu düşünce özgürlüğü kapsamında mı ele alır yoksa "İslamcı teröristlerin yaptıkları şerefsizleri görüyorsunuz değil mi?" diye dünyayı ayağa mı kaldırırlar?

 

Batılı değerlere katılmak zorunda mıyız? 

Biz hiçbir görüşüne katılmasak da bir din adamına bu tip bir hakareti çok ağır aptallık ve gerizekalılık alameti gördüğümüzden asla böyle bir işe girişmeyiz. Büyük bir saygısızlığın yanısıra gereksiz cinsten de bir harekettir.

Yani bu, resmen o hakaretleri eden batılı terbiyesizlerin seviyesine inmek demektir, ki bir müslüman, akıllı bir insan kendisini bu kadar aşağılık bir seviyeye indirmek istemezse bu çok anlaşılır bir şeydir.

Aptalın birisi bunu yapıyor diye ona onun zeka seviyesiyle cevap vermek zorunda değiliz. Ancak o da azıcık bizim zeka seviyemize saygı duyup edebini takınsa mutlu oluruz. Dinimize edilen küfürleri dinlemek zorunda değiliz. Onlar etmesinler, biz zaten etmiyoruz.

Azıcık mantık sahibi olan her insan Hristiyanların da bu kadar sözde medeni olmadıklarını adları gibi bilmektedir. Düşünce özgürlüğü birilerine ana avrat sövüp bunu yaymak için milyonlarca dolar harcamak değildir. Düşünce özgürlüğü düşüncelerini insanlara hakaret etmeden, iftirada bulunmadan, haysiyetlerini ayaklar altına almadan kendi görüşlerini açıkça ifade etmektir.

Yani eğer bir Hristiyan Hz. Muhammed'i eleştirmek istiyorsa buyursun etsin. Görüşlerine katılmadığını açıkça ifade etsin. Ancak açıktan hakaret etmek, onu aşağılamak için en aşağılık yolları tercih etmek düşünce özgürlüğü değil şerefsizlik kapsamında bir davranıştır.

Kısacası biz neden kendimizi batılı değerlere sahip çıkmak zorundaymış gibi hissediyoruz ki? Hiçbir zorunluluğumuz yok. Tüm düşünceleri özgürce söyleyip tarışabilmeyi sonuna kadar desteklerken insanların, hele ki kutsallara saygı duymak gerektiği görüşünü neden sahiplenmeyelim ki?

Biz de din, iman dinlemeden sağa sola küfretmek zorunda değiliz. Edenlerin değerlerini savunmak zorunda da değiliz. Biz hem açık fikirli, tüm görüşlere açık olabilmeyi, hem de bunu hayvanlaşmadan yapabilmeyi kendimize değer olarak yükleyebiliriz. Bir başka ifadeyle batının tekniğini alıp pisliğini almayabiliriz.

 

Düşünce özgürlüğü kavramı herkes için hak mıdır?

Peki yukarıda yaptığım düşünce özgürlüğü kapsamı herkes için geçerli midir? Bence o da kesinlikle değildir. Örnek verecek olursak milyonlarca Yahudiyi vahşice katleden Hitler'e onurunu zedeleyecek şekilde şerefsiz demenizde bir sakınca yoktur. Zira yaptığı şerefsizliktir. Yani bir insana yaptığı şeyi söylerseniz bu çok problem yaratmaz.

Ya da onbinlerce Türk ve Kürt'ün ölümünden sorumlu olan Apo'ya ağzınıza gelen küfrü etmenizde bir sakınca yoktur. Kundaktaki bebeğe kadar herkesin öldürülmesi emrini veren, bin yıllık birlikteliği İngilizlerden aldığı emirler bozmak için uşaklık eden bir teröristin insan haklarından bahsetmek saçmalıktır.

Veya bir pedofili düşünün. Bebek çocuk demeden tüm masumlara tecavüz eden bir sapığın insan olduğu bile iddia edilemeyecekken gidip onun insani haklarının savunulmasına kalkışılması insanın adalet anlayışını zedeler. O kişiye istediğinizi söyleyebileceğiniz gibi herhangi bir şekilde yok edilmesine de karışmamak gerekir.

Özet geçecek olursak var olan tüm insan hakları insanlar içindir. Hayvan bile olamayacaklara insan hakkı kullandırmaya kalkıştığınızda bütün işler tepetaklak olur.

Eğer bu görüşüme katılmıyorsanız hemen empati yapın. Bir kız bebeğiniz olduğunu hayal edin. Kundaktaki bebeğinize tecavüz eden bu adamın sizin gözünüzde ne kadar indan hakları olur? Sanırım şimdi beni daha iyi anlıyorsunuz.

Velhasıl kelam sözün özü "Sınırsız düşünce özgürlüğü" diye bir şey yoktur. Düşünce özgürlüğü şerefli insanların haysiyetleriyle oynamak demek değildir. Öte yandan düşünce özgürlüğü şerefsiz insanların haklarını savunmak demek de değildir. Düşünce özgürlüğü sadece adalet, hümanizm, ahlak ve bilginin doruklara ulaştığı yerlerde kıymetli bir erdemdir.

Düşünce özgürlüğü;

Şerefsizin elinde hain bir hançer

Cahilin elinde serseri bir mayın

Katilin elinde altıpatlar tabanca

Hainin elinde kanlı bir pusudan ibarettir.

Bu yüzden kullanırken dikkatli olmak, önce kendimize bakmak gerekir. Sonra karşımızdakine bakmak gerekir. Sonra da tüm taraflar adına empati yapmak gerekir. Tüm bunların ardından kullanabileceğimize inanıyorsak düşünce özgürlüğümüzü doğru dürüst kullanabiliriz.

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..