Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Kitap
 

Nietzsche ağladığında... Irvin D. Yalom

Nietzsche ağladığında... Irvin D. Yalom
 

hiççç...


Mükemmel bir kitap, etkileyici bir anlatım, okuduktan sonra insanda etkisini uzun süre hissettiren iç hesaplaşmalar...Yalom'un roman yazmayı öğrenmeye başladığı kitap.

Yalom'un tatlı narsisizm sosuna bandırılmış bir tat...

Kitabın İsrail, Almanya, Arjantin ve Türkiye'de harika satmasına ve ciddi Yalom okuru kitlesi bulunmasına karşılık, Amerikalıların çoğunun Yalom'un adını dahi duymadığını biliyor muydunuz?

(Mum dibini ışıtmazmış sözü bu gibi durumlar için söylenmiş sanki. Her ne kadar namazında niyazında bir ateist olan Yalom'a Amerikan Dini Vakıfları bir ödül vermiş olsa bile, Amerika'da Yalom'un tanınması daha yıllar alacak gibi gözüküyor).

Kitaptan birkaç alıntı :

"Yaşlanma, sevdiklerinizi kaybetme ve dostlarınızdan uzun yaşamanın asıl acı yanı, sizi inceleyen gözlerin bulunmamasıdır. Hiç kimsenin dikkat etmediği bir yaşamdan duyulan dehşet..."

"Derin yalnızlığımda sık sık kendi kendime konuşurum, ama fazla yüksek sesle değil, kendi sesimin boş boş yankılanacağından korkarım."

"Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi, hakikati keşfetmektir."

“ölümün son iyiliği, bir daha ölme şansını ortadan kaldırmasıdır.”

“Düşünceler, duygularımızın gölgesidir-ama her zaman daha karanlık, daha boş ve daha sade.”

“Şu anda kimse ölümcül gerçeklerden ölmüyor-öyle çok panzehiri var ki.”

“Bağımsızlığa damgasını vuran şey nedir? İnsanın kendinden artık utanmıyor olması.”

“Beni öldürmeyen şey beni kuvvetlendirir.”

“Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri bu kadar güçlü olduğunu düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım-korkular da yıldızlar gibi- hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler.”

“Dans eden yıldızlar doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır.”

“Açıkça hissettiğim bir şey varsa o da, yaşamının seni yaşamasına izin vermemenin çok önemli olduğu. Aksi halde, gerçekten yaşamadığın bir kırk yıl çıkar karşına. Ne mi öğrendim? İçinde bulunduğum anı yaşamayı öğrendim belki de, böylece elli yaşıma geldiğimde kırklı yıllara bakıp pişmanlık duymayacağım.”

“Sanki özgürmüşüz gibi yaşamak zorundayız. Kaderden kaçamasak da onun karşısına dikilebilmeliyiz- alınyazımızı kendi irademizle yaşamalıyız. Kaderimizi sevmeliyiz.”

“Biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin.

Eğer kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız.

Yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan-kimsenin seni seyretmesine ihtiyaç duymadan-başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir.

Eğer, insan evliliğini bitiremiyorsa, o evlilik zaten bitmiş demektir.”
 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..