Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Nevruz kimin bayramı?

Nevruz kimin bayramı?
 

Son yıllarda bizim Kürt kökenli vatandaşlar tarafından sahiplenilen ve bu yıl iyiden iyiye siyasete alet edilen Nevruz Bayramı’nın eski bir Orta Asya, Türk geleneği olduğunu bilirdik. Bugün hâlâ Türk dünyasında coşkuyla kutlanan Nevruz’a ne yazık ki Türkiye’de Türk halkı çok da sahip çıkmamıştır. Bu bayramın yerini daha ziyade, 6 Mayıs’da kutlanan Hıdrellez (Hıdır Ellez) Bayramı almıştır. Benim çocukluğumda Hıdrellez’de ateşler yakar üstünden atlardık. Tıpkı Nevruz’da olduğu gibi. Benzer bir bayramı da 1 Mayıs’da kutlardık. İşçi bayramının adı ne hikmetse o yıllarda “1 Mayıs Bahar Bayramı” olmuştu. O gün resmi tatil ilan edilirdi. Mahalleli toplanıp, kırlara pikniğe giderdik. Burada da ateşler yakar üzerinden atlardık. 

Biz Türkiye Türkleri, Nevruz’u kutlamasak da ateş üzerinden atlama adetimizden asla vazgeçmedik. Bayramların adı değişse de, ateş üzerinden atlama alışkanlığı değişmedi. Eski Şaman geleneğimizden kalma bir alışkanlık olsa gerek.

Ve gün geldi, devran döndü. Türk Milleti’nin önemsemediği Nevruz’a bizim Kürt kökenli vatandaşlarımız sahip çıktı. Nevruz bizim bayramımızdır dediler… Oysaki bazı bilim adamları aksini iddia ediyorlar. İşte onlardan birisi; Prof. Dr Haluk Tarcan’ın  Nevruz Bayramı üzerine yazdığı bir yazı. Aynen alıyorum: 

“DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE NEVRUZ BAYRAMI

20-21 Mart, güneşin KOÇ burcuna girdiği yani, baharın geldiği gündür.

Baharın gelişi, tarihin karanlıklarından bugüne kadar tüm kıt’alar, bu topraklar ve yörelerde uygun şartlarda, masallara, destanlara  uyarak kutlanmıştır, kutlanmaktadır..

Asya’da Türkler bu bayramı ERGENEKON destanıyla birleştirmişler ve ona Ergenekon bayramı demişlerdir. Fakat, maalesef Türk toplumuna giren Arapça ve Acemce yüzünden dilimizi, kökenlerimizi, kültürümüzü kaybetmek yoluna girmiş olduğumuzdan, Ergenekon adı’nın yerini, bu ad’dan faydalanarak bilindiği gibi “NEVROZ” yani “Sultan Nevruz” adına terk etmiştir.

Acemlerde bu bayram NEV-ROZ, (Yeni- Gün) adını almıştır.     

Nevroz’un İran’daki kökenini araştıralım:

Mevcut söylentiler arasında en çok itibar edileni şudur:

İran Hükümdarı Cemşit Mazenderan, ormanda tavşan avına çıktığı zaman bir zehirli yılan görerek ona ok atmış. Ok, yılanın bulunduğu kayalara çarparak kıvılcımlar çıkartmış ve otlar tutuşmuş, hayatlarında ilk defa ateşi gören İranlılar korku ile;

- ateşe secde etmişler ve onu kutsal saymışlar.

Bundan sonra, ateşin devamlı olması için;

- ATEŞGEDELER, ateş kuleleri yapılmış, bu ateş kültü,

- AHURA MAZDA; devamında ise,

- ZERDÜŞT dininin geleneği (ritüeli) hâline gelmiştir. (Abdülhalûk Çay – Ergenekon TKAE:1985 Ankara)

- İslâmiyet’le birlikte ateşgedeler yok olmuş, fakat baharın gelişine Yeni-Gün, NEVROZ denmesi, Ateşgedelerden kalan bir gelenek olarak günümüze,

- ateş yakma şeklinde süregelmiştir.  ..

Irkçılıkla hiçbir ilgisi olmayan Ergenekon bayramının tarihi:

- (-1400/1300)’dür. Öte yandan İran uygarlığının ortaya çıkış tarihi

- (- 700)’lerdir. Demek ki, Egenekon adlı bahar bayramının Türklerde varlığı, bilinen ve belli olan İran tarihinden…

- En az 600 yıl öncedir.

