Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Nerde o eski 12 Eylüller!

Nerde o eski 12 Eylüller!
 

12 Eylül ihtilali, bizim yaştaki herkes için, kırık dökük anılar bırakmıştır ardında. Bazıları için ise, sadece anılar değil, "kırık kol" ve "dökük dişler" kalmıştır geride... Ben bunlardan birincilere giriyorum; buna da şükür!

Tüm ihtilaller gibi 12 Eylül de "geliyorum" diyordu ama, ortalık öylesine toz duman olmuştu ki, bu sesi kimse duymuyordu. Hatta, devleti idare eden siyasiler bile!

Oysa, davulun sesi arttıkça "düğün" yerine yaklaştığınız anlaşılır ya da davulcunun size gelmekte olduğunu anlarsınız; anlamanız gerekir. 12 Eylül'e gelinirken de, davul sesi değil ama silah sesleri iyiden iye artmıştı. Bunun planlı programlı bir geliş olduğunu, daha sonraları anlayabildik.

O günün sabahına, ilginç bir rüya ile uyanmıştım; rüyamda askerler şehrin meydanını kuşatmıştı, insanlar sağa sola kaçışıyor, kimileri de sırtından joplanıyordu. Günlerden Cuma idi; tıpkı 28 yıl sonra bugün olduğu gibi. Biz, biraderlerle evi badana ediyorduk. Ben yatarken, onlar boya almak üzere dışarı çıkmışlar, telaşla döndüklerinde şunu söylediler; "Askerler her tarafı tutmuş, ihtilal olmuş." Bu haberi aldıklarında sözünü ettiğim rüyadan yeni uyanmıştım ben de.

Sonra, tutuklamalar, takipler, soruşturmalar... Hesaba çekilen bir arkadaşım, sorgulama arasında benden de söz etmiş. Ertesi gün, "hazırlıklı ol, senin eve de gelebilirler", dedi. Ben de, sakıncalı olabilecek bazı kitapları "imha" etmek durumunuda kalmıştım. Ama gelen giden olmadı! Olan bizim kitaplara oldu!

28 Yıla rağmen 12 Eylül hatırlanmaya devam ediyor. Bunun nedeni, herhalde, bu ülkedeki fikir ehli herkesin, bir şekilde 12 Eylül'le hesaplaşma nedeni olduğundandır. Düşünce üreten, siyaset yapan, okuyan, yazan herkesin "ihtilallerle" sorunu olması, bir ülke için iyi bir şey aslında. Ama bizim ülkede, bu lüksü sadece 12 Eylül yaşıyor; diğer ihtilaller ya da postmodern ihtilal müsveddeleri aynı lükse sahip değil.

İhtilallerin babası sayılan 1960 İhtilalini bugün hala, "halk hareketi" olarak görenler var; hem de hukukçu bunlar. Halk kendi seçtiği iktidarı, devrim yapıp alaşağı ediyor, dahası Başbakanı ve iki bakanını da idam ediyor, bu hesaba göre. Herhalde bu millet "asmak için" adam seçiyor?

28 Şubat, 12 Mart bunlar da 12 Eylül'ün yerini tutamadılar. Bunların da seveni ve sevmeyeni var. Oysa 12 Eylül herkes için gerçek bir "ihtilal" hüviyeti taşıyor. En azından şimdiye kadar öyleydi. Ama şu son Ergenekon ifşaatından sonra, belki artık 12 Eylül'e de sahip çıkanlar olacaktır.

Bugün gazeteleri, televizyonları dikkatle takip edeceğim; bakalım 12 Eylülle ilgili kanaatlerde değişiklikler var mı? Bakalım "kanaat önderleri" nin, 12 Eylül yorumları renk değiştirmiş mi?

Bakalım, "Ah... nerde o eski 12 Eylül'ler." diyenler çıkacak mı!
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..