Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '13

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Nefes

Nefes
 

Bu tür yazılarımızla biz Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Yani size nefesi anlatacak değilim; anlatan anlatmış zaten.

Konular bilim literatüründe açıklanıyor da bunların aklımızın almadığı, olmaması gereken, şaşırdığımız, çaresiz kaldığımız yönlerine değinilmiyor.

Örneğin adam bana kelliği anlatıyor ama 20–30 yaşında bir insanın kel olmasının kabul edilemez olduğunu söylemiyor. Bu böyle, ne yapalım diyor.

Nefes de aynen böyle bıçak sırtı bir konu. Kerim Korkut diyor ki “Ben bilimin aklıyım” Gülüyorlar. Ulan s...ak, ne gülüyorsun! Bilim nefesi anlatmış mı? Evet. Her şeyini yazmış çizmiş ortaya koymuş mu? Evet. Ağzınla burnunu birlikte kapattığın zaman ölüyorsun. Bilim nefesle ilgili her şeyi biliyor ama buna bir şey yapamıyor. Acaba bir çaresi olabilir mi diye çalışmamış da.

E ne yapalım yani, yaratan böyle yaratmış. Olmaaaazzzzzz! Ben aklımın yetmediği şeye itiraz ederim. Gerçi kafana da bir taş vursalar yine ölürsün ama bu başka bir şey. Yüzünde iki tane delik var, kapatıyorlar ölüyorsun. Hayat bu kardeşim, nefes almadan durman gereken haller olabilir. Ne yapacaksın? Öleceksin! Böyle şey olur mu ya!

Ağzımız, burnumuz tıkandığında neden bu kadar çabuk ölüyoruz? Suya düştün, boğuldun öldün gittin. İnsan suya her zaman düşebilir. Tamam, birileri bizi öldürebilir ama kendi kendine ölmek de bu kadar kolay olmamalı. Ne yapalım Allah böyle yaratmış bu böyle deyip geçmek yanlış bence. Bilim üzerinde çalışmalı, biz üzerinde düşünmeliyiz.

Ağzımız, burnumuz tıkansa bile bildiğim kadarıyla vücudumuzda üç tane daha delik var. Derideki gözenekler de cabası. Bir tıkanma durumunda bunların neden hiç faydası olmuyor? Örneğin kulağımızdan her şey giriyor, çıkıyor. Aşağıdan sıkışınca hava çıkıyor. Buna rağmen en küçük bir tıkanmada ölüyoruz.

Bilimin vücudun kendi kendine güvenliğini sağlaması ile ilgili böyle konularda çalıştığını duymadım. Allah yarattığı her şeyin güvenliğini de yaratmıştır. Ben size ağız verdim ama hep açık kalacak, kapatırsanız ölürsünüz demiş olabilir mi?

Belki insan vücudunda küçük bir ameliyatla zor durumlarda ağız ve buruna alternatif olabilecek bir yapı oluşturulabilir ki böyle bir durumda insanların nefes alamayıp ölme paranoyası da son bulur. Bugüne kadar sizce dünyada boğularak ölen ve öldürülen insan sayısı kaçtır? Bence binlercedir. Dediğimiz çözüm olabiliyor idiyse ve bilim tarafından yapıldıysa bir katilin sizi boğarak öldürmek istemesi halinde işinin zor olduğu açık.

Sonra koştuğumuz zaman nefesimizin kesilmesi de üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. İnsan çok uzun mesafede ya da çok hızlı koşmak zorunda kalabilir. Daha kötüsü hem uzun mesafe hem de hızlı koşmanız gerekebilir. Bünyeniz de uygun değilse koşamayacak yakalanacak ya da başka kötü bir durumda kalabileceksiniz demektir. Bunların hepsi kötü şeyler. Bir katilin önünden kaçmanız gerekebilir. Nefes sorununuz olmasa belki canınızı kurtarırsınız. Ama bu durumda denilebilir ki katilin de nefes sorunu olmaz ve sizi yine yakalar. Saçma sapan yerlere gitse de bu tartışmayı yapmalıyız. Bizi bir çözüme götürebilir. Artık bu çağda insanların kendi güvenliklerinin teknoloji yardımıyla bizzat kendi üzerlerinde sağlanması konusunu düşünmeliyiz.

Daha kötüsü hem uzun mesafe hem de hızlı koşmanız gerekebilir. Böyle bir durum var olduğuna göre yaratan bunun çözümünü de vermiş olabilir ve belki biz bunu bilmiyoruzdur. İnsanın böyle koşuları(kaçmaları) yapması gerekmez, böyle bir durum varsa sonucuna katlansın diyebilir miyiz? 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..