Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Nemrut'da Güneşin Estetiği

Nemrut'da Güneşin Estetiği
 

Sabahın körü, ya da daha sabah olmamış. Yola düşmüş gidiyoruz. Hayalimiz bizi düş dünysında gibi büyülüyor. Hep ihtişamlı dev heykellerin boyutlarını merak ediyoruz. Çok duymuş, okumuşuz hatta belgesellerini izledik, ama insan kendi gözleri ile bizzat görmeyince bütün tahminler sisli oluyor. İşte şimdi biz bu gizemli heykelleri yerinde görmenin heyecanı ile yola devam ediyoruz.

Şafak henüz atmamış, geçtiğimiz köyler uykuda.Yollar pek kalabalık değil, trafik sakin arasıra bizi geçip, tekrar geride kalan bizim gibi hedefteki zirveye doğru yol alan turist gurublarının arabalarından sızan eğlence-şamata sesleri karanlığı inceltiyor. Herkes yola ilerledikçe başını eğerek ileri doğru bakmaya çalışarak daha çokmu, gelmedikmi demeden kendilerini alamıyorlar.

İşte ufuk aydınlanmaya başlamak üzere, bizde taşıtımızdan iniyoruz. AAA oda ne yazın bu kavurucu sıcağında sanki kış ayazı. Çevreme bir baktım, herkes birşeylerin içine, battaniye, gocuk , kaban nevarsa sarınmaya başlıyorlar. Her zaman sakin gece ayazı oluyormuş, ama bu gün sizi, iki bin metre de uçurtma gibi havaya kaldıracak rüzgarla karşılandık.

Ayaklarımızın altında uzayan taş döşenmiş patikayı iyi seçemiyoruz, görüş mesafemiz çok sınırlı. Ama seher yelleri gibi gittiçe dinginleşen havadaki rüzgar, tepeye doğru yürüdükçe havanın aydınlanmasına saygı gibi, bizide rahatlatıyor.Bu arada tırmandığımız yokuşun farkına varamıyoruz bile.

Nihayet ayaklarımızın altında, kalker çakıllarının bizi sağa sola yalpalattığını fark ediyoruz. Başımızı kaldırdığımızda dev tümülüs tam da önümüzde. Zirvesi belirsizce göğe doğru sünüp kayboluyor.Ama henüz Tümülüs yamacındaki dar patikada ilerliyoruz. Az ilerde yüzünü doğuya dönmüş, bizden önce gelenlerin kalabalığı ile yol sakinliği bitiyor.

Tam busıra arkamızı dönüp baktığımızda karanlık bir deniz. Dağların aydınlanmaya başlayan ufuk çizgisi belirmeye başlarken, ova üstündeki gecenin bıraktığı karanlık sis ayrıntılarını örtüyor.Bu görünüm aydınlansa sanki deniz görülecek;duygusu ile düşmemek için önümüze bakmaya devam ediyoruz. Şimdi bizden öncekilerle birlikte seher mahmurluğundaki dünyanın, yeni güne uyanışına tanık olacağız.

Kalabalığın pür dikkat doğu ufkuna doğru bakmaya başladığı görülürken, Bir ses , uğuldayan rüzgara karışarak, sessiz olunması, bu alanın mistik ve inanç merkezi "kült" olduğunu hatırlatıyordu. Şimdi izleyiciler biraz daha ciddileştiler.Y. Mezopotamya ovası henüz karanlıktan kurtulmasada, çevremiz oldukça aydınlandı. Karşımızda gökkuşağı renklerine bürünmüş ufuk, güneşin çıkış zamanı yaklaştıkça saniye saniye renk değiştirmekte. Gün doğumuna tanık olma heyecanı, çevremizdekilerden bir çoğunca hiç yaşanmamış olacakki, toplulukta heyecan doruk noktasında olduğu, arasıra atılan çığlıklardan anlaşılmıyor değil.

İşte, güneş göz kırpmaya başladı bile. Bu gün biz şanslıyız demeyi unutmuşum sahiden. Çok zaman ufukta sis veya bulut olduğundan bu günün hazzını çokları duyamıyor. Bak bak muhteşem çıkışa bak. Biz çok zaman bulunduğumuz yerde ve deniz ufuklarında batışı görürüz ama doğuş çoklarımızın yaşam zamanlarına vaya yer imkansızlıklarına feda edilir. Adım adım izliyoruz dünyamızın yaşam kaynağını. Biz onun etrafında dönsekde, O cömertliği ve mütevaziliği anımsatırcasına, siz oturun ben geliyorum diyor.

Saatlerce yerde bu anı bekleyen kalabalık doğan enerji kaynağı ile beraber hepsi ayakta, yorgunluğun etkisini unuturken, şafağın ayazını ilk ışıklarla üzerlerinden silkelediler. Çevremizi tanıyalım derken bu sırada tümülüsün üstündeki dolunay, abajur gibi yanıp sanki kıral tacı oluyor Antiochos'un tümülüsüne. Çevremizdeki kalabalık Kült alanını gezmeye başlarken ben size şunuda demeden olmaz.

Güneş doğudan doğarken ben arasıra arkaya dönüp anıtları merak ediyordum. Güneşin ufukta yarattığı her renk slayt ışığı gibi tümülüsü renkten renge boyuyordu. Asıl fark edilmesi gerekende bu dedim kendi kendime. Antik sanat şaheserleri bu renk cümbüşünde adeta banyo yapıyorlardı. Herhalde güneşin estetiği bu olsa gerek diye düşünürken biz sit alanında tarihin ve medeniyetlerin unutulan derinlilerine daldık.

Bu izlenimlerimin devamını sizlere sunmaya çalışacağım.

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..