Nereden nereye?... Mişli geçmiş bir zaman da, Erdoğan'ın iktidarı.. / ''Türkiye Defteri''

''Erdoğan, hep başbakan, hep başbakan, hep Erdoğan!...''  

Görünen o ki, büyük parasal harcamaların sonunda, eskisi uzun yıllar önce böyle başlayan yeni isimli bir şarkı, halkın dilinde önümüzdeki çok uzun yıllarda da, söylettirilmeye devam edecek!... 

Fakat bu seçimler gene de önemli süprizlere gebe olabilir... Kılıçdaroğlu, Erdoğan'nın TV'de karşısına çıkmaktan çekinip, korkmasını iyi kullanamıyor ve bu yüzden en az beş puan kaybı var!... TV'ye Erdoğan'ı çıkarabilseydi, bu büyük yarışta 8-10 puan kazancı olacaktı... Erdoğan yürekli değil, akıllı davrandı ve ekrana çıkmaktan kaçındı!... 

Evet bu şarkı, artık yaprakları iyice sararıp solan Türk-İş'in, dört kişilik bir ailenin yaşama sınırını 2871 lira ve açlık sınırını da 871 lira ilan ettiği bu günlerde de, söylenmeye devam edecek!... 

Ve genel seçim sonucunda da, ''kabahatin çoğunun kimde olduğu'' bir kez daha ortaya çıkacak!... 

Ve ben, şaşkın ördekler ve ödlekler bir yana, gerçekten AKP'nin ilk çıkış zamanındaki düşüncelerine gönülden inanmış ve siyasetten kendilerine hiçbir maddi çıkar sağlamamış milyonlarca saffetli kişinin, artık AKP'den çok daha çok ileri bir yerde duran, yüksek ahlaklı Prof. Numan Kurtulmuş ve onun Has Parti 'si varken, Erdoğan'a hala oy vermeye yeltenmelerine, ahlaken, şaşırarak ve esefle bakarım!... 

Çünkü, hem hafızası 12 Eylül'den bu yana iyice zayıflayan, hem de çok çabuk gaza gelen ve gün geçtikçe gerçek yaşamdan kopup hayal adalarında hayal yaşamlarla avunan ve avutulan bir toplum haline dönüştürüldüğümüz için, burnumuzun neye battığını hala göremiyoruz!... Ve diğer dört duyumuz da, El Hayat Üniversitesi' ni bitirme tezi olacak kadar da zafiyette!... 

Bu ülkeyi sözümona ileri bir demokrasiye taşımaya çalışan ve bu taşımayı da, hem taşıma ve hem de çürük su ile yapmaya çalışan bir hükümetin verdiği gazlarla da bir alamete binmiş, bir yerlere gidiyoruz!... 

Bu saffetli millet de, birileri abdestli devlet korporatizmine giderken ve gene o birileri, el ve millet parasıyla ve müthiş yatırımlarla ve hortumlarla, artık milleti mi yoksa salt kendi tayfalarını mı abad ederken, sevgideğer halkımız da ''erkek gücü'' ne olan tüm hayranlıklarıyla, bu iktidarı ve başındaki ulu lideri, baş tacı yapmaya devam ediyor!... Ülkenin geleceği nasıl ipoteklenmiş, hiç de farkına varmadan!... 

Örneğin; malum büyükçe bir cari hesap açığıyla ilerleyen ekonomimizde, şu çok çok ilerlere giden sanayinin, devlet kösteğiyle(!) kullandığı elektriği OECD ülkeleri içinde en yüksek fiyatla satın almasına rağmen, bu maliyetlerle nasıl zirve yapabildiğini düşünmeyi bir türlü akıl edemeden!... 

Dünya da, ekonomik sıralamada 17. ancak, kişi başına düşen milli gelirde ise, dünyada 57. olan bir ülkenin çocuklarıyız!... 

Adamlar Kırım Savaşı' 'yla başlayan ve günümüze kadar kopmadan devam eden zincirleme bir süreç içinde seni borçla besleyip ve hiç yalnız bırakmamışlar!... Ve bu sürecin son 10 yılında, senin son kuşak torunlarını bile borçlandırmışlar!... 

2002 yılında kişi başına düşen borç miktarı 3000 dolardan bu yıllarda 7000 dolara yükselmiş!... Bu vahim durumları ya umursamadan ya da pek anlamadan, sen de ''Hür Adam'' ayaklarına gaz almaya devam ediyorsun!... 

''Kürt Sorunu'' seçim sonrasına ertelenmeye çalışılsa da, eğer gerçekten ileri bir demokratik müdahaleyle çözüme ulaştırılmaya çalışılmazsa, büyük bir bela olarak bu milletin başına çok daha şiddetle sarılmaya devam edecek!... 

Seçim propagandası yaparken trilyonlarca lirayı israf edip, eksik ve yanlış bilgilerl, ''Nerden nereye'' sloganıyla meydanlarda saffetli, temiz yürekli insanlara aktarıp, halkın tercihlerini kendi partisine yönlendirmeye çalışan başbakanı, resmi kurumların verileri, her nedense yalanlıyor!... 

Halkın on yıl önceki günlük tüketim maddelerinin ve bazı ekonomik üretim girdilerinin fiatlarını günümüzle kıyaslayarak ve örnekleri çoğaltarak, gerçekten nereden nereye geldiğimize bir göz atalım: 

Evet, Nereden nereye!... 