- Ergenekon adı da İran’da Nevroz’a dönüştürülmüştür.

Gelelim ateş ve yılan motifine:

ATEŞ KÜLTÜ:

Ön-Türklerde halkına iyi hizmet etmiş olan BUĞ (bey) un ölümünden sonra Forum yaparak onu muhakeme eden halkı tarafından CAN’ının, Ruh’unun Tanrıya eriştirilmesi ile ödüllendirilir:

1/ halkın topladığı OT/un-odun ile,

2/ kutsal ateş, gene halk tarafından yakılır,

3/ Buğ’un vücudu ateşe verilir.

Vücud yanar kül olur ,kül toprak kaplarda saklanır.

Can’ı, Tanrı katına uçar, ASQAN olur ; Cennette AS’ılı olur. (Kâzım Mirşan)

Ateşe verilme, birlikte azık yemeği, müzik ve halk oyunuyla sona erer

İşte bu Tanrıya erişme inancı etrafında halkalanmış olan merasim serisine ATEŞ KÜLTÜ denir: Bu kült , Ön-Türk üniversiteleri demek olan İB-İS BOLIQ’larda öğretilir. Ön-Türk kültüründe bu, ATEŞ KÜLTÜ’nü ifade eder.

Görüldüğü gibi Ön-Ataların belirli bir disiplin içinde öğrenerek icra ettikleri kült, İran’da bu ciddiliğini kaybederek rivayet haline dönüşmüştür.

Yılan ise, Ön-Türk sembollerinden biri, en başta gelenidir:

- Yeryüzünün bereketi gökyüzüne, güneşe kadar uzayan boğanın boynuzlarıyla erişir… Bunu bilen Tanrı, 

- yeryüzündeki bereketin devamı, aynı zamanda

- yeryüzündeki kötülüklerin yok olması, iyiliğin devamı İçin

- ışınlarını YILAN şeklinde yeryüzüne gönderir ve o sayede yeryüzünde bereket asla eksilmez . ilgili kaya resmini Kazakistan’da Tamgalı Say’ında, vâdisinde görürüz, tarihi (- 8bin)dir.

Şu temalar eski Yunan uygarlığında karşımıza çıkar:

İyilik/kötülük teması Yunanlılar’a mal edilmiştir.

- Yılan motifi, Ön-Türklerden Eski Yunan’a geçmiş,

- Delf tapınağında PİTON yılanı olmuş,

- İran’da asâletini kaybederek bir tarla yılanı hâline gelmiştir.

Orta Asya’dan, buzul döneminin sona ermesiyle oluşan büyük su baskınlarından kaçan Ön-Atalarımızın ilk yerleştikleri yerler olan

- Doğu,  Güney Doğu ve devamında Mezopotamya olduğundan, bahar bayramı gelenek ve oyunları, önce bu yörelerin  halk oyunları hâline dönüşmüşlerdir.

- (-8 bin)lerde Tamgalı Say’ında çekilen halay(K.Mirşan, Proto-Türkçe Yazıtlar, MMB Y.1970) Ank.)

- Günümüzde Doğu ve Güney Doğuda aynen oynanmaktadır.

- Mezopotamya’ya 5 binlerde inmiş olduğunu toprak kaplar üzerinde görmekteyiz.                                                               

Türkleri ve Türklüğü Anadolu’dan yok etmek isteyen Dış Güçler ve onların İşbirlikçileri 13binlerde, 

- yazı ve yazının içeriğiyle Ön-Türk Kültürünü,

- Orta Asya’dan Anadolu’ya taşıyarak

- Anadolu’yu ışıklandırmış olan göçmen(göçebe değil) ön-Atalarımızı yok sayarlar; Bunun için de, 

- Evrensel Uygarlığın doğduğu Orta Asya’yı Kültür tarihinden silip yerine Afrika’yı koymak çabası içinde çırpınıp dururlar. “

Halûk TARCAN: (CNRS-Paris)

*** 

Tüm olumsuzluklara rağmen, Nevruz Bayramı’nın, gerçek anlamda dostluğa ve kardeşliğe vesile olmasını diliyoruz. 

Tüm Türk dünyasının Nevruz Bayramı kutlu olsun! 

Tülay Hergünlü

İstanbul, 21 Mart 2013 

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..