Nevruz bir kesimin simgesi olmamalı

Doğanın uyanışını simgeleyen ve geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz Bayramı geldi çattı bir kez daha...

Havaların yavaş yavaş ısınmaya başlamasıyla yüzünü daha çok gösteren güneş herkesi sokaklara sürüklerken; her Nevruz sokaklarda sağa sola saldırıp hıncını kamu varlıklarından alanları izlemeye tahammül edemez olduk...

Orta Asya devletleriyle bazı Doğu Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere yılların birikimi ve geleneklerinin bayram havasında yaşatıldığı bu özel günde nedense ülkemizde bir türlü istikrar sağlanamıyor...

Nevruz nedir diye düşündüğümüzde büyükşehirlerde gösterilerin düzenlendiği, polis ve vatandaşın karşı karşıya geldiği, insanları tedirgin edecek düzeyde çatışmaların yaşandığı görüntülerden başka bir şey gelmiyor aklımıza maalesef...

Oysaki geleneklerin yaşatıldığı, diyalog, hoşgörü ve paylaşımın gerçekleştiği; tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi görüntüler yaşanamaz mı? Çok zor değil elbet...

***

Önceki gün İstanbul ve Diyarbakır'da yaşananları izleyenler git gide ötekileştirilen ülkemizin içler acısı haline öfkeyle şahit oldular... Kimisi içinden beddua etti, kimileri küfürler savurdu kızgınlıkla.

Yaşanabilecek gerginliği daha haftalar önceden tahmin eden devletimiz yayınladığı genelgeyle Nevruz kutlamalarının sadece 'günü' olan 21 Mart Çarşamba günü kutlanabileceğini açıklamakla yetinirken, onun ötesindeki her şeye demir yumrukla karşılık vereceğini anlamlandırmıştı aslında.

Bu kadar ciddi bir öngörünün altına kontrollü, mantıklı ve sınırları çizilmiş bir alanda yapılabilecek kutlamalara onay vermek kimsenin aklından geçmedi mi acaba?

Polise saldırmak, durakları belediye otobüslerini taşlamak kesinlikle kabul edilemez kuşkusuz ancak bu insanları galeyana getiren, örgütleyen ve yönlendirenlerin eline koz veren başka birilerinin olduğunu da hatırlamamız, bir yerlere not etmemiz gerek...

***

Nevruz toplumun bir kesimine ait bayram ya da simge değil... Yüzyılların ve toplumsal birlikteliğin bir simgesi. İşte bu yüzden Nevruz denildiğinde korkmadan, yüz buruşturmadan bir araya gelebileceğimiz güzel günler görebilmek en büyük dileğim...

A.Buğra TOKMAKOĞLU

abtokmakoglu@gmail.com