Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

Nevruz'dan Nevruz'a "çözüm süreci" - 6 : Çözüme giden yollara bazıları taş koyuyor...

Nevruz'dan Nevruz'a "çözüm süreci" - 6 : Çözüme giden yollara bazıları taş koyuyor...
 

Bu iş fazla uzadı...2015 Nevruzu, son Nevruz olsun.


"ÇÖZÜM SÜRECİ", PLANLANDIĞI GİBİ GİDİYOR ; AMA "GİDİŞ YOLU DÜZ DEĞİL"... BAZILARI YOLA TAŞ KOYUYORLAR....

Başlıkta da belirttiğim gibi, aslında "süreç" planlandığı gibi gidiyordu... Ancak gidiş yolu biraz engebeliydi... Ara sıra da, bu süreçten memnun olmayanlar, gidiş yoluna taşlar koyarak ilerleyişi engellemeye çalışıyorlardı.

Süreci yürütenler, bir yandan döşenen taşlardan dolayı engebeli hale gelmiş bu yolda ilerlemeye çalışırken bir yandan da yolu, döşenen bu taşlardan temizlemeye çalışıyorlar... Bu da, ilerlemeyi yavaşlatıyordu.

Bu yavaşlık, İmralı'dan çok Kandil'e bağlı PKK'lılara da sirayet ediyor ve Öcalan'ın isteğine rağmen hiç acele etmiyordu. Üzerine düşen görevi yapmamış ve  8 Mayıs 2013'te başlayan çekilme ancak bir arpa boyu yol almıştı.

Yeni çözüm süreci için ortaya konan 3 aşamanın daha birincisi bile gerçekleşmemişti. İkinci aşama hazırlıkları(yeni bir anayasa yapımı) yerinde sayıyordu... Çözüme karşı olanlar bu gecikmeden dolayı ellerini ovuşturuyorlardı. Bu nedenle de üçüncü aşamaya(normalleşme süreci) geçmek mümkün olmuyordu.

Tam bu sıralarda, sürecin ilerlemesini sekteye uğratmak için potansiyel bir çatışma  nedeni olarak kutuda bekletilen "Alevi-Sünni" konusu, zamanından önce tartışma gündemine çoktan sokulmuştu bile...

PKK'nın --özellikle Kandil tarafı-- bu gecikmeden rahatsız olup, Hükümet'e olan güvenini yitirmiş olmalı ki, bu sürece paralel başka bir çalıma içine girmişti.

Sanırım bunun nedeni de, PKK'lılar--Kandil tarafı--  bu savaş bittiğinde "biz ne olacağız?" şeklinde bir endişeye kapılmış olmalarıydı. Belki bu amaçla, süreç sonrasında oluşacak "demokratik ortamda" kendilerine bir yer edinmek için böyle farklı bir çalışma içine girmişlerdi.

SİYASİ TUTUM BELGESİ...

TEMMUZ 2013  ayı başlarında, Kandil'de toplanan "KONGRE-GEL-G" Genel Kurulu'nda, "çözüm sürecine" ilişkin ilerde izlenecek siyasi tutuma yönelik bazı kararlar alınmıştı.

O sıralarda söylen diğine göre, çerçevesi Abdullah Öcalan tarafından çizilen bu "Siyasi Tutum Belgesi", yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi, Hükümet'in --genel anlamda devletin-- bu süreci yeteri kadar iyi yönetememesi --buna muhalefetin yeni anayasa yapılmasındaki isteksizliği de dahil edilebilir-- üzerine Öcalan'ın aldığı bir önlemdi.

Bu belgenin içeriğine bakınca anlaşılan şuydu; eğer çözüm süreci başarısızlığa uğrarsa, Türkiye hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşabilirdi..

Bu belge, genelde "Çözüm Süreci"nin hızlandırmasına yönelik olmasına rağmen  biraz da "tehdit" kokusu içeriyordu...

Kısaca bakalım...

- Nevruz çağrısı ile öngörülen çözüm sürecinin gereğinin  yapılması,

- 21 Mart'ta başlayan "ateşkes ve çekilme planları" uygulanması,

- Hükümet üzerinde baskı uygulamak üzere tüm toplumsal dinamikler harekete geçirilmesi, yoğun bir eylem ve örgütlenme içine girilmesi,

- Çeşitli güçlerden gelebilecek saldırılara karşı, gerillaların savunmaya hazır olması,

- Sürecin, AKP tarafından bir oyalama ve aldatma politikasına dönüştürülmesi durumunda Öcalan'ın duruşuna göre tutum belirlenmesi,

- Rojava'da, şimdiye kadar sürdürülen siyasetin geliştirilmesi ve burada Kürt Mahalli İdaresi oluşturulması,

Bu belgenin kısaca özetlediğim içeriğine baktığımda Öcalan'ın biraz uçtuğunu görmüştüm. Türkiye'nin baskısı ile Suriye'den postalandığını , Kenya'dan getirilirken altına edecek kadar korku içinde olduğunu ve sonradan da İmralı'da tutsak edildiğini unutmuş gibiydi.

Nitekim ,Öcalan'ın bu horozlanması, ülkemizden görünecek bir binaya asılan PYD bayrağının "yavaş ol bakalım"(!) ikazı ile ertesi gün indirilmesi ile "gıd gıd gıdağa" dönüştü.

Aslında o sıralarda, Kuzey Suriye'de, Türkmenleri ve diğer etnik grupları da içine alan  ortak bir siyasi yapılanmanın, Türkiye için fazla bir sıkıntı yaratmayacağını, hatta daha ileriki bir zamanda Türkiye'ye bazı kolaylıklar da sağlayabileceğini düşünmüştüm.

Açıklama :

"Çözüm Süreci" ile ilgili olarak hatırlattığım bu bilgiler, bu bloğum ile bitiriyorum. Çünkü, şu ıralarda 2015 Nevruzu öncesi durumları yaşamaktadır Türkiye...

Umarım, bu bloglarım, 2015 Nevruzu'na giderken yaşananların daha iyi değer değerlendirilmesine yardımcı olur.

SONUÇ :

Bu süreç sonunda, M. Kemal Atatürk'ün, 1921 Anayasası'nda yer alan "Vilayet Şuraları", Kenan Evren'in önerdiği "Bölge Valilikler" , Turgut Özal'ın "Eyalet Sistemi" ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın "Başkanlık Sistemi" yönetim şeklinin Türkiye'yi böleceğine inanmıyorum..

Çözüm sürecinin başarıya ulaşması, hem Türkiye'nin hem de bulunduğumuz coğrafyanın, yüz yıldır birikmiş siyasi, sosyal ve kültürel sorunlarının da çözülmesine yardımcı olacaktır.

Bölgede, masa başında cetvelle çizilen ülke sınırları, doğal şekline kavuşurken Türkiye de, siyaseten ve hukuken haksız bir şekilde elinden alanına topraklarına sahip olacaktır.

Çözüm süreci, hem Türkiye'de hem de bulunduğumuz coğrafyada "olması gerekeni olur" duruma getirecektir.

cdenizkent

05 Mart 2015

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..