Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Neyse osunuz, omurgasız olmayın, dik durun

Neyse osunuz, omurgasız olmayın, dik durun
 

Şu siyaset, ne kadar çetrefilli bir iştir.

Çok şeylerle girift olduğu gibi, bir o kadar çirkefliği de içerisinde barındırıyor.

Tabi o çirkeflik içerisinde, bazı çirkefleşen insanlara da gün doğmuş oluyor.

Bazıları, bazılarına olmadık söylemlerde bulunulabiliyor.

Bazıları, bazılarına karşı olmadık tavırlar seyredebiliyor.

Bazıları, ilk başlarda bazılarının tamamen karşısında set gibi dururken,

Bazıları, yüzüne karşı ayrı, arkasından daha farklı konuşurken,

Bir de bakıyorsunuz, en başta onlar oturuyor, en ön safta onlar yer alıyor.

Eskiden beri, insanların ikiyüzlü oldukları hep söylenir.

Şimdilerde bakıyoruz da insanlar bin bir yüzlü olmuşlar.

Daha düne kadar, haklarında olmadık lâflar söylediği insanların arkasında sıraya dizilmişler.

Büyük başarılar kaydetmişler gibi, pastadan pay kapma yarışını girmişler.

Sevmediklerini, beğenmediklerini söylediği insanların ekibinde görünmeye çalışıyorlar.

Muhtelif zümrelere mensup olanlar, kendilerine bir görev bile tanzim etmişler.

Yani kendi kendilerine gelin güveyi olmuşlar.

Bazen, “bu nasıl bir yaşayış tarzıdır, bu nasıl insanlıktır, nasıl bir zihniyettir” diye sormak istiyor insan.

Burunlarının dikine bir yol tutturmuşlar, döndürebilene aşk olsun!

Bazıları, bu bazı insanlardan haberdar oluyorlar mı?

Haberdar oluyorlarsa, ne kadar uzak duruyorlar ve kendilerini sakınıyorlar?

Derinlemesine düşündüklerinde ya da bir iç muhasebe yaptıklarında…

Bir istişare sarmalında, ne kadar tasarruf-î haklarını uygularlar/uygulayacaklar?

Ortaya çıkan bu bir enteresanlıklar, sanırım siyasetin cilveleri olsa gerek.

Yoksa bazı insanlar, bu kadar müsamahakâr, bu kadar sabırlı olmazlar/ olamazlar.

Yani şu siyaset, bazı insanları ve insanlığı ne kadar ucuz hale getiriyor.

İnsanın bu kadar kendi değerlerinden ödünler vermesi, ne kadar doğru acaba?

İnsan, özü-sözü, söyledikleri-yaptıkları birbirlerine uymalı, uyum sağlamalı değil mi?

Bazılarına bakıyorsunuz, kendi kendilerini bile tanıyamıyorlar.

Aynaya baktıklarında, farklı bir insan müsveddesiyle karşı karşıya kalıyorlar.

İnsanların ilkeleri, değerleri olması gerekir.

Küçücük menfaatler uğruna,  sahip olduklarından ödünler vermemelidir.

Bir yerlere gelebilmek için, illa da farklı görünmek mi gerekir?

Şeref, haysiyet, fazilet erdemlilik, dürüstlük çok önemli ve kıymetli değerlerdir.

Öyle rastgele bu değerlerin harcanmaması gerekir.

İnsanlar dik durmadıkça, başkalarının dik durmalarını sağlayamazlar!

Ne iseniz osunuzdur, dik durun, omurgalarınız kaymasın!

Her dönemin ve her zihniyetin adamı olmak gibi bir şey olabilir mi?

Etrafınıza bakıp, düşünecek olursanız; anlayacağınızdan eminim.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..