Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Neyse ki pamuk ipliği kopmadı

Neyse ki pamuk ipliği kopmadı
 

Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmadı. Aslında üyelerin çoğu kapatılması yönde oy kullandı ancak kapatma kararı için nitelikli çoğunluk gerektiğinden Parti kapatılmayıp Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verildi.

Ülke olarak kaderimizi böyle pamuk ipliğine bağlamışız işte. Eğer Mahkemenin bir üyesi daha “kapatılmalı” deseydi bugün bambaşka şeyler konuşuyor olacaktık. Siyasi ve ekonomik kriz, piyasaların tepe taklak gitmesi, daha bir yıl önce AKP’ye oy vermiş 16 milyon seçmenin sisteme ve demokrasiye olan güvenini kaybetmesi, dört gözle kaos ortamını bekleyen provakatörlerin yeni eylemlere girişmesi, işyerlerinin kapanması, iflaslar, işsizliğin daha da artması...

Aslında kararın tek sevindirici yanı parti kapatma kararı çıkmamış oluşu. Yoksa bu dava baştan sona tam bir enerji kaybıydı. Bir kere bu delillerle bir partiye kapatma davası açılması dünyada normal hiçbir ülkede akla bile gelmeyecek bir girişimdi. Daha baştan iddianamenin reddedilmesi gerekiyordu. Öyle yapılmadı dava açıldı. Türkiye dört-beş aydır bu davaya kilitlendi. Hükümetin eli kolu bağlandı, karar alamaz hale geldi. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenler ya vazgeçti ya beklemeye başladı. Toplum bölündü, arkadaşlar, hatta aynı ailenin bireyleri bile birbirine küstü. Borsa düştü, yabancı yatırımcı kazandığı tatlı paraları yurt dışına çıkardı. İşsizlerin iş bulma umudu azaldı. Yani kısaca, yok yere tam bir zaman ve enerji kaybı oldu Türkiye için.

Dava sürecinde başta Anayasa Mahkemesi ve başsavcılık makamı olmak üzere bütün kurumlar yıprandı. Hukuka inanç kalmadı. Hangi taraftan bakarsa baksın herkes kararın saf hukuksal bir sürece dayanmayacağını, daha çok duruşma ve karar aşamasında ülkede hakim olacak siyasi konjonktürün belirleyici olacağını düşündü ve nitekim de öyle oldu.

Ayrıca karar da aslına bakılırsa kimseyi tatmin etmedi. Bir kere Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğu AKP’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu görüşünde birleşti. Mahkemenin 11 üyesinden 10’u AKP’ye bir ceza verilmesi gerektiğini söyledi. Yani Mahkemenin çalışmasını düzenleyen mevzuat Ecevit Hükümeti döneminde değiştirilmemiş olsa AKP şu anda kapatılmış olacaktı. Öte yandan Mahkemenin AKP’yi kapatmaması bu kararı dört gözle bekleyen kesimleri büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Onlar bütün umudunu seçim kazanmaya falan değil bu partinin hukuk darbesi yoluyla saf dışı edilmesine bağlamışlardı. Gerçi AKP kapatılıp seçim olsa bile yine kazanamayacaklardı ama hiç değilse bir ara rejim döneminde bir süreliğine iktidar olmanın keyfini sürmeyi umut ediyorlardı.

AKP kapatılabilirdi. Davanın açıldığı günler ve ondan sonraki ilk aylarda hava da o yöndeydi. Şahsen o günlerde ben de kapatılacağını düşünüyordum. Zaten bunu da burada dile getirmiştim. Mahkemenin geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçimi için toplantı yeter sayısı hakkında aldığı karar bu konuda çok olumsuz bir örnek olarak karşımızda duruyordu. Çok yetersiz delillere dayalı iddinamenin kabul edilmesi de kapatılma kararı çıkacağının çok önemli bir işareti olarak değerlendirilmişti. Ancak geçen sürede ülkede yaşanan tartışmalar, AKP’nin davaya ilişkin serinkanlı tutumu, Ergenekon soruşturması, ortaya çıkarılan darbe girişimleri, türban kararının iptal edilmesi ve hepsinden önemlisi askeriyenin sürece açıkça müdahale etmeyişi gibi etkenler davanın seyrini etkiledi. Etkilemesi de çok yadırganacak bir şey değil. Çünkü bu dava zaten siyasi bir davaydı. Ülkedeki siyasi ortam ister istemez kararlarda etkili olacaktı. Başta kesin gibi görünen kapatma kararı bu etkenler sonucu değişti.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın da vurguladığı gibi, bu mahkemenin üzerine bu kadar ağır bir sorumluluk yüklemek çok yanlıştır. Pamuk ipliği derken bunu kasdediyorum. Milyonlarca insanın kaderini bir yargıcın kararına bağlamak hem ona hem de hepimize büyük bir haksızlıktır. Siyasi hesaplaşmaları mahkemelerin üzerinden yürütüp oradan sonuç almaya çalışmak bütün ülkeye zarar verir. Demokrasilerde tabii ki parti de kapatılır ama kapatılmayı gerektirecek eylem olduğu sürece... Yoksa “bu parti hoşumuza gitmiyor, sandıkta da yenemiyoruz, bari mahkemeye kapattıralım” demenin ne demokratik terbiyeyle ne de hukukla alakası vardır.

Kaderimizi böyle kıldan ince kılıçtan keskin dengelere bağlamak yerine oynamayı seçtiğimiz demokrasi oyununu hakkıyla oynamaya çalışalım. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in dediği gibi AKP’nin muhaliflerine onu sandıkta yenme imkânı doğmuştur. Doğru, adil ve şık olan da budur.

....
Resim: www.radikal.com.tr

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..