Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Neşe Evrim Hanımefendi'ye cevabi yazımdır

Neşe Evrim Hanımefendi'ye cevabi yazımdır
 

-Neşe Evrim hanfendi “Blogcu Arkadaşlara Çağrımdır.” Başlıklı bloğuma yorum yazmış.
-Ne demiş Neşe hanım yorumunda?
-Hemen yazalım.
-“Laik ideolojiyi sığlıkla suçlarken, kavramların içini boşaltarak öne sürdüğünüz sığlığa siz düşüyorsunuz ne yazık ki. Laik sözcüğü kaynağını eski yunanca ve Latinceden alır, halk anlamına gelir. Devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını, devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunur. Bunu yaparken de çağdaşlığa, bilime, akla dayanır. Manga Carta’dan beri. Çünkü laiklik bilimi ve aklı koyar, dinin yerine. Bir kere din üzerinden siyaset yapmaya başladın mı , din gelir ve buldozer gibi ezer geçer. Bakınız Pakistan, Afganistan, İran örneklerine. Öne sürdüğünüz tezler, ikinci cumhuriyetçilerin özgürlük adına öne sürükleri ve sonuçta dincilerle aynı saflara düştükleri tezlerdir. Atatürk Cumhuriyetinin temel ilkeleri ortadır: Bu ilkelerin her biri çağdaş, bilim ve akla dayalı demokrasilerin temel ilkeleridir. Ve bu gün ortada görünen şeriat devletlerinin. Bu gün dünyada mevcut şeriat / İslam devletlerinin hiç birinde MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi bir dahi kurtarıcıları olmadığı, milli mücadele ile birlikte ve akabinde laik devrimi gerçekleştiremedikleri için bu durumdadırlar. Batı demokrasilerinin ortaçağın sonunda hallettikleri bu meselenin ülkemizde yeniden suni gündemler yaratılarak ilk sıraya oturtulması ve bizlere belleklerimizin unutturulmaya çalışmasının kime ve neye hizmet edeceğinin hesaplarını iyi yapmak zorundadır aydın insanların. Bilip de susmak ya da meselelerin analizini gerçekçi olarak yapamamakta laik ve demokrat, çağdaş rejimin karşısında olmaktır. Saygılarımla.
-Noktasına ve virgülüne dokunmadan, yorumu buraya taşımış bulumaktayım.

* * * * *

-Ne demek istiyor Neşe hanım.
-Laiklik akla ve bilime dayanır.
-Bu söylem esasen basit bir burjuva devlet aygıtı söylemidir.
-Burjuva devlet aygıtı dini reddetmez.
-Aksine Kapitalizm, idealist felsefenin bir yansımasıdır.
-Kapitalizm sonuçta sınıflı bir toplum olması sebebi ile dini geniş halk yığınlarının üzerinde kullanmaktadır.
-Kapitalizmde din tümü ile bir sömürü aracıdır.
-Belli bir dozda topluma verilir ve bir noktadan sonra mesafe koyulur.
-Yani halk devlet aygıtına bulaşmaksızın, dinle kendi dünyasında dönsün, dursun anlayışı geçerlidir.
-Şunu belirtelim efendim.
-Mustafa Kemal Kapitalist devlet anlayışını redmi etmektedir?

* * * * *

-Şimdi buradan hareketle konuyu şuraya getirelim.
-İkinci cumhuriyetçilerin tezlerini savunmakla suçlamışsınız şahsımı.
-Suçlama diyorum.
-Bir iddiadır sizinki.
-Ama şahsım adına ağır bir iddiadır.
-Çünkü benim hiçbir düşüncem ikinci cumhuriyetçilerle örtüşmez.
-Neden örtüşmez?
-Yazılarımdaki görüş ve düşünceleri incelerseniz eğer, benim bir Marksist olduğumu görürsünüz.
-Peki Kapitalist devlet anlayışını savunan sizin düşüncenizle mi, ikinci cumhuriyetçilerinki örtüşüyor?
-Yoksa benim gibi bir Marksistlemi ikinci cumhuriyetçilerin söylemlerinde örtüşme vardır?

* * * * *

-Dincilik hangi felsefi akımın yansımasıdır Neşe hanım?
-Tabiki idealist felsefenin.
-Peki dincilikle mücadele nasıl olur?
-Bu konuda benden daha net tavır koyan kaç kişi vardır blogda.
-Dincilikle ancak Diyalektik ve Tarihsel Matreyalizmin güçlü söylemleri ile mücadele edilir.
-Şimdi sorarım size;
-Hangi ikinci cumhuriyetçiler benim gibi düşünmektedir?
-Yada ben hangi ikici cumhuriyetçi tezlerle örtüşen, düşünce ileri sürmüşüm.
-Bu son derece yanlış bir algıdır.
-İkinci cumhuriyetciler neyi savunur?
-Piyasa ekonomisini.
-Kayıtsız ve şartsız neo-liberal politikaları kabul ederler.
-Peki kapitalist ekonomi neyin nesidir?.
-Siz ikinci cumhurşyetcileri redderken, acaba kapitalizmide red ediyormusunuz?
-Peki şimdi bakalım efendim.
-Kapitalist üretim tarzını savunanlar mı, ikinci cumhuriyetcilere daha yakın?
-Yoksa ben gibi bir Marksistmi, ikinci cumhuriyetcilere daha yakın.

* * * * *

-Bu gün bahsettiğiniz laiklik anlayışı.
-Yani evrensel düzeydeki laiklik anlayışının, kaçta kaçı Türkiye’de uygulanmaktadır?
-İmam Hatip açan bir devletin laikliğinden ne ölçüde bahsedebiliriz?
-Diyanet işlerinin var olduğu bir devlet, ne ölçüde laiktir?
-Okullardaki din derslerinin varlığı neyin delilidir?
-Resmi, yarı resmi ve gayr resmi dinsel kurumlara, bütçeden pay ayrılması neyin nesidir?
-Yine dinsel kurumlara ödenek ayrılması, hangi laik devlet mantığı ile uyuşmaktadır?
-Şimdi budenli laiklikten uzak bir devlet aygıtı ortada duruken;
-Örgütlü dincilerle nasıl mücadele edilecektir.
-Bu devlet aygıtı dinle mücadele edemez.
-Etmeye kalktığı anda, devamlı çelişkileri suratına vurulur.
-Ve dincilerin saflarını güçlendirir.

* * * * *

-Sonuç olarak;
-Ben yurdumda mümkünse dinin hiç olmasını istemeyenlerdenim.
-Başka yazılarıma bakarak bunu çok daha rahat anlayabilrisiniz Neşe hanım.
-Dinciliği alabildiğine savunan ikinci cumhuriyetcilerle, nasıl düşüncelerim örtüştü, doğrusu anlamadım.

* * * * *

-Hani Neşe hanım; şunu deseniz daha mutlu olurdum doğrusu.
-“Sen bir dinazorsun.”
-Aslında benim için en uygun düşen şey budur.
-Çünkü efendim;
-Dinle mücadelenin tek çaresi vardır.
-“Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmdir.”

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..