0- Kuran kurslarından yetişen kadroların, AKP'nin iktidara gelişine ve devamına ne kadar katkısı oldu bilemiyorum.... Ama 2002 yılında 3664 sayına ulaşmış olan kuran kurslarının bu son yıllarda 9486'ya ulaştığını biliyorum!... Kaçakları da bonusu... Artış oranı % 259!... Nereden nereye?... 

1- 2002 yılında bu ülkede mutfakların ve küçük çaplı ısınmanın ihtiyaç gidericisi 12Kg'lık tüp gazın fiyatı 17, 30 liraydı... Şimdi 59, 05 lira!...Yaklaşık % 340 gibi küçük bir artış!... Evet, Erdoğan'ın o veciz deyişiyle; ''Nereden nereye!... 

2- Ekmek 2002 yılında 25 kuruş iken, şimdi İstanbul'da 75-100kuruş arasında satılıyor!... Yani; ekmek fiyatları %300-400 arasında bir artış kaydetmiş!... Halkın ekmeği de nereden nereye gelmiş!... 

3- Benzinin litresi 2002 yılında 1, 48 lira iken şimdi İstanbul Avrupa yakası fiyatı 4, 16 lira!... Artış oranı % 281!... Sanırım Avrupa'nin en pahalı benzini!... Evet, değerli başbakanım; ''Nereden nereye!...'' 

4- 2002 yılında ülkede işsizlik oranı % 10, 2 iken, dünyanın sözümona 17. büyük ekonomisinde 2010 yılında , %42'lik bir artışla %14, 5'e yükselmiş!... Bir katakulle yoksa, 2011 yılında da birkaç puan düşmüş!... Ancak, DİSK-AR’ ın yaptığı araştırmaya göre de geçen yıl sonuna doğru %17, 36 olarak gerçekleşmiş!. . Yani i gerçek işsizlik oranında % 70'lik bir artış var!... Evet, ''Nereden nereye!...'' 

5- Çiftçinin, köylünün ve iyice daralan orta sınıfın yakıtı mazot ya da diğer ismiyle motorin, 2010 yılında 1, 22 lirayken, şimdi istanbul Avrupa yakası fiyatı, ( lütufsal, son seçim indirimiyle...) 2, 94 lira!... Son artış oranı gene de % 241!... Maşallah, maşallah!... Evet , '' Nerden nereye!...'' 

6- 2010 yılında 51, 5 milyar dolar olan ithalatımız, biraz da utanç verecek bir şekilde artmış!... Buğday, canlı hayvan, şeker başta olmak üzere, sarmısak, fasulye, mısır ve patatesi bile ithal etmişiz!... Tarım ve hayvancılık can cekişmeye başlamış!... Buğday açığımız %20'lere dayanmış!... 3, 4 milyon ton buğday ve 431.000 adet bu yıl sığır ithal etmişiz!... Ve ithalatımız 2010 yılında tam 185, 5 milyar dolara çıkmış!... Artış %361!... Maşallah, maşallah!... Evet değerli başbakanım, ''Nereden, nereye!... 

7- Dış ticaret açığımız 2010 yılında 15, 5 milyar dolarken, sağlıklı(!) bir şekilde artarak, 2010 yılında 71, 6 milyar doları buluvermiş!... Yani, % 462 oranında artıvermiş... ''Nereden, nereye!...'' 

8- Ve her yaptığımız 100 liralık dışardan alımın karşılığında, 2002'de 70 liralık ihracat yaparken, 2010 yılında bu rakam ilerleyeceği yerde, yaklaşık % 15 gerilemiş!... ''Nereden, nereye!...'' 

9- Milletin malı ''aslanlar gibi'' satılmasına rağmen, İç borçlanma 2002 yılında 149, 9 milyar lirayken, 2010 yılında maşallah, 352, 8 milyar liraya yükselmiş!... Artış oranı, % 235 gibi küçük ve yiğit başbakanımız için, sanırım önemsiz bir rakam!... ''Nereden, nereye!...'' 

10- Dış borcumuz 2002 yılında 130, 1 milyar dolar iken, 2010 yılında, % 217 gibi cüzi bir artışla, 282, 3 milyar dolarcığa çıkıvermiş!... Evet, ''Nereden, nereye!...'' 

11- İç ve dış borç toplamımız, 2002 yılında 221, 2 milyar dolar iken, 2010 yılında 510, 5 milyar dolara yükselivermiş!... Artış oranı, % 230, 8!... ''Nereden, nereye!...'' 

12- Fert başına düşen sırtımızdaki dolar borcu, 2002 yılında 3470 dolarken, 2010 yılında % 206 oranında arttarak 7143 dolara çıkmıştır... Öde, Mehmet öde!... Ve tabii ki, ''Nereden nereye!...' 

13- Evlerden vazgeçtik, sanayide kullanılan elektriğin kilovat saati (kWh), 11, 34 lirayken, fiyatı azalacağına artmış ve 17, 71 liraya ulaşmıştır. Artış oranı elektrik için müthiştir: % 56, 2  

OECD ülkeleri arasında, benzin ve elektrik fiyatlarında şampiyonluğu kimselere kaptırmayan AKP Hükümeti!... 

Bakalım, bu ampul daha ne kadar yakılacak?... 

Evet, bu AKP hükümetiyle nereden nereye?...  

Ama, bunca yaşanan rezilliğe, ezilmişliğe karşın, ''Nereye 'Payidar' , nereye!... 

27.mayıs.2011 / Tarabya