Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '14

 
Kategori
Siyaset
 

Nereden? Nereye?

Nereden? Nereye?
 

Ülkemin değerleri


Bu gün sanırım en eğitimsiz hükümet ile yönetiliyoruz. Öğretim konusunda da en zayıflardan biri. Ancak öğretimin çok önemi yok. Bir çok insan iş konusunda kendini yetiştiriyor. Fakat eğitim çok önemli. Ailede bebeklikten başlayan ve bitmeyen bir süreci var. 50 yaşınıza da gelseniz babanız veya anneniz yada büyükleriniz tarafından hatta bazen küçükleriniz tarafından eğitilmeye devam ediyorsunuz. Tabii ki burada sizin onayınız çok önemli. Eğer siz direnç gösterirseniz kimseler sizi eğitemez. 

AKP Hükümeti tarafından çıkartılan kanunlara bir bakın. Neredeyse tamamı yamalı bohça gibi. Hiç bir kanun yerli yerinde değil. Ya bilgisiz kimseler tarafından hazırlanıyorlar. Yada birileri bir şeyleri değiştiriyor. Belkide bilerek suistimale açık kapılar bırakılıyor. Bakıyorsunuz kapıların kapalı olduğu kanunlarda torba yasa ile değişiyor. O kadar çok torba yasa olduki neyin ne zaman neyle nasıl değiştiğine kimseler yetişemiyor. Bunlar o kadar birbirine karştı ki bazı yasalarda birbirine tezat maddeler bile yayınlandı. Bunu takip eden kurum bile takip edemiyor.

İnsanlar kendi fikirlerinin doğru olduğuna inanırlar. Bu her insan için geçerlidir. Eğitimsiz insanlar televizyonda yarışma programı seyrederken eğitimli insanlar kitap okurlar. Eğitimsiz insanlar kendi fikirlerini başkalarına empoze etmeye çalışırken, eğitimli insanlar kendi fikirlerini önce araştırır doğruluğundan emin olur ve başkalarına anlatırlar. Bundan sonrasında da bu ikilem devam eder. Eğitimsiz insan yeni fikirlere kapalıdır. Eğitimli insan yeni fikri alır ve araştırır. Bu aşamada kaynaklar oldukça önemlidir. 

AKP Hükümeti devlet dairelerini kendi adamları ile doldurma gayretini o kadar yoğun göstermiştir ki bir çok eğitimsiz insan değerli kadrolara gelmiştir. Bir gazetede yazan odacı Hastahane Müdürü oldu. Manşeti bunun en açık örneklerinden biridir. Hal böyle olunca eğitimsiz yetkili kendi altını daha eğitimsiz eşi, dostu, akrabaları ile doldurmuştur. Devlet dairelerinde yapılan işlerin bir halt olmadığını orada oturan memurun yerine kendisininde oturabileceğini ve işin bundan ibaret olduğunu düşünen bu zihniyet icraata gelince işte böyle kanunlar hazırlamaya başlamıştır.

Eski Amerika Büyükelçisi bile, ilk yıllarda akıllı danışmanlarla çalışan Başbakan'ın özellikle Cumhurbaşkanının değişmesinden sonra etrafına hep pohpohcuları doldurduğunu bunun içinde her konuşmasında veya her uygulamasında açık verdiğini vurgulamıştır. Bir an önce etrafındaki bu gruptan kurtulması ve branşında dünyanın kabul ettiği insanları danışman olarak kullanmasını salık vermiştir. Başbakanın her söylediğini onaylayan ve ona göre yürütmeyi yürüten bir kesim yerine onun sözlerini eleştiren, inceleyen, kabul etmeyen ve doğru yolu gösteren bir ekip olması gerekliliğidir. Danışmanınızı sevip sevmemeniz önemli değildir. Sizi doğru yönlendirmesi önemlidir.

Buradaki temel çelişki şudur. Başbakan kendi hesabına hep haklı olmayı istemektedir ve her söylediği sözün kabul görmesini beklemektedir. Ancak bunu yaratacak danışman kadrosu yerine sırtını sıvazlayacak bir danışman kadrosu kurmuştur. Hal böyle olunca danışmanların işi kolaydır. Başbakan'a sürekli olarak siz en iyisini düşünmüşsünüz demektedirler. Olay terse dönüncede efendim bu zaten sizin fikrinizdi deyip olayın içinden sıyrılmaktadırlar. Başbakan yanlız kalmıştır. Ancak bu konuda da tek suçlu kendisidir. Kendisi kamu yönetimi konusunda eğitimsizdir. Ancak bunu kabullenmemektedir. 

Atatürk, bu ülkeyi ne tek başına kurtarmıştır nede tek başına kurmuştur. Bu bir ekip işidir. Üstelik bu ekibin çok eğitimli olması gerekmektedir. Ancak birileri bilmelidir ki ayyaş olarak adlandırılan insanların oluşturduğu devrimlerin tohumları o içki masalarında atılmıştır. Normal şartlarda Atatürk karşısında konuşacak cesareti bulmayanlardan o içki masalarında Atatürk'e rest çeken delikanlılar olmuştur. Bakanlara bu işi bilmediklerini söyleyenler olmuştur. Bu sofra milletin sofrasıdır diyenler olmuştur. Ancak bunu söyleyen öğretmen sofradan kovulmamış, ortamdan atılmamıştır. Aksine Atatürk sofradan kalkmıştır. Eğitim böyle bir şeydir. Eğitimli insan eğitmeyi görev addeder.

Bu ülkede ordudaki bir çok insan Ergenekon, Balyoz vb.. davalardan yargılanırken. Aziz Yıldırım şikeden yarglıanırken tape adı verilen kayıtlar delil sayılarak insanlar bunlara göre mahkum edilmşlerdir. Bu dönemde Hükümet üyelerinin ortak açıklamaları HUKUK devletiyiz HUKUK bağımsızdır. Üzerine olmuştur. Ancak aynı yollarla elde edilen tapeler Başbakana Bakanlara ve onların çocuklarına ait olunca HUKUKSUZ olmuştur. Bir vekil çıkıp Başbakanın günah işleme özgürlüğü var demiştir. Bunu televizyon programında söyleyecek kadar da cahildir. Çünkü hal böyle ise paşalar günah bile işlememişlerdir. Bu eğitimsizliğin tepe noktada olduğunun göstergesidir. Başbakanı Allah ile bir tutan açıklama ise eğitimsizliğin son noktasıdır. Üstelik bu oyların büyük kısmı dindar kesimden gelmiştir.

Önce çuvaldız başkalarına batırılmış iğne sonradan kendilerine batmıştır. Ama iğne acıtmıştır. Fakat bunun henüz iğnenin ucu olduğunu bilmek gerekir. Şimdi adalet zamanıdır. Eğer İlker Başbuğ Cumhurbaşkanlığına aday olursa bu millet AKPlisi, CHPlisi, MHPlisi ile onu seçecektir. Bu taktirde bu ülke yeni bir sürece girecektir. AKP Hükümetinin ilk yıllarındaki olumsuz davranışlarının önünü kesen Ahmet Necdet Sezer gibi İlker Başbuğ'da Hükümetin olumsuz davranışlarının önünü kesecektir. Cumhurbaşkanlığı makamı çalışmaya başlayacak ve ülkenin ali menfaatleri gündeme gelecektir.

Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 21
: 537
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1960 Ankara doğumluyum. İktisat mezunuyum. Haberleşme Ustasıyım. Uluslararası lisansl..