Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Niksar'da bir haftasonu..

Niksar'da bir haftasonu..
 

Niksar


Geçtiğimiz öğretim yılında 25 yılık yakın dostum, o zamanki Niksar Sosyal Bilimler Meslek  Yüksek Okulu’nun  Müdür Yardımcısı olan ve halen öğretim üyeliğine devam eden   “Yerel Yönetimler “ bölümünün tüm yükünü sırtında taşıyan, öğrencilerini severek onların gelişimine çok çaba harcayan  Onur Binbaş “ gel bir gün  seni sınıfa götüreyim, hem kendi başarılarını anlat  hem de çıkardığın ‘Hizmetkar lider Recep Yazıcıoğlu’ kitabından dolayı Recep Yazıcıoğlu’ nu anlat” demişti. Konu Recep Yazıcıoğlu’nu anlatmak olunca hayır demek bizim için mümkün değildi tabii ki.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu konferansın ve  gezinin o zaman yeni dostluklar kazanmamıza  vesile olacağına hiç ihtimal verememiştim. Çünkü daha önce  okullarda konuşmalar yapmıştım ve öğrenciler “ Ağabey sizin bilgi birikiminizden faydalanalım ” diyen çok öğrenci olmasına rağmen konferanslardan sonra arayan soran olmamıştı.

Aralık 2010 ayında bir sabah Onur arabası ile bizi aldığı gibi   Niksar’a götürdü. Arabada  beni öğrencilerine anlattığını öğrencilerinin çok şaşırdığını, beni merakla beklediklerini falan anlattı. Ben de gerçekten nasıl öğrencilerle tanışacağımı merak ederek  Niksar’a gittim.

Bir ders boyunca konuştum. Kendimden, Recep Yazıcıoğlu’ndan, özgüvenden, motivasyondan, başarıdan, verimli ders çalışma yöntemlerinden falan uzun uzun bahsettim.  Gençler sorular sordular, ben cevapladım. Onlara Kişisel  Gelişim Dergileri, kalemler armağan ettim . Konuşmadan sonra  Onur beyin odasına geçtik. Onur’un dersten sonra  işi vardı. Odaya 4 genç geldi. Beni yemek yemeye  davet ettiklerini benimle konuşmak istediklerini söylediler. Şaşırmadım desem yalan olur. Çünkü ilk defa konuşmamdan etkilenen ve beni böyle samimiyetle yemeğe davet eden öğrencilere rastlamıştım.

Onlar ile Gaziosmanpaşa Üniversitesinin Niksar kampüsünden  şehir merkezine kadar münibüste sohbet ettim. Bu 4 gençten en ilgili ve bilgili olanının İsmi  Cihan Kocaman idi. Kardeş şehir Denizli’den gelmişti ve  saygısı  beni etkilemişti. Sonra Kürsat Adıgüzel, aslen Artova Kunduzağılı köyünden  idi ve ailesi seneler önce İstanbul’a taşınmış, Tokat’ta babannesi, Turhal’da teyzesi olan bir gençti. Memleketinde Üniversite okumanın sevincini yaşamaktaydı. Uzun boylu olan ve zayıf esmer genç ise Nevşehir’den gelmiş olan Oğuzhan Yıldız, öteki beyaz tenli biraz toplu yani hafif şişman ama güler yüzlü   olan genç ise Samsun Çarşamba’dan gelmiş tipik Karadenizli  bir genç olan Tufan Yüksel idi. Bu 4 genç iyi arkadaş imiş ve   yurtta kalmaktaymışlar. En kısa zamanda 4’ü eve çıkmak istiyorlardı. Onlar ile yemek boyunca sohbet ettik. Kürşat Adıgüzel” Ağabey, buraya gelmekte ne iyi ettiniz, siz bize moral verdiniz, sizinle devamlı bir dostluk kurmak  isteriz” dedi. Ben bunu zaten yaptığımı ve gençlerin hemen hemen her şeyden bıktığını  ve yaşça büyük insanlardan faydalanamadıklarını anlattım. Kürşat” Biz öyle insanlar değiliz ve bizi sevene biz daha çok saygı duyarız” dedi. Doğrusunu söylemek gerekirse  bu sözleri sık sık duymuştum ama  gençler  her şeyden usanan insanlardı ve  “inşallah” dedim sadece.

Öğrenciler ile röportajlar yaptığımı öğrenince Kürşat ve Cihan “bizimle de yap ağabey” diye hemen istekli olduklarını ve ilgi gösterdiklerini belirttiler. Hemen onlara  soruları  verdim orada. Cevapladılar ve gazetede çıktığı zaman da  memleketlerinde olduklarından gazeteyi onlara kargoyla yolladım. Çok memnun olduklarını röportajın kendilerine özgüven sağladığını söylediler.Anne ve babalarının  bu röportajlardan memnunluk duyduklarını ve  kendilerine daha çok başarılı olacaklarına dair özgüvenlerinin arttırdığını söylediler.

