Nihat Doğan ve Türkiye meseleleri

Nihat Doğan, yine inciler döktürmüş. Bir çete tehdit ediyormuş “Bir günde Zincirlikuyu mezarlığını boylar” diyorlarmış. Ah Nihat Doğan, yine mi reklam? Ölümün, tehditin reklamı olur mu? Daha önce de Türk koyunlarıyla yabancı koyunlar arasındaki farkları analiz etmiştin. Bunlar Türkiye’yi çok ilgilendirmiyor. Geyik çevirirken yanında bu konular iyi gidiyor. Ama galiba Türkiye’de dikkat çekmek için böyle abuk sabuk konularla gündeme gelmek gerekiyor. Erol Büyükburç bile spermlerinin çalındığını iddia etmedi mi? Çünkü saksı değildi. Türk pop tarihinin en önemli kişisiydi. Öyleyse bir atraksiyon yapmalıydı. Okan Bayülgen’in programında Mustafa Topaloğlu için “uzaylı” imajını kendisinin bulduğunu ve tavsiye ettiğini söylemişti. Deyiş o deyiş, patladı gitti. Türkiye’de bir Ajdar, Ferhat Güzel, Nihat Doğan, M. Topaloğlu ya da aptal sarışın olmazsanız, menajerinizle ya da dizi partnerinizle sahte aşk yaşamazsanız, “bu alemde benden iyisi yok” diye uyduruk polemikler çıkarmazsanız, gece barlarda bilmem kaçıncı sevgilinizle yakalanmazsanız şöhret olamazsınız, TV’ye çıkamazsınız. Siz hala iyi bir ses ve iyi oyunculuğun yeterli olduğunu mu sanıyorsunuz? Sevgilinizden ya da eşinizden ayrılalı bir ay oldu ve hala yeni sevgiliniz yok mu? Geç kaldınız geç. Bu piyasa sizi beklemez. Dizi oyuncusu olarak başka dizileri izlemeseniz de olur, zaten en iyisi sizsiniz. Şarkıcı olarak 70’li, 80’li, 90’lı yılların şarkılarını bilmeseniz de olur. Repertuar eşittir güncel 4-5 şarkı. Gülben’le Hülya bile polemiği bitirdi ama siz bitirmeyin. Ya azami polemikçi, ya öldüren cazibeli seksi, ya aşırı aptal ve eksantrik gözükmek zorundasınız. Gözyaşları da önemli bir aksesuar olabilir reklam için. Yoksa bu piyasada ekmek yok. Oturun da nasıl ilgi çekerim diye bir düşünün sonra oynayacak dizi, söyleyecek şarkı bulursunuz. Gerçek sanatçıları ve sanatı uğruna sürünmeyi bile göze alıp dürüstlükten vazgeçmeyenleri tenzih ederim.