Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '12

 
Kategori
Anılar
 

Nefsini öldür ölmeden!

Nefsini öldür ölmeden!
 

flicker


Ankara’da bir hastanenin girişindeyiz.

Yakınımız, yukarıda ameliyatta.

Bir araba yaklaştı, döner kapı açıldı,

Baktık, eski ve önde gelen siyasilerden biri…

Omuzları düşmüş, avurtları çökmüş.

Çevresine bakamayacak kadar dalgın.

Aslında, etrafında bir şoför ve korumadan başkası da yok.

Belli ki, kaygısı var… Tıpkı, bizimkisi gibi…

Hey gidi hayat! Bir var, bir yok.

Mevki makam, şan şöhret, kocaman bir yalan.

Bir zamanlar O’nun da önünde el pençe divan dururlar;

Belki bir randevu almak için kapılarda yatarlardı,

‘Yüksek irtifasından yararlanmak, seçkin “listesine” girmek için…

Ve her şey gibi bütün bunların da bir sonu vardı; hep öyleydi: dün-bu gün-yarın!

İnsanın kendisiyle yüzleştiği, hesaplaştığı an’lar elbet, başlar…

Böyle zamanlarda, (elimde olanak ve güç varken “hakkaniyete uydum” ) diyebilmek ister insan.

Kendini arar!

Gelişmiş toplumlar zaten kurallı yaşar. Bir ölçüde kurumsal denetim, o muhasebeyi, yapar.

Bizimki gibi kültürlerde;

“vebal almamak”, “ah almamak”, “hak yememek” gibi kavramlardır; hem kişiyi sınırlar, hem de tartıya koyar.

İşte o an’lar, kişisel ile toplumsal vicdanın çakışması veya çatışmasıdır.

Orada kimse utanmayı, üzülmeyi istemez.

Kimse, pişmanlıklarıyla yüzleşmeyi ve vicdan denen en güçlü insani değerin ağırlığı altında ezilmeyi kolay kolay göze alamaz.

“Ben ne yaptım ki?”, “Başkası da aynısı, dahası, fazlasını yapardı” demekle de avunmak olmaz.

Çünkü varsa bir kandırmanın en acı olanı; kişinin kendisini aldatmasıdır.

Gerçek, günyüzü gibi bir yerlerde durur.

Çırılçıplak eller gibi, yapılan haksızlıklar kişinin yüzüne vurur.

İşte o anlarda vicdan huzuru içinde alnı açık ve yüreği tertemiz durabilmek,

En büyük makamdır, en değerli servettir, en geçerli varlıktır.

Bunları yazımın başında söz ettiğim kişiyi görünce hemen zihnimde yazdım.

Kendisi bu yazıdaki eleştiri öğeleriyle anılacak biri değildi ve bildiğim kadarıyla hoşgörülü, çelebi, mütevazi bir insandı.

Şimdi yalnız olsa da, içi rahat olsa gerekir.

Ve aslında ne güzel bir deyiş vardır, halktanlık, sıradanlık ve insan doğallığına vurgu yapan:

“Nefsini öldür ölmeden!”

 

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..