Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

Nedir gitmek?

Nedir gitmek?
 

Gitmek


Otobüsle yolculuk yapmayı çok severim.

Yol ve yolculuk gideceğim yerden daha önemlidir.
Gitmeyi oldum olası severim ben.

Bırakıp gitmeyi…
Öylece herşeyi bırakıp, bir neden aramadan... Ayaklarının hakkını vermeli insan.

Bir gün, her canlı gibi, her şeyi bırakıp gitmeyecek miyiz zaten?

Ve Tanrı bize;

“Koskoca bir dünya verdim sana, sen ne yaptın?
Sağlıklı ayakların da vardı oysa.” Diye sormaz mı? Gelmemek üzere gittiğimizde…

Dünya nimetleri dediğimiz kendi yarattıklarımızın bekçiliğini yapmak, ne kadar zavallı bir durum olmalı; o büyük an’la yüzleşdiğimizde.

Hayatın anlamı; bulunduğumuz yerde kökler salmak mı? Ona buna sahip olmak mı?

İnsanların kendine koyduğu kurallar, çevirilen çitler içinde yaşamak acizlik gibi. Üstelik endişeler duyarak...
Kredi kartları, taksitler, edinilenlerin çalınacak korkusu.

Bu mudur yaşamak?

Bir sergi, bir müze gezer gibi gezebilmeli insan tüm dünyayı.
Bir konser dinler gibi kulak vermeli, doğanın sesine.

En güzel müze, en güzel konser salonu dünya değil mi?

Keşke hiçbir şeyim olmasa dedirtecek kadar kilitlerden bunalmak, yarattığımız kaosda debelenirken, debelenirken, en, en büyük, en hakikilerin peşinde koşarken daha çok dibe batmak…Kafamızdaki tilkiliklerden, yastığımızda uyuyamamak…

Bu mudur yaşamak?

Yarışlarda çelmeler takmak. Her şeyi, herkesten çok ben hak ediyorum sanmak. Verilenlerle yetinmeyip, daha çok, daha, daha çok şeylere sahip olacağım derken, herşeyi bırakıp gideceğini unutmak…

Ne keyifli olurdu kim bilir? Kendimize kısa kısa tatiller, bahaneler yaratmak yerine; hayatı bir tatil gibi yaşayabilmek…

Beyazın da bir renk olduğunu bilmek, onun gibi diğer renklere az ya da çok verebilmek, ben de varım diyerek, kirletmeden tertemiz gelip gitmek.

Renklerden “Beyaz” olmak, “Özel” olmalı?

Gitmek; rezervasyonlar yaptırmadan, güvenerek, belki de hiç güvenmeden. Neden olmasın ki?…

O nedenle; varılan yerden önemlidir yolun kendisi. Hatta o kadar çok önemlidir ki; gideceğim yer, gitmenin verdiği hazla, önemini bile yitirir, kazanılanlar gibi.

Çünkü öyle ya da böyle bir yerdir sonuçta, gidilecek yer. Gidince düşünür, karşılaşınca görürüm nasılsa…

Ayrıca ya önceden görmüşümdür orayı, ya da hakkında, bir bilgim vardır nasılsa. Belki de terminalde metal bir para yuvarlayıp, durduğu yere gidebilmeli insan…

Yolculuk her zamam gizemlerle doludur. Bilinmezlerle, “ya nasip” gibi…Doğmak gibi…

Hani şu ahkam kesip; “An'ın tadını çıkar!” diyenlere belki de kulak vermeli.

Onların dediği gibi an'ın tadını çıkarıp tüm hesaplaşmalarımı yapabilirim kendimle.

Otobüsün camından gözlerimle gözgöze gelir, aynı zamanda da; önümden geçen değil, önünden geçtiğim ağaçlar, tarlalar, tepeler, dağlar gibi, anılarımı hızlı hızlı zihnimden geçirir hiç bitmesin isterim.

Her şeyi hızla tükettiğimizden yolculuklar mükemmel bir fırsattır, bir yüzleşmedir…

Evimin kapısı gibi cep telelefonu da kapalıdır, çalamaz, birisi gelemez. Sorumluluklar, yapmak zorunda olduğumuz işler yoktur.
Kalkıp oturma, kafamı dağıtma gibi bir durum da sözkonusu olmadığından, harikadır yolculuk.

Tek sorun ayağımın uyuşması ve bazen yanımda oturandır. Bana, uyur takliti yaptıran…

YOL. Sadece bu kelime bile kışkırtıcı ve davetkâr.

Öğrenmedir belki yol ve yolculuk. Okumak gibi.
Çok gezen mi, çok okuyan mı diye kafa karıştırmak niye?

O AN önemlidir, yalnız o’na konsantre olmak gerekir. Bulunmaz bir nimet, kutsal bir zaman dilimi adeta.

“Hadi gidiyoruz!” dendiğinde sadece ayakkabılarına doğru yönelebilmek.
Ama sadece ayakkabılara…

O nedenle ‘gitmek’ kelimesinin anlamı, benim için hâlâ tam olarak tarif edilememiştir.

An'ı bırakıp, zamana yapılan yolculuk mudur?

Tam bilmiyorum nedir GİTMEK?

Gelebilmek için bir bahanedir belki de...

Özdemir Asaf;
" Bırak sevdiğin gitsin
geri gelirse zaten o senindir
yok eğer gelmiyorsa senin hiç olmamıştır."
Demiş ya;
ne kadar doğru, üzerinde biraz da olsa düşünmek gerek.

Eğer sen de gittiğin yerden geri geliyorsan, senin olan bir şeyler var demektir, döndüğün yerde.

Gitmek; sevdiğine, seni sevenin yanına geri gelmektir belki de?...

Belki de sadece yaşamaktır; GİTMEK…

 
Toplam blog
: 61
: 771
Kayıt tarihi
: 18.09.08
 
 

Dünyanın en güzel şehri olan İstanbul' da yaşıyorum. Emekliyim. Güncel olayları yorumlamanın yanı..