Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '08

 
Kategori
Siyaset
 

Nihat Genç'in gözyaşları...

Mine G. Kırıkkanat’ın katıldığı bir açık oturumda söylediği sözler çok hoşuma gitmişti. “AKP Cumhuriyetle hesaplaşıyor, artık ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun” anlamında sözler etmişti. O zaman o sözlere yürekten katılmıştım.

Hesaplaşma başladı.

Düştükleri ve çırpındıkça daha çok battıkları bataklıktan kurtulmak için çok tehlikeli ve sorumsuzca adımlar atıyorlar.

İlhan Selçuk,

Doğu Perinçek,

Kemal Alemdaroğlu’nun göz altına alınmaları bunun son örneği..

AKP hakkında açılan kapatılma davasından sonra, önce ağızlarından köpükler saçarak, öfke ile ülkenin yargısına, hukukuna saldırdılar.. Tutmadı..

O hırsla ve suçluluk kompleksiyle Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısmayı ve mahkeme üyelerinin sayısını artırarak oy hesabıyla kurtulmayı kolaylaştıracak yasa hazırlıklarına girişeceklerini söylediler.. Tutmadı..

Başsavcı’nın yetkilerini kısıtlayıp “Parti kapatmayı meclis onayına sunacak” yasa hazırlıklarına başladıklarını açıkladılar… Tutmadı..

MHP ile dirsek temasını devamlı canlı tutup, sanki MHP’nin önerilerine katılıyorlarmış havasına büründüler.. Tutmadı..

Kendilerini kurtarmak için hazırlayacakları yasaların DTP’ye de yarayacağını görüp, MHP’nin de yan çizmesiyle çark ettiler… Tutmadı..

Kapatılma korkusunun verdiği hırçınlıkla ve o korkunun getirdiği köşeye sıkışma saldırganlığı ile ülkenin değerlerine, yazarlarına, demokrat devrimcilerine, aydınlarına saldırdılar gözaltına aldılar belki de tutuklanmaları için her türlü girişimde bulunacaklar..

6 yıldır iktidardalar Türkiye’yi sattılar, 250 milyar dolar dış borç aldılar, 50-60 milyar dolarlık satış yaptılar, 1 saat te 5 milyon dolar faiz ödüyorlar..

Ekonomik kriz’in sonları olacağını bildikleri için, tam zamanıydı;

İlhan Selçuk,

Doğu Perinçek,

Kemal Alemdaroğlu gibi ülke değerlerinin gözaltına alınmasının gündeme düşmesi..

Hiç kimse kendini kandırmasın, saçma sapan bahaneler üretmesin, bunlar resmen ve açıkça Cumhuriyetle hesaplaşıyorlar.

Nerde Laik Cumhuriyet’ten yana olan var..

Nerde Atatürk’çü var..

Nerde ülkesini milletini seven, koruyan var..

Nerde bunların her türlü alavera ve dalaveralarını ortaya çıkaran, tekerlerine taş koyan var..

Düşmandır bunlar için..

Evet çok üzgünüz tüm ulus olarak böyle bir bela ile uğraştığımız için..

Hesaplaşma çift taraflı olur, bilançonun aktif ve pasif tarafları eşit olmalıdır..

Bunlar pasif tarafında bilançonun.. Ve aktif tarafla aralarındaki fark gittikçe açılıyor.. Fakat bunlar bilançoyu hep eşit gösterme telaşındalar..

İlhan Selçuk;

Tüm dünya basınının tanıdığı bir duayendir, gerçek anlamda bir devrimci bir Atatürk’çüdür..

Tabiki hedef olacaktı bunlara..

Doğu Perinçek;

Kendisini otuz yıldır tanırım, 1980’lerden önce uzun yürüyüşler düzenlemişti Türkiye İşçi Köylü Partisi lideri iken ABD ve Sovyet Emperyalizmine karşı..Gençliğimizde o yürüyüşlere çok katılmıştık..

“Sözde Ermeni Soykırımı” iddialarına karşı bazı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinden çok daha fazlasını yapmış ve bir sürü saçma sapan iddiayı çürütmüştür. Ülkesini seven, devrimci, cesur birisidir.. İmkan olsada o zamanlar yayınlanan Bora, Türkiye Gerçeği, 2000’e doğru gibi dergilerdeki yazılarını herkes okuyabilse..