Onlar ile Niksar Devlet Hastanesinde çalışan Erdal Batuk arkadaşımızı ziyaret ettik. Daha  önce Niksar Belediye Başkan Yardımcısı iken tanıştığımız  Ak Parti Niksar İlçe Başkanı olan Abdullah Yıldız’ı beraber ziyaret ettik. Akşam beni gene Onur Binbaş’a  teslim ettikten sonra  gene görüşme temennisi ile  ziyaretimize teşekkür ettiler o gün.

O günü, yazı, haber ve köşe yazılarımda soru cevaplar ile anlattım daha önce. Sonrasında eve çıktıkları zaman bir ziyarette daha bulundum onlara araya yaz tatili girdi ama gene Cihan ve  Kürşat ile cep telefonu ile internet ile mesajlaşmalarımız devam etti.

Cihan ile bir röportaj daha gerçekleştirmiş ve bunu da gazetede internette paylaşmıştım ve Ak Parti İlçe Başkanı Abdullah Yıldız yazıyı çok beğenerek  tebrik etmişti. Abdullah beyin içten ilgisi öğrencileri gerçek manada sevindirdi. “Keşke her parti ilçe başkanı ve yerel yöneticiler de Abdullah ağabey gibi Niksar’a okumaya gelen öğrenciler  ile ilgilenseler” dediler.

Sonra bu sene okullar açılınca Tokat’a tekrar gelen Kürşat, Cihan ve Oğuzhan’a bir de Münir eklenmişti. Konya’dan gelen Münir okula geçen sene kaydolmuş ama ablası  ölünce üzüntüden okula devam edememiş bu sene davam edecekmiş. Onların isteği ile gazeteye uğradık. Gazetede kendilerine gösterdiğimiz ilgiden dolayı gazeteye ve şahsıma hocaları Onur Binbaş’a ve Abdullah Yıldız’a Niksar halkına  ev  sahipleri Adem Aşçı’ya çok teşekkür ettiklerini söylediler. Gazetede Fatih Kılıç da onlara öğrencileri sevdiklerini ve şahsım aracılığı ile öğrenciler ile  yazılara yer verdiklerini söyleyerek Üniversite öğrencilerinin  kendileri için değerli insan olduklarını vurguladılar. Öğrenci arkadaşlarda gazeteden mutlu ve  umutlu ayrıldılar. O kadar ki DGS ye daha çok çalışarak Kamu Yönetimini kazanarak Tokat’ta kalmak istediklerini ve  bu ilginin kendilerini motive ettiğini ve sevindirdiğine gene  üstüne basa basa vurgu yaptılar.

Bu ziyarette, bizi Niksar’a davet ettiler. Hayır diyemedik ve gecen Cuma akşamı ( 30.. Eylül.2011)  Niksar’a  gittik. Terminalde bizi Cihan ve Kürşat karşıladılar.

Niksar’a gitmeden önce şair arkadaşımız Ünal Kar’a Niksar’da şair arkadaşlarımızı da ziyaret etmek istediğimizi söyledim. Bana “Halis Aktaş ve Bahri Yıldırım ile tanış konuş”, dedi. Akşam arabadan iner inmez Halis Aktaş’ın dükkanının hemen terminal yanında olması münasebeti ile  uğradık ama evine geçtiğini söyledi telefonda.

Bizde hemen Cihan ve Kürşat ile evlerine geçtik. Arabadan iner inmez aklıma gelen  arkadaşlarımız Erdal Batuk ve Abdullah Yıldız’ı aramak oldu. Erdal Batuk  Trabzon’a gideceğini söyleyerek gelemeyeceğini belirtti. Abdullah Yıldız ise  yarım saate geleceğini belirterek gençler ile muhabbetten mutluluk duyacağını belirtti.

Cihan ile  Kürşat ile evde sohbet ederken yeni Niksar Kaymakamını ziyaret ettiklerini okul bitirme tezi olarak hocaları Onur  Binbaş’ın verdiği  tez hakkında  bilgi aldıklarını söylediler. Hafta sonu olduğundan kaymakama uğramak  mümkün olmadı. Kaymakam ile de tanışmak Belediye Başkanı ile de tanışmak ve konuşmak isterdim. Doğrusu bizim öğrencilere ilgimiz gibi Kaymakam ve Belediye Başkanının da öğrencileri evde ziyaret etmesi ne güzel olurdu. Hatta bölgenin milletvekili Dilek Yüksel bile öğrencilere misafir olabilir ve dertlerini dinleyerek  kendi açısından güzel bir imaj olur.

