Nereye ey güzel insanlar?

Teğet ve simetri üzerine...

Aylardır kriz bize değerek mi geçti, değmeden mi geçti, yoksa bağımlılık halkasından bir simetri durumuna mı maruz kaldık gibi terimlerle konuşuyor, okuyor, tartışıyor yada düşünüyoruz...

Bir taraftan kendi kulvarında 'güçlü' sayılabilecek ''Krizden en az etkilenen ülke biz olacağız'' iddiası var diğer yandan işsiz kalan binlerce insan, gıda harici tüm ürünlerde KDV artışı, 'sermaye yeterliliğinden' dolayı batmayan ancak büyümeyen, ülkeye kaynak aktaramayan bankalar, iç pazarı canlandıralım diyen sermayedarlar ve birde IMF var...

IMF NE İSTİYOR? TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

IMF paketi kamu harcamalarının arttırılması değil kısılmasını istiyor. 2009 bütçe harcamalarının 9-10 milyar kısılması, sağlık harcamalarının azaltılması, kamu çalışanlarına zam yapılmaması, reel ücretlerin azaltılması, bütçe içinden belediyelere aktarılacak payın azaltılması taleplerden bazıları.

İç talebin canlandırılması noktasına değinecek olursak halen piyasada ücret ve fiyatların esnek olduğunu düşünen iktisatçıların var olmadığını varsayarak söylemek gerekirse;işsizlik ve reel ücretlerdeki mevcut yada olacak düşüşlere rağmen alım gücünün artması yani tüketimin artması, kredi hacmindeki daralmaya rağmen yatırımların artması, ya da IMF ye rağmen kamu harcamalarının artması gerekir.Peki tüm bunlar gözler önündeyken sormak gerekmez mi nasıl diye?
Tasarruf edelim, tasarruf etmeliyiz tasarruf edeceğiz... Varsayalım ki 600 ytl ücretle çalışıyoruz. Zaten tiyatro sinema konser vs. sosyal aktivitelerden geçmişiz. Ailemizde kişi başına gelir 219 ytl nin altında yeşil kart alma hakkına sahip, ancak üniversite hastanelerinde muayene olma hakkına sahip değiliz üzülmüyoruz çünkü devlet hastaneleri var ona da tamam. Doğalgaza %86 elektriğe %55 zam yapılmış, eğitim harcamalarımız umarız yoktur vs tasarruf edebiliriz ancak sanırım tüm bunlara rağmen tasarruf edebilmek için 'kasımpaşalı dirayetine' sahip olmak lazım. Gelirimiz bu seviyenin üzerinde ise de sağlık harcamalarımız için kişi başına yalnızca 76 ytl den başlayan taksitlerle muayene olma şansından faydalanabiliriz. Nihayetinde sağlıkta eğitimde bir sektör ve yarı kamusal hizmet niteliğinde mümkünse devlet tamamen sektörü bıraksın. Emekçi çocuklarının adı maddi olanaksızlıklardan dolayı okuyamadı yada zor okuttuk söylemleri literatürden kalksın adı belli olsun emekçi çocukları okuyamaz diye...

BİZ NERDEYİZ...

Ha kurtulduk ha kurtulacağız sevdasında mıyız, duyduğumuz her şeye inanırız okuma araştırma bizim için lükstür dedikodudan yada kahveden vakit çalıyor derdinde miyiz, aman bunlar gitse ne olacak yerine gelecekte aynı alışkanlığında mıyız yoksa evet tasarruf edeceğiz önce ampulleri söndürmekle başlayacağız diyenlerden miyiz???

niyetim kalıplara sokmak değil elbet bizleri...

niyetim gücümüzü fark etmemiz için hatırlatmalar yapmak olacak sonrasında da...
bu bir umut yazısıdır...