Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '10

 
Kategori
Yılbaşı
 

Neyse ki; "Yeni yılınız kutlu olsun!" diyebildim.

Neyse ki; "Yeni yılınız kutlu olsun!" diyebildim.
 

Yine telaşlardayım, neredeyse son anda aklıma geldi. Yarın yılın son günü olduğuna göre haksız da sayılmam bu kez telaşımda. Çünkü yeni yıl, yoksa eski yıl mı demeliyim yazısı yazmadım. Yazmak mı istemedim nedir ama son anda aklıma gelen şey beni yazmaya itiverdi. O beni itti diye yuvarlanmanın alemi yok değil mi? Ben de öyle dedim kendim kendime ve oturup yazdım, yani yazıyorum yok yazacağım; off karıştım!..

Aklıma gelen şey?.. Sizin aklınıza gelen şey olmadığına eminim. Neyse uzatmadan yazayım yeterince “uzun” bir zaman oldu ne de olsa; efendim bu evrende, bu mavi gezegende, dünya yılıyla göreceğim ellinci yılbaşım. Böyle rakamlara biz insanların yüklediği özel anlamlar var nedense. O anlamlara göre altın yılımda olacağım artık; üstelik mavi mavi ipildeyen taşlarla dolu.

Ve bu günden sonra, ellinci yaşımı doldurmama; 77 gün kaldı, geri sayım başlatıyorum gördüğünüz; okuduğunuz gibi. Bu yüzden yok “Doğum gününüzü bilmiyordum” ya da “unutmuştum”, yok “sayfaya bakmıyordum”, “aman da uzak kaldım" gibi bahaneleri şimdiden kabul etmiyorum, doğum günüme kadar bu sayfalarda hiç gezinmeyecekseniz, zaten üyeliğinizi iptal ettirin bence. "Bulduk kaybetmezsek" dediğinizi duyar gibi oluyorum ki hiç hoş değil doğrusu ve bu, doğum günü yazıma ki yazacağım elbet, elli yorum gelmesine engel olmamalı. (Post-itime not: Şimdiden farklı kimliklerle MB'a üye olunacak ve günü geldiğinde eksik kalan kutlamalar yapılacak. Olmuşken erkek olarak da kaydolunacak. Ellinci yılımda sanal alemde olsun bir çılgınlık yapayım.)

İlk kez elli yaşımda olacağımdan mıdır nedir, bu yılbaşı bir sürü şeyi yapmadım!.. Umarım affedilirim. Mesela Ferdi’ye mektup yazmadım. Hani şu bir yerlerden anımsadığınız, beyaz ama bence renkli ille de mavi kağıtlara yazılıp mavi zarflara konan, sevgiyle yazılan mektuplardan bahsediyorum. Şevketime yeni yıl kartı da yollamadım. Üstelik onun kartını pembe zarfa koyuyor, üstüne üstlük çok ciddi işler yaptığı iş yerine postalıyordum. Değil mi Şevketim arkadaşım. Sizlere yollamadıysam, her sene yaptığımın aksine hiç kimseye de yollamadığımı anlıyorsunuz değil mi?

Ya sen; “Sevecek ve sevileceksin” diyenim. Sana hiç mektup yazmadım(!) ki ben..

Neyse ki bugün bir telaş, yarına kalmasın diye, kendim gibi saksı çiçekleri hediye ettim arkadaşlarıma, öyle dediler; kırmızı, pembe çiçekleri görünce...

Neyse ki bugün bir telaş seviyor diye, kedi resmi olan terlik hediye ettim…

Her yıl yaptığım gibi, iş yerinde mavi gömleklilere minik hediyeler hazırladım; yarın vermek üzere.

Neyse ki bugün bir telaş, komşularıma; eski evden komşularıma “Aaa, bu tam da ona göre” diyerek renkli bişiler aldım. Son anda aklıma geldi; “Yılbaşında evdeyiz, bir de Ufuk Hanım uğrar dedim." deyince.

Ve yarına kalmadan arayanlarım, renkli, ille de mavili hediye paketi uzatanlarım.

Neyse ki bugün bir telaş günce yazdım sonunda; hem de yılın sonunda.

Neyse ki…

Yaşamak

I
Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.

II
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak. / Orhan Veli

Yaşamak, yaşadığını hissetmek; sabahın aydınlığında, ayazında günün ya da sıcağında, koşuşturmasında, işinde gücünde, gecenin dinginliğinde… Ama ille de sevda üstüne, yar üstüne türkü söyleyerek yaşamanız dileğiyle:

Yeni yılınız kutlu olsun!..

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..