Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '13

 
Kategori
Eğitim
 

Nesnel bir kişilik eğitimi

Nesnel bir kişilik eğitimi
 

Büyüklere düşen, öğretmek değil, öğrenme ortamı hazırlamaktır.


Dil, düşünceyi üretir ve yansıtır. Dil eğitimi bir düşünce eğitimidir. Düşüncelerimiz ise “biz” olduğumuza göre dil eğitimi aynı zamanda bir kişilik eğitimi de olmaktadır.

Ana dili eğitimi, en genel anlamda bir duygu ve düşünce eğitimi sürecidir. Çocuklar, anlatımı zengin metinlerle duymaya, düşünmeye yöneltilir. Çok boyutlu düşünme alışkanlığı ve insana özgü duyarlılıklar kazanmak, metinlerdeki insan ve yaşam gerçekliğini sezmek temel amaçtır. Öğrenciler, bir sanatçı duyarlılığı ile hazırlanmış, kendilerine duyma ve düşünme sorumluluğu verebilecek metinlerle karşılaştıkça her şey bir keyfe dönüşebilir.

Masallardan başlayarak her türlü metin üzerinde yapacağımız Düşünme Yıldızı çalışmaları, çocuğun bilinçaltına yerleşerek, kişiliğini etkileyen birer anı olacaktır.     

Mutlu, başarılı kişiler, geniş algılama yeteneği edinmiş bireylerdir. Çocuklarımıza, Düşünme Yıldızı metoduyla öyküler, romanlar, makaleler vb. okutarak, onların algı düzeylerinin gelişmesine yardımcı olabiliriz. Masal, fabl, öykü, roman, tiyatro gibi olaya dayalı metinlerde, analiz ettiğimiz kişilikler, onlar için kendini ve insanı tanıma yolunda çok değerli yaşantılar, eşsiz deneyimler olabilir.

Çocuklar, insan kişiliğini tanıma ve değerlendirme becerilerini, bu doğal ortamlarda geliştireceklerdir, hem de metindeki bir olay düzleminde. Yakın çevresinde ve yaşantısında olan bireylerin etkisinden bağımsız. Bu durum onların nesnel değerlendirme becerilerine yardımcı olacaktır.

Düşünme Yıldızları, bir karakterin duygu ve yaklaşımlarını soruşturur ve tahlil ederken, kişiliğin oluştuğu temel etkenleri, natüralist bir yaklaşımla su yüzüne çıkarmaya çalışır. Olaydaki kahramanların davranışlarını tartışmak, nedenlere inmek, çok yönlü kritik yapmak kişiliklerin tanınması adına nesnel yaklaşımlardır. Bu esnada tahminler yapılır, varsayımlar konuşulur, parçalar tek tek bir araya getirilmeye çalışılır.   

Çocuğun, farklılıklarımızı, olasılıklarla dolu oluşumuzu, yaşamı hareketlendiren zenginlikler olarak görebilmesi, tanık olduğu yaşantılarına bağlı olabilir.

Olay kahramanlarının söz ve davranışlarını sorgulamak, irdelemek, bir önceki ana gitmek insan gerçeğini çözme ve tanıma sürecinin bir parçasıdır. Şurası önemlidir ki söz konusu olan birey değil, davranışlardır, odağımızda davranışlar vardır. İnsan sevgiye layıktır, insanları yargılamak doğru bir tutum değildir.

Öykü ve masallar aracılığı ile çevresindeki karakterleri tanıyarak gelişen çocuk, anne–babasının, arkadaşının, diğer insanların davranışlarını yargılamadan önce onları, tarafsızca değerlendirebilecektir. Biz de o zaman bu farkındalığı kazanabilen çocukların, insanlara daha geniş bir algı düzeyinden baktığını söylemeye istekli oluruz. Onlar giderek olayları, durumları, ilişkileri hatta kendilerini de yansız ve beyin küresi içinde gözlemlemeyi başarabilirler.

Arkadaşların birbirlerine duygusal açıdan destek olduğu, empatik yaklaşımların geliştiği, kurulan cümlelerle sevgi ve dostluk tohumlarının ekildiği bu süreçler, çocuk ruhunu besleyen verimli sınıf iklimlerini oluşturur. 

Büyüklere düşen hem kendini hem de arkadaşlarını tanıma ve kendi benliğini de onlara yansıtma konumunda olan çocuğa Düşünme Yıldızı ortamları sağlamaktır.

 
Toplam blog
: 10
: 612
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak 30 yıl fiilen çalıştım. Türkçe derslerini, "anadil..