Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '14

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Nerde trak orda Prag (3)

Nerde trak orda Prag (3)
 

Cesky Krumlov'dan satın aldığımız Koh-i-noor kalemler


Nerde trak orda Prag (3)

Kahvaltıdan sonra ilk iş otel resepsiyonundan 110 Çek Korunası karşılığında tramvay, metro ve otobüslerde 24 saat geçerli bilet satın alıyoruz. Zaman kaybetmeden otelimizin karşısında bulunan Slavia tramvay durağına giderek, Nadrazi Hostivar yönünden gelen 22 no’lu tramvayı beklemeye koyuluyoruz. Hava soğuk ancak güneş bulutların arasından ara ara kendini gösteriyor. Durakta bekleyen bir adamcağız, meraktan olsa gerek, nereli olduğumuzu soruyor. Arkadaşlarımdan biri “Türküz. İstanbul’dan geldik.” cevabını veriyor. Adamın yüzünde bir sevinç parıltısı beliriyor ve bize Türkçe “Selam!” diyor. “Türkiye’ye hiç geldiniz mi?” diye soruyor arkadaşım. “Hayır, hiç gelmedim. Bu sözcüğü buradaki Türklerden öğrendim.” Kısa bir süre sonra, “Birkaç gün önce gelmiş olsaydınız, Prag’da hava daha güzeldi!” diye hayıflanıyor bizim adımıza. Tam bu sırada 22 no’lu tramvay durağa geliyor ve biz adamcağızla vedalaşıp, tramvaya biniyoruz.

Tramvaya biner binmez biletlerimizi vagonda bulunan bilet makinasına damgalatıyoruz. Boş koltuklara oturup, tramvay ilerledikçe meraklı gözlerle etrafı seyre dalıyoruz. İlk durak Koh-i-noor. İzninizle bu Koh-i-noor ismi üzerinde biraz duracağım. Bu isim benim kulağıma hiç Çek dilinde bir kelime gibi gelmiyor. Siz ne dersiniz? Aslına bakarsanız Koh-i-noor sözcüğü Farsçadır ve “ışıklı dağ” anlamına gelir. Peki “ışıklı dağ” sözcüğüyle kastedilen nedir? Bekletmeden cevaplayayım: bir elmas. Bizdeki Kaşıkçı Elması gibi büyük bir elmas. Hatta dünyanın en meşhur elması. Geçmişi 1300’lü yıllara dayanan bu elmas yaklaşık 189 karat ağırlığındaymış. Zamanla eski parlaklığını ve ihtişamını kaybeden Koh-i-noor, 1852 yılında Londra’da tıraşlanarak 109 karatlık bir elmasa dönüştürülmüş. İddia odur ki, Koh-i-noor elmasına sahip olan dünyaya hükmedermiş. Orijini Hindistan olan Koh-i-noor elması günümüzde Londra Kulesinde, İngiliz Kraliyet Mücevherleri arasında bulunmaktadır.

Prag ve Koh-i-noor ne alaka? Koh-i-noor diye bir tramvay durağının Prag’da ne işi var? Anlatayım. Koh-i-noor, Josef Hardtmuth tarafından 1790 yılında Viyana’da kurulan bir kırtasiye ürünleri şirketi. Bazı günümüz ansiklopedilerinde Josef Hardtmuth’dan kurşun kalemin mucidi olarak bahsedilir. Bu şirket günümüzde dünyanın önde gelen ve Avrupa’nın ikinci en büyük kurşun kalem, tükenmez kalem ve kırtasiye ürünleri üreticisi. Josef Hardtmuth’un varisleri Lewis ve Charles Hardtmuth, bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırları içinde olan ve bizim de bir gece konakladığımız Ceske Budejovice şehrinde bir fabrika kuruyorlar ve 1848 yılında kurşun kalem üretimine başlıyorlar. Franz Hardtmuth kurşun kalem üretimini daha da geliştiriyor ve sarı renkli ve yüksek kaliteli bir kurşun kalemi piyasaya sürerek buna büyük sarı Hint elmasının isminden esinlenerek Koh-i-noor adını veriyor. Bu kurşun kalem Paris’deki dünya sergisinde altın madalya alıyor ve aynı zamanda firmanın en başarılı ürünü oluyor. Kurşun kalemin sarı renk olması artık bir kalite simgesi sayılıyor ve diğer üreticiler de kurşun kalemleri bu renk üretmeye başlıyorlar. Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Ceske Budejovice’deki  Koh-i-noor kurşun kalem fabrikası dünyanın en büyük kurşun kalem fabrikasıydı. Uzun lafın kısası bir elmasın adı olan Koh-i-noor zaman içinde kalite simgesi bir marka haline geliyor. 1907 yılında Jindrich ve Sigmund Waldes isimli iki Yahudi kardeş Prag’ın Vrsovice bölgesinde, yani bahsettiğim tramvay durağının olduğu noktada, Koh-i-noor tuhafiye fabrikasını kuruyorlar. Bu kardeşler çok başarılı bir ticaret imparatorluğu inşa ediyorlar ve bildiğimiz çıtçıt imalatında dünyanın bir numarası oluyorlar. 1939 yılında Çekoslovakya Alman işgaline uğrayınca Waldes ailesi varını yoğunu kaybediyor. Sigmund Waldes, ailesiyle birlikte New York’a kaçıyor; bir Çekoslovak vatanseveri olan Jindrich ise ülkesinde kalıyor ancak bilinmeyen şartlar altında hayatını kaybediyor.

Gezimizin ilerleyen günlerinde tarihi Cesky Krumlov kasabasında Serdar arkadaşımla beraber Koh-i-noor ürünleri satan bir dükkan görüyoruz ve buradan bolca kurşun kalem ve silgi alıyoruz. Tramvayımız Koh-i-noor durağının ardından Prag’ın merkezine doğru ilerlemeye devam ediyor. Birkaç durak sonra bayan bir bilet denetçisi biletlerimizi görmek istiyor. Kendisine biletlerimizi gösteriyor ve şehir merkezine doğru yolculuğumuza devam ediyoruz.

 
Toplam blog
: 42
: 1065
Kayıt tarihi
: 13.11.12
 
 

1995 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi Bölümü'nde..