NEK: Epistemoloji

Ayırtsızlığın ayırtsızlığı, oto-kritik + oto-organize + negatif entropili sistemlerde olabilir. Bu durum, onları evrimsel açıdan kritik eşik kılar.

Genetikte işlevsiz gen olduğunu biliyoruz. İşlevsiz biyokimyasal reaksiyonlar da olabilir ya da olağan sonuçlu dışı; küçük, nötr ve negatif etkili reaksiyonlar da olabilir.

Evrime bakalım:

Önce tek hücreli mikroorganizma vardı.

Sonra tek hücreli DNA’lı hücre geldi.

Sonra 2’si sembiyözle 1 canlı oldu.

Bu süreçte, mitokondrinin tamamının şu an işlevli olması zorunlu değil, protoplazmanın da. Zaten genlerin tamamının tüm sentezlemeleri ve hücre içi tüm biyokimyasal reaksiyonları, hatta reaksiyona giren moleküller (hormonlar) bilinmiyor henüz.

Bunlar, olağanüstü koşullarda böyleleşip, sonradan sıradan koşullarda devam etmiş olabilirler. Yaşamın evrimsel aşamalarında birçok aşama öyle olmuştu, kooservat türü, kendi büyüyen kil (karbon yerine, silikon kimyalı negatif entropili) türü gibi.

En sona atlarsak:

Bugün 90 kiloluk 170 santimetrelik bir insan, düşünce-beyin açısından, 85 santimetreye ve 50 kiloya düşürmek mümkün. Cüceler açısından bu sınır, 55 santim ve 30 kilo. Yani böyle biri bir uzay yolculuğunu hiç aksamadan yürütebilir.

Keza bugün nanokemoteknolojide enzimlerin kökü, özgün molekülün 1/10’u veya 1/50’si düzeyinde kök-molekül ile işletilebiliyor.

Tüm bu kritik eşikler, özgün diyalektik durumlar nedeniyle böyle. Yalnızca, doğal koşullarda bunlardan bir tanesi çok nadiren gerçekleşiyor, sonra biz de ona bakıp geri kalanını tasarlayıp uyguluyoruz.

Bana öyle geliyor ki epistemolojik tekilleşme, bunu geçici olarak görünür kıldı. Bu bilgi ve daha önceki bilgiler, düşüş döneminden sonra uzun süre silinecek ve dağılacak, epeyi süre sonra yeniden sentezlenecek (yeni diyalektik süreçler. Bu ön-görüngü, taa 5.000 ila 50.000 yıl sonraki kalıcı bir evrimsel aşamay imliyor olabilir. Şimdiki bilgilerimizle bu görüngü, 500 yıllık gelecekbilimin gerçeklik panoramasına sığmıyor ve onu aşıyor.