Ta o zamanlardan bu günleri gören, ileri görüşlü, aydın, Atatürk’çü tam anlamıyla Kuvayi Milliye ruhuna sahip bir değerdir.. Her şeyden önemlisi bir partinin Genel Başkanı’dır..

Tabi ki hedef olacaktı bunlara..

Kemal Alemdaroğlu;

Türkiye’nin en büyük Üniversitelerinden birinde senelerce rektörlük yapmış, türban olayı karşısında hep dik durmuş belki de bu konuda tüm rektörlere önder olmuş, ülkesini seven, Atatürk’çü ve devrimci bir bilim adamıdır..
Tabi ki hedef olacaktı bunlara..

Bakalım sayın Alemdaroğlu’nun göz altına alınması karşısında bizim “devrimci” ve “demokrat” yazarlarımız ne diyecekler ?..

AKP’nin demokrasiyi araç olarak gördüğünü, hiçbir zaman demokrat ve demokrasi yanlısı olmadığını bildiğim için onlara sormuyorum.

Benim sorum..

“Demokrasilerde parti kapatılmamalı, ülkemiz kapatılmış partiler mezarlığına dönmemeli” diyen sözde aydınlara..

AKP bile düştüğü durumdan ve kapatılma korkusundan dolayı hazırlayıp kamuoyuna kabul ettirmeye çalıştığı her türlü yasa teklifinde; “Parti kapatılamaz” demiyorken, “parti kapatılması zorlaştırmalıdır” diyorken yani parti kapatılmasını hukukun gereği ve normal buluyorken, bu kraldan çok kralcı sözde aydınlar “demokrasilerde parti kapatılmaz” diye bas bas bağıracaklarına İşçi Partisi Genel Başkanı’nın göz altına alınmasına ne diyecekler çok merak ediyorum..
Söyleyecekleri tabi ki Soros ve AB fonlarının nemaları ile orantılı olacaktır..

Saat 23.00 sıraların da bir kanalda alt yazı olarak Doğu Perinçek’in İstanbul’a götürüldüğünü okudum..

6-7 aydır Milleti Ergenokon masalıyla uyuttuklarından (ya da öyle zannettiklerinden) bu ne olduğunu kimsenin doğru düzgün bilmediği masala, bu yurtsever ulusalcı değerleri bulaştırıp güç gösterisi yaptıklarını sanıyorlar..

Son çırpınışlarıdır bunlar..

Halkımız her şeyin farkında..


Nihat Genç bir kanaldaki söyleşi proğramında ağlamaklı konuşuyordu bu göz altılar için..

O gözyaşları, Laik Cumhuriyeti simgeliyor..

Tüm devrimci ve demokrat güçleri simgeliyor..

Ülkesini seven ve bu beladan bir an önce kurtulmak isteyen halkımızın öfkesini simgeliyor..

Senelerce devrimciyiz, demokratız, Atatürk’çüyüz, laik cumhuriyetten yanayız diyerek köşe yazılarında halkı uyutup AKP hükümetine zemin hazırlayan “demokrat” yazarlarımıza karşı oluşan öfkeyi simgeliyor o gözyaşları..


Ve o göz yaşları dostlar..

Hesaplaşmanın başladığını, inceldiği yerden kopacağını ve sonuçta Kuvayi Milliye ruhunun kazanacağını simgeliyor..

O göz yaşlarına kurban olsunlar Türkiye düşmanları..


Doğu Perinçek’ler,

İlhan Selçuklar,

Kemal Alemdaroğlu’lar bitmez, bitiremediler..

Rıza Zelyut bas bas bağırıyordu, Doğu Perinçeklerin, Kemal Alemdaroğlu’ların, İlhan Selçuk’ların işlediği suçların altına imzamı atarım diye..

Tüm ülkesini sevenler tabi ki imzasını atar o “suçların” altına..

Benim yazılarımı okuyanlar bilir cevodem1957 rumuzuyla yazarım..Fakat bu sefer bu göz altı nedeni olan “suçlara” ortak olmak istiyorum, bu nedenle yazımın adım ve soyadımla yayınlanmasını istiyorum..

Saygılarımla..

Cevdet Yıldıztekin

22.03.2008

Saat 01.10

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..