Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Nerede kaldı o eski bayramlar

Nerede kaldı o eski bayramlar
 

Nerede kaldı o eski bayramlar...  Yıllar sonra bugün geçmişe dönüp baktığımda içtenlikle, hüzünle ve fısıldayarak söylüyorum defalarca bu cümleyi.. Anlamını kavrıyor ve değişimin ruhunu anlıyorum. Zaman bizi büyütüp hayat telaşına sürükleyip bencil ruhlarımızı yalnızlığa alıştırıyor. Her geçen gün birimiz eskiden kopuyor yenileşme adımlarını atıyoruz. Aslında bayram yine bayram ama içımizdeki çocuk  aynı değil... Hayat çocukluk sevincimizin yerini geçmiş özlemi ve gelecek telaşıyla dolduruyor.

 Ben küçük bir kızken dedem söylerdi sık sık. ama şimdi görüyorum ki bunun birçok kişinin düşündüğünün aksine yaşla değil, yaşanmışlık ve tüketilmişliklerle ilgisi var... Artık bayramın adı iyiden iyiye değişti, işten kafasını ayıramayan günümüz insanıyla birlikte. Bayramların adı tatil oldu.. Ve 9 günden aşağı hesaplandığında da "aaaaa hay Allah" tepkileri verilmeye başlandı. Peki ya bu mu bayramın anlamı? Bu mu öğretildi bize, böyle mi yaşadık bayramlarımızı... Nerde eli öpülmeyi bekleyen büyüklerimiz, bayramlıklarını başucunda saklayan çocukluklar.. Bir tebrik mesajına hapsoldu artık hepsi. Ne büyük iş ya, bir mesaj hazırlayıp, ki artık o bile hazır mesaj halini aldı, tüm numaralara gönderdin mi herşey tamam...

Çocukluğumdan bayramlarda hatırladığım özellikle arefe günü, anneannemin  mutfaktan çıktığında asma yaprağı kokan hafif nemli elleri oluyor...  Bayram yemeğinin değişmeziydi zeytinyağlı yaprak sarması.... Ellerini öperken huzur bulduğumuz büyüklerimiz. Şeker biriktirdiğimiz çantalarımız,  sokaklarda oynayacağımız oyunlarımız, harçlıklarımıza her eklenen bayram harçlığıyla baştan saydığımız heyecanlarımız... İki gün önceden askısıyla odanın kapı koluna  astığım ve yatağımın kenarında kutusuyla sakladığım bayramlıklarım...

Sabahın erken saatinde dedemin öksürük sesiyle uyanırdık bayram sabahı.  Evin erkekleri bayram namazına gider, dönüşte gelip diğer fertleri alır ve kabristan ziyaretleri yapılırdı. Eve dönülür böylelikle aile içi bayramlaşmalar bitirilirdi. Sonra büyük heyecanla aile yakınlarına gidilirdi... Çocukluğumun en güzel günüydü o günler. Tüm aile gelirdi dedemlerin anneannemlerin evlerine.. Dayılar, amcalar, teyzeler ve kuzenler, yeğenler. Mutfaktan mis gibi kokular yayılırdı ... Zeytinyağlı yaprak sarması ve kızılcık hoşafı en sevdiklerimdi.. Yemekler yenir, herkes bayramlaşır, harçlıklar toplanıp tüm çocuklar sokağa çıkardık. Köydeki tek bakkal olan Mehmet Dayı nın dükkanı  o gün tıklım tıklım olurdu. Erkek çocuklarının çatapat satışları tavan yapardı... Çünkü Bayramdı.

Şimdilerde bu telaşı bırakın   çocuklara yaşatmayı, kimse yaşayamaz oldu... Nedir şimdi bayram telaşının karşılığı? Hemen cevap vereyim: "Nereye gitsek?" evet işte sadece bu.. Peki günümüz çocukları büyüdüğünde anlatacak ya da anlamı olacak neler kalacak akıllarında bayramlar adına... Hiçbirşey.. Onların bizim gibi anlatacak anıları bile olamayacak... Tıpkı arap kızlı mabel sakızlar gibi, elma şekeri gibi, çatapat gibi, leblebi tozu gibi...

 Sözün özü; bundan yıllar önce küçük bir kızken büyükler gözüme çok büyük gözükürdü ve kayıplarım daha azdı.. İnsanlar daha insan dünya daha yaşanılabilir bir yerdi... Yani yıllar önce şimdiye göre... ilk kez dedemin ağzından duymuştum işte o  cümleyi. Şimdi ben kullanıyorum....

Nerede kaldı o eski bayramlar...

Hepimizin Şeker Bayramı nı kutluyorum. Sağlık, mutluluk ve huzur içinde bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum... Sevgi ve saygılarımla...

 
Toplam blog
: 146
: 762
Kayıt tarihi
: 02.05.14
 
 

İnsanları ve yaratılmış tüm canlıları severim. Yazmak amatörce de olsa hayatımda bir süredir var...