Abdullah Yıldız bey geldiler. Ben, Abdullah bey, Cihan, Kürşat, Oğuzhan, Münir ve Haşim ile  koyu sohbete daldık. Cihan’ın memleketinden  Denizli’den getirdiği ay çekirdekleri, Tufan’ın Samsun’dan getirdiği fındıklar çaylarımıza  güzel çerez oldular.

Abdullah bey, gençler ile sohbet etmekten çok mutluluk duyduklarını, önem verdiklerini, ilçeye yeni yüksek okul açtıklarını, 500 kişilik modern yüksek öğrenim yurdunun seneye açılacağını, kendisinin de, İstanbul’da eğitimini tamamlayan bir Kimya Mühendisi olduğunu, dolayısıyla   aileden uzakta okumanın zorluklarını bildiğini anlattı. Öğrencilere kapılarının her zaman açık olduğunu, bugün burada olduğu gibi davet ettikleri zaman gençlerle beraber olacaklarını, gençlere moral vermekten, destek olmaktan mutluluk duyacaklarını ifade etti. Çalışma ve gayretimiz dolayısıyla bizi de takdir ettiğini vurgulayarak,  öğrencileri de her zaman yanına beklediğini vurguladı.

Cihan’a hocalarının verdiği ve konusu şu olan soruları cevapladı Abdullah Yıldız;

SORU- “Kürselleşme sürecinde  yapısal ve işlevsel dönüşüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Ulus mu devleti, yoksa devlet mi ulusu  meydana getirmiştir? Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüme aşamasına katkı olması için  yeni anayasa nasıl olmalıdır?”

ABDULLAH YILDIZ- “Kürselleşme istem dışı bir süreçtir.  İradelerin engel olamayacağı, olamadığı doğal bir süreçtir. Bu sürecin dışında kalmaktan çok süreci yöneten güçler arasında yer alma çabasında olunmalıdır. İletişimin ve ulaşımın hızla geliştiği günümüzde, insanları birbirini yaklaştıran, bir süreçtir, küreselleşme. Sınırların gittikçe sanallaşması, ekonomilerin ve ulusal çıkarların iç içe geçmesi, anlamına da gelen küreselleşmeye direnmek yerine; Millî Kültürünüzü ve manevi değerlerimizi özenle koruyarak; küreselleşme sürecini yöneten ve yönlendiren güçler arasında yer almak temel hedefimiz olmalıdır. Milli politikalarla küreselleşme sürecini birlikte ve uyum içinde yürütmek zorunluluğu vardır. İçe kapanmacı politikalarla yönetilen ve dünya gerçeklerine sırtını dönmüş bir ülke ayakta kalamaz.

Devlet ulusun ihtiyaçlarını sağlamak için vardır. Devlet bir araçtır. Millet devlet için değil, devlet millet için vardır. Devlet hizmetkârdır. Devlet, halkın inancıyla, kültürüyle, yaşam tarzıyla uyum içinde olmalıdır. Anayasa’nın merkezinde devlet değil, insan olmalıdır. İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması, geliştirilmesi esastır.”

Öğrenciler, Abdullah beyin konuşmasını kaydederek, tezlerinde kullanacaklarını söylediler. Abdullah beye, Niksar Kaymakamı ve Belediye Başkanı ile tanışmak, takdir ederlerse bilgimizi Niksar halkı ile paylaşan konuşmalar yapmak istediğimizi de söyledim. Kaymakam bey isterlerse, Tokat’ta olduğu gibi Niksar’da da lise ve yüksek okulda  konuşmalar yapabileceğimizi söyledim. Bunları da yazmamızın Niksar’ın tanıtımı için güzel olacağına vurgu yaptım.

Öğrenciler merak ettikleri diğer soruları da sordular, Abdullah bey de içten samimi cevaplar verdi.

Sohbet geç saatlere kadar sürdü ve öğrenciler Abdullah beyin ziyaretinden memnuniyetlerini belirtirken, Kaymakam, Belediye Başkanı ve sivil toplum kuruluşlarının öğrencileri ziyaret etmesi ve böylesine sevgiyle yaklaşmaları durumunda Niksar’a öğrencilerin severek geleceğini ve Niksar’ı memleketlerinde severek tanıtacaklarını söylediler. Abdullah bey de öğrencileri her zaman çaya beklediğini sözlerine ekledi.

