Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '11

 
Kategori
Müzik
 

Nilüfer'in "Aile İçi Şiddete Son" konseri neden tarihi bir olay?

Nilüfer'in "Aile İçi Şiddete Son" konseri neden tarihi bir olay?
 

İki diva bir arada..


9 MART 2011 ÇARŞAMBA: Bugün tarihi bir konsere daha tanıklık edeceğim için heyecanlaydım. İstanbul karlar içindeydi. Nilüfer’in şarkısındaki gibi her yerde kar vardı. Fakat konserin iptal olma ihtimalini bile düşünmek istemiyordum. Kendimi erkenden dışarı attım. Yine bir başka Nilüfer şarkısındaki gibi kar taneleri alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp duruyorlardı ve kol kola girip yüzüme yüzüme vuruyorlardı. Fakat karlar düştükçe ağlamıyordum, seviniyordum. Zaten “Karlar düşer, düşer, düşer, ağlarım” bir Akrep Nalan şarkısı… Bugüne bir de Teoman’ın “Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna” şarkısı uyuyor ama bu şarkıyla ilgili de bağlantı kurmaya çalışmıyorum, çünkü “Aile İçi Şiddete Son” organizasyona Nilüfer ve Nilüfer’in “12 Düet” albümüne sesini veren rockçılardan bir tek Teoman destek vermemişti. Konserde Teoman hariç o başyapıt albümde yer alan tüm rockçılar yerini alacaklardı ve bu sosyal projeye katkıda bulunacaklardı. 

Taksim’e erken gittiğim için biraz gezdim. Yukarıda bahsi geçen şarkılardan “Kar Taneleri”nin de bulunduğu “Nilüfer’84” albümünün CD’sini aldım. Yine bu albümde yer alan “Varsa Söyle”nin konserde söylenmesi için dua ediyordum. Hatta dua etmekle kalmamıştım, Buket Doran’a Facebook’tan mesaj atıp şarkıyı konserde Nilüfer’le beraber söylemelerini rica etmiştim. Çünkü çok sevdiğim bu şarkının, yani “What a Feeling”in Türkçe versiyonunun rock’a dönüştürülmüş halinin konserin atmosferine uyacağını düşünüyordum. Tabii ki bu isteğim değerlendirilmeyecekti. Bu albümün ikinci versiyonunun olabileceği ihtimalini duyunca Aslı Gökyokuş’a da Facebook’tan mesaj atıp bu şarkıyı Nilüfer’in ikinci rock albümünde söylemesini rica ettim. Ondan da cevap gelmedi ama Aslı’nın sesine uyacağını düşünüyorum, zaten yanlış hatırlamıyorsam bu şarkıyı yıllar evvel bir konserinde cover’lamıştı. Televizyonda görmüştüm. İnşallah bu emelime ulaşırım. Bugün her yer karlarla kaplı olduğu için belki güne uyuyor diye “Her yerde kar var”ı söylemesini hayal ettim bu hayalimin gerçekleşemeyeceğini bile bile… “Kar Taneleri”ni zaten söyleyemezdi. Çünkü Kayahan bestelerinin Nilüfer tarafından söylenmesine karşı çıkıyor. Halbuki biz o klasik şarkıları Nilüfer’in sesinden daha çok seviyorduk. Ama bence “12 Düet” albümü Nilüfer’in Kayahan’a çok iyi bir cevabı oldu. Kayahan olmadan da bir Nilüfer kariyeri olduğunu hatırlattı. Tabii yine de bir Mor Menekşe’yi, bir Esmer Günler’i bu albümde duysak güzel olurdu ama olsun. Yıllardır rock konserlerini, festivallerini takip ederim ve rock gruplarının en çok Nilüfer, Sezen Aksu ve Ajda Pekkan şarkılarını cover’ladıklarına şahit oldum. Hatta Gripin albümünde “Yolcu Yolunda Gerek”i cover’lamıştı, Pijama ise “Boşvermişim Dünyaya”yı albümüne almıştı. Duman’ın “Olmadı Yar”ını hatırlatmama gerek yok sanırım. Rockçıların bu 3 divaya sahip çıkmaları Nilüfer’in dikkatinden kaçmamış olacak ki böyle efsanevi bir albüme imza attı. Nilüfer’in Madonna gibi kendini yenilemesine daha önce de şahit olmuştuk. Örneğin “Yeniden Yetmişe” albümü ile 70’li yıllardaki şarkılarını 90’lı yılların sound’una göre yeniden kaydetmişti. “12 Düet” albümü de bu konsept ve CD kutusu ile kitapçığıyla bana o best of’u hatırlattı. İnşallah dedikleri gibi bu albümün devamı gelir. Mesela Nilüfer, “Dokun Bana”yı slow rock olarak kaydetmek istiyormuş. Bakalım kimler yer alacak o albümde? Ama mutlaka “Varsa Söyle” yer alsın. Şarkıyı http://www.youtube.com/watch?v=UzWpwg0Tv2I adresinden dinleyin, bana hak vereceksiniz. Ajda Pekkan demişken… Onun da “Yaz Yaz Yaz”, “Uykusuz Her Gece” gibi şarkıları rock’a çevrildi ama onun da “Varsa Söyle” gibi rock potansiyeli taşıyan bir şarkısı var. O da: “Düşünme Hiç”… Neyse, bugüne dönelim. Biletimi çoktan almıştım. Bugün için izin talebi yapmıştım. Zaten normalde de çoğu zaman hafta içine denk geliyor izinlerim... Rock'n Coke bile bu isimleri aynı gün bir araya getiremez... O kadar konsere gitmeme rağmen Nilüfer'i canlı izleyememek içimde bir ukde olarak kalmıştı. Mutlaka bir Nilüfer konserine gitmem gerekiyordu. E, daha önce 16 kez canlı izlediğim Şebnem Ferah da tarihi bir düete imza atacağına göre kaçırmak ayıp olurdu. Zaten "Güldünya Şarkıları" konserini kaçırdığım için çok üzülüyordum. O konserde de Nilüfer, Şebnem Ferah falan vardı. Üstelik Nilüfer'i hem best of bir albüm üzerine yapılmış bir konserde, hem de bir rock konserinde izleyecektim. Türkçe Rock Müziği'nin Kraliçesi Şebnem Ferah da kendisi gibi bir diva olan Nilüfer'le beraber canlı söyleyecekti. Çok heyecanlıyım o yüzden... Barış Manço'nun anısına 2000 yılında yapılan konsere de gitmiştim. Nilüfer albümde söylediği halde konsere kendi işleri nedeniyle katılamamıştı. Sadece üniversitedeyken bizim üniversitede düzenlenen bir ödül töreninde ödül alırken görmüştüm Nilüfer'i... Canlı izlemek 2011'e kısmetmiş. Yine "Barış Manço Şarkıları" konserinde tek şarkılığına canlı izlediğim Sertab Erener'in de konserine gitmek istiyorum mutlaka... İnşallah Allah bunu da nasip eder. Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Kylie Minogue, Christina Aguilera, Amy Lee, Şebnem Ferah, Pink, Samantha Fox, Özlem Tekin, Aylin Aslım, Aslı Gökyokuş, Leman Sam, Aşkın Nur Yengi, Göksel, Skin, Seden Gürel, Candan Erçetin gibi farklı kulvarlardan başka divaların ve diva liginde denebilecek bayan sanatçıları canlı izlemiştim daha önce... Nilüfer de bu