Neredeyiz?

Çok ilginçtir, Osmanlı Devletini birleştiren unsurlar tarihin çarklarında gün geldi Osmanlı Devletini parçalayan, bölen unsurlar oldu. Atatürk, parçalanan, bölünen bu ülkeyi yine bu unsurları da kullanarak bütünleştirdi, toparladı, küllerinden bir ateş yaktı ve Cumhuriyeti kurdu.

On üç milyonduk, yetmiş milyonu aştık. Yolumuz, suyumuz, elektriğimiz yoktu yaptık. Arşını, endazeyi bıraktık, kilograma, metreye alıştık. Fesi, kalpağı, poturu atıp şapkayla, pantalonla tanıştık. Karasabanın yerine traktör kullandık. Tekke ve zaviyelerin yerine modern okullar açtık, ağır aksak da olsa demokrasiye geçtik. Ama ne oldu da Atatürk'ün gösterdiği hedeflere halen varamadık.

Aynı masallardaki gibi uyutulduk mu yoksa? Tüm bunları sözde yapıp, özde anlayamadık mı acaba? "Az gittik uz gittik, bir arpa boyu yol gittik. " misali halen o masalların içinde mi kaldık?

Osmanlı'da 1. Meşrutiyet ilan edilirken Amerika kölelikle geçiniyordu. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet kadınlara seçme seçilme hakkını verirken, dünyada bir çok devlet bunu düşünmüyordu bile. Avrupa'da faşizmin en ağır koşullarında kaçacak delik arayan bilim adamları Türkiye'ye sığınıyordu. Benzer bir çok örnek sayılabilir. Ama şimdi neredeyiz?

Beyin göçünü önleyemiyoruz. Bilimsel gelişime ayak uyduramaz olduk. Çünkü önemsemiyoruz. Hammadde satıp mamul mal olarak geri alıyoruz. Kültürü zaten unuttuk, "yaşasın popüler kültür" diyoruz. Unesco 2007'yi Mevlana yılı ilan etmiş, umursamıyoruz. Amerika'da en çok araştırılıp okunan şair Mevlana olmuş haberimiz yok. Herhalde Amerika onu da bize bırakmayacak. Ama olsun bizim de nobelli yazarımız var.

Biz göle maya çalmaya devam edelim bakalım, kısmet belki bir gün tutar.