Ertesi gün kalkarak Cihan ve Kürşat ile  yola çıktık. Yağmur çiselemeye başlayınca şemsiyemi evde unuttuğumu anladım. Cihan, ben ve Kürşat ile beraber Evliya Çelebi Camii yanından Ayvaz Parkına yeni Yurt Kur Binasına bakarak yürüdük. Yeni Yurt Kur Binası hemen Ayvaz Park Otel yanında 4 katlı 2 bina erkek ve kız ve ortasında sosyal tesis olarak inşa edilmekte.  Sonra yeniden Halis Ağabeye uğradık. Halis ağabey köye gitmiş. Kürşat akrabalarına Turhal’a gitmek üzere yanımızdan ayrıldı. Ben Münir ve Cihan ile Cihan’ın deyimi ile kendilerine çok iyilikte bulunduğunu söylediği ev sahibi 2. el eşya bayii  Adem Aşçı’ya uğradık. Adem bey sıcak ortamda bizi ağırlayarak çay ikram etti. Biz de ona  çocukları okusun  diye kişisel gelişim dergileri armağan ederek kiracıları öğrencilerinin  ona olan sevgi ve saygısını anlattık.

Sonrasında Oğuzhan şemsiyemizi getirince, Cihan ben ve Oğuzhan Abdullah Yıldız beye çıktık. Abdullah bey, makamında bir başka Üniversite öğrencilerinin dertlerini dinlemekteydi. Tam o arada Milletvekili Dilek Yüksel’in, emekli öğretmen olan teyzesine rastladık. Cihan Suzan Teyze ile bir süre sohbet etti.

Niksar’a gelmişken daha önceden tanıştığımız  Mustafa Necati Güneş hocayı da ziyaret edelim dedik. Bahri Yıldırım hocanın da Mustafa Necati Güneş Hocanın da Cumartesi  olması dolaysı ile Öğretmen evinde olacağını düşündük . Ama yoklardı ve bizde birer çay içerek ayrıldık. Abdullah bey bizlere yemek ikramında da bulundu. Abdullah Yıldız bey başka bir programına katılmak üzere bizden ayrıldı.

Oradan Yeşil Niksar Gazetesi ve Canik Gazetelerine uğrayarak Mehmet  Türkü ve Recep Bilek  arkadaşlarımız ile sohbet ettik.İkram ettikleri çayları içerek  oradan ayrıldık. Onlarda ziyaretten memnuniyetini belirttiler.

Final Dershanesine uğrayarak Türkçe Öğretmeni Başaran Hoca ile sohbet ettik. Bizlerle samimi sohbetinde Başaran Hocaya Kişisel  Gelişim dergileri vererek  ona çalışmalarımızdan bahsettik ve oradan ayrıldık.

Yurt Kur Önünde bana  Cihana, Oğuzhana  Haşim,   daha önce konferansımızdan bizi tanıyan Salih Zahid Ünlü’de katıldı. Meğer Haşim okçu ile Zahid Ünlü  liseden bu yana kanka imiş ve  Üniversiteye de beraber gelmişler Çorum Bayat’tan. Haşim Kürşat ve Cihan ile röportajımızdan söz edince onunla da röportaj yaptım orada . Zahid gerek yok dedi. Sonra bize Bankacılık 2 de okuyan Ankaralı  Erkan Öztaş’da katıldı ve  röportaj teklifimizi de kabul etmedi. Öğrencilerin kendini ifade etmede zorlanmalarına gerçekten şaşırdım.  Kimseye de ısrar edemezdim. İstemeyene  zorla güzel şeyleri bile aşılayamayız ki zaten.

Hep beraber, Terminal yanında  Bedensel Engelliler parkında çay içtik. Bu arada Halis ağabeyin köyden geldiğini öğrenince hemen yanında olan dükkanına geçtik. Halis ağabey bizi görünce sarıldık kucaklaştık. Pazar’da 13 Temmuz’daki şiir gecesinde  tanıştığımızı fark ettik. Meslek Yüksek  Okulunda okuyan gençleri  yanında görünce çok sevinen Halis Ağabey bizlere köyden getirdiği elmalardan ikram etti. Çay ikram etti. Koyu bir sohbete daldık. Duvarlarda  Ahmet Ulukaya’nın şiirleri vardı. Ondan bahsetti. Halis ağabeyden bir şiir okumasını rica ettim.

BENİM ALIN YAZIMSIN

Hangi sevdanın kapısını  çalsam,

İçimde sen varsın.

Ne zaman ağlayacak olsam,

Gözyaşlarımdasın.

Heyhat çok geç anladım,

Sen,

Kader denen deftere,

Silinmez kalemle yazılmış,

Benim

Alınyazımsın.

Halis AKTAŞ

Halis ağabey  Bahri Yıldırımı arayarak görüşme  talebimizi  iletti ama işi olduğundan  gelemeyeceğini söyledi. Çekindiğimiz resimlerden sonra, Halis ağabeye veda ederek akşam olmak üzere iken Niksar’dan  ayrıldık dostlara veda ederek

Bir daha gene Niksar’da konuşmalarda, bir lisede veya MYO ‘da sohbetlerde buluşmak üzere  Niksar’da MYO okumaya gelen gençleri tek tek kucaklayarak veda ettik

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..