Nevruzum nevruz olsun mu?

Saatli maarif takviminin dediğine göre, kocakarı soğukları bitmiş.. 

Doğanın yılbaşısına, yani Nevruz’a da çok az kaldı zaten. 

"Dağlarına bahar gelmiş memleketimin" yani, haberiniz ola. 

Öte yandan, yüreklerimiz sırada bekler… 

Ne dersiniz; yüreklere nasıl gelir ki bahar? 

*** 

Bahar geldimi; çalıştığım iş yerinin etrafındaki tekstil firmalarının işçileri, her vardiya zamanı, kapının önüne çıkarlar. Küme küme olurlar ve birbirlerini izlerler heyecanla.... 

E ben de onları izlerim tabi :) 

“Gözler, gözleri gözleyen gözleri gözler” miş çünkü. Okuduğum fakültenin yemekhanesinin duvarında yazıyordu bu cümle. 

Onlar; pek çoğumuzun aksine, sanırım bu bahar da başaracaklar yüreklerine baharı getirebilmeyi. 

Çünkü orada burada kümeleşip bakışacaklar, küsüşecekler ve bakışa, küsüşe yaşayacaklar aşklarını yine . 

Bu arada biz, yine bahaneler üretmeye devam edeceğiz aşksızlığımıza dair.
Belki de ne çok bahanemiz olduğunu görüp şaşıracağız bile.... 

Bunun üstüne bir de büyük zılgıt yiyeceğiz Şairin birinden belki... 

Diyecek ki Şair: 

ya ben sana ne diyeyim ey hırtlambolos
Ne diyeyim bu güneşli bu güzel günde sana
Gömütlük mü burası?
Buluntular müzesi mi ne yani?
Korkuyorsan yaygara ne?
Gel benimle
Çık sokağa
Kaldır küflü alnını bahar şarkılarına
Dağılsın korkuların
Senin küflü duvarında o eski saat
Benimse yüreğimden bahar selleri
Bu güneşli günde bu aptalca pazarlık
Olmaz ki hırtlambolos
Olmaz ki be babalık! (H.H.Korkmazgil) 

… 

Ver hasılı Pazartesi NEVRUZ ! 

Geceyi gündüze eşitliyecek. Belki de mutluluğu hüzne, umudu umutsuzluğa.... 

Ne dersiniz, şimdiden nevruzum nevruz olsun mu? 

Hatice Atalay