Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '14

 
Kategori
Dünya
 

Netanyahu ve Gazze

Netanyahu ve Gazze
 

Varlığın Bedeli


Gazze'ye saldırıların ilk başladığı günlerde İsrail başbakanı Netanyahu bir gazeteye vermiş olduğu demeçte önemli açıklamalarda bulundu. Birkaç başlığı paylaşmak olayları doğru okuyabilmek açısından gerekli. Hamas'ı yok etmek veya Filistin'de rejimi değiştirmek gibi amaçlarının olmadığını belirten Netanyahu operasyonların hedefinin hiç bir şeye ses çıkarmayan ve her söylenilene boyun eğecek bir Filistin Toplumu yaratmak olduğunu ve bu amaca mutlaka ulaşacaklarını belirtti.

 

 

''2008-2009 kışında yaptığımız Dökme Kurşun Operasyonu bize 4 yıllık bir eylemsizlik dönemi sağladı. Sonrasında yaptığımız Savunma Desteği Saldırısı'nın ( Kasım 2012 ) ardından ise 20 ay süren ve şiddetin olmadığı bir süreç yaşadık. Uzun süren saldırılar sonunda daha uzun süren eylemsizlik dönemleri yaşıyoruz. Asıl amacımız çatışmasız dönemler olduğundan operasyonları da uzun süreli tutuyoruz.

 

 

Hamas'a olabildiğince fazla zarar vermeyi amaçlıyoruz. Bu bağlamda hedefimiz örgütün silahlı gücü. Saldırılar sonrasında Hamas'ın Gazze ve Dünya kamuoyunda sahip olduğu desteği yitirdiği şüphesiz.

 

 

Mükemmel çözüm veya sihirli dokunuşlar yok. Güç kullanarak yapılabileceklerin de sınırı olduğunun bilincindeyim. Yaptıklarımıza cevapların geleceğinin de farkındayım.

 

 

Hamas, Gazze içinde roket üretimi için tecrübe kazanmış ve bölgede atölyeler kurmuş durumda. Son yaptığımız saldırılarla roket yapılan atölyeleri ve anahtar roldeki terörist liderleri hedef almaktayız. Kendilerini ulaşılmaz hale getirdiklerini biliyoruz. Toprak altındaki tünellerde ve sığınaklarda gizlendiklerini ve toplum içerisindeki popülerliklerini koruduklarını görebiliyoruz.

 

 

Sisi yönetimindeki Mısır’ın önceki Devlet Başkanı Mursi'nin tavrından farklı bir duruşu var. Mısır Gazze sınırında iç kesimlere giden tünelleri yakalayabilmek için eşi benzeri görülmemiş bir av başlattı. Umudumuz Mısır'ın da yardımlarıyla örgütün tekrar silahlanmasını engellemek ve işbirliğimizin sürmesi. Silahlı kuvvetlerimizin de bu konuda etken rolü en üst seviyede.

 

 

Gazze Hamas idaresinde kaldıkça gerginlik devam edecek. 2005'teki geri çekilmemizin karşısında durmuştum. Büyük baskı altındayız. Örgüt komşu ülkelerden tüneller açmakta ve sınırlarımızdan giriş yaparak üzerimize füzeler yağdırmakta. Benim için Batı Şeria da Gazze ile aynı önemi taşıyan bir konu.

 

 

Toplumumuzun dayanıklılığının ve güvenlik güçlerimizin emeklerinin hakkını vermeliyim. Demir Şemsiye beklentilerimizin çok ötesinde bir performans gösterdi. Denizden ve Hamas'ın tünellerinden gelebilecek saldırı tehlikelerinin nasıl egale edildiğini de unutmamalıyız.

 

 

Bazı yol arkadaşlarımın yüksek sesle dile getirdiği geniş tabana yayılmış bir çözümün toplumumuz için maliyeti yüksek olacaktır. Böyle bir çözüm askerlerimizin kaçırılması ve öldürülmesi riskini ortaya çıkarıyor. Bu da daha tehlikenin bir noktada olduğumuz anlamına gelir. Politikacı dostlarımın fikirlerinin ne kadar çabuk değiştiğini ve toplumun olaylar karşısında nasıl hemen karşı tarafa geçtiğini çok iyi biliyorum. Şu anki durum insani eleştirilerin de etkisiyle üzerimize gelen uluslar arası bir baskıya dönüşebilir. Durum bu hale gelirse kendimizi uluslar arası toplum tarafından Gazze sorununun tek sorumlusu olarak köşeye sıkıştırılmış halde buluruz. Gazze ile bağlantıyı tamamen koparmaktan bahsetmiyorum. Ancak bu durum kontrolün tamamen bizde olmasını istediğim anlamına da gelmiyor.

 

En son yapmak istediğimiz şey toprak işgal etmek . Ancak başka bir seçim şansımız kalmadığı süreçte bunu da yaparız. Koruyucu Sınır Operasyonu isimli harekat başladığı andan itibaren Hamas bizi onların toprakları içerisinde ilerlemeye mecbur bıraktı. Olayların dengelenmesi için bütün uğraşlarımızı bir köşeye itti. Mısır'ın barış anlaşması teklifini de bir köşeye itiverdi. Beş saat süren ateşkesi bile bozdular.

 

 

Katar veya Türkiye'yi Hamas'la aramıza arabulucu olarak getirmenin bir faydası olacağına inanmıyorum. Mısır arabulucu olması gereken ülkeler arasında şahsi tercihimdir.

 

 

Sonuç olarak Hamas'la daha önce yaşadığımız sorunların gölgesinde bugün yaşadığımızdan daha istikrarlı bir Orta Doğu'nun olduğu zamanlarımız oldu. Şu an çevre ülkelerin tamamında benzer sorunların yaşandığını görebiliyoruz. Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün ve Batı Şeria'da yaşanan sorunlar bahsettiğim konuya ayrı birer örnek. Halen sürmekte olan savaşımızın gerekçesi bu bölgesel kaosa neden olan bir yapı olan Hamas'la mücadelenin gerekliliğidir.

 

 

İran'ın nükleer silah yapma kapasitesine erişmesinden uzaklaştırılmasının aciliyetinden dolayı uluslar arası kamuoyunun gücünün kullanılması son derece önemli.

 

 

Sorumluluk sahibi bir başbakan sadece Gazze sorunu üzerine yoğunlaşmak gibi bir lüksü yoktur. Bu yüzden Gazze'yi diğer hedeflerimden ayrı tutmuyorum. Bölgedeki ortaklarımızla bu konuların tamamıyla ilgili işbirliğimiz sürmeye devam etmelidir.''

 

 

 

Gizli mesajların ardında İsrail'in yapacaklarını açıklayan bir demeç. Çok fazla dağılmadan bu konuşmanın içeriğini inceleyince fotoğrafın tamamına dair her şey çok daha net anlaşılabilir.

 

 

İsrail saldırmaya devam edecek. Hem kendisini mağdur gösterecek  hem de çocuk ve  kadınları öldürmekten vazgeçmeyecek. Belli bir süre askeri olarak suskunlaşıp Gazze halkının üzerine ekonomik temel yaşam haklarını kısıtlayarak gidecek. Ardından halk patlama noktasına geldiği an tekrar askeri operasyon düzenleyerek yeni yerleşim yerleri ve işgallerle daha da genişleyecek.

 

 

Kontrolün sadece kendilerinde olmasını istemediklerini söylemesi konuşmanın en önemli ayrıntısı. Kontrolü sanki Hamas'a bırakıyor gibi yaparak istediği gibi tavır almak son derece sinsice bir plan. İsrail Hamas'ın varlığına muhtaç. Örgüt devam ettiği süreçte El Fetih veya FHKC gibi sol örgütler köşeye sıkışmış durumda kalacaklar. Din temeline dayalı bir örgütün manipülasyonunun kolaylığı İsrail'in elden düşürmeyi kesinlikle istemeyeceği çok önemli sosyal bir silah.

 

 

Amacının toprak işgali olmadığını söylemekle birlikte kendilerine öl denildiği an ölmeyi kabullenmesi istenen bir Filistin toplumunu şekillendirme peşinde. Mısır kim tarafından yönetilirse yönetilsin Filistin Halkı'nın tarafında değil. Türkiye ve Katar arabulucu gibi görünmelerine rağmen Filistin halkının yanında değiller. Kurulan füze ve radar üsleri İran ve Rusya’yı hedef almalarının dışında İsrail’e örtü vazifesi görmekte. Filistinliler'in ne dünyada ne de bölgede dostları yok.

 

 

İsrail Filistin meselesinden sonra İran'a saldırmak için diş bilemekte. Bunun için de nükleer gelişimi bahanelerinin başında tutmakta. İran arkasındaki gizli Rus ve Çin desteği olmasa çoktan İsrail, ABD ve Türkiye tarafından saldırıya uğramıştı. El altından Irak ve Suriye'ye, açıktan Filistin'e yapılanları gözlemlediğimizde olayların nereye gittiğini görmek için kahin olmak gereksiz.

 

 

 

http://www.timesofisrael.com/what-netanyahus-thinking-on-

 
Toplam blog
: 12
: 376
Kayıt tarihi
: 11.03.13
 
 

Blog Yazari  Politika, stratejik araştırmalar, edebiyat, güncel olaylar, haber yorumları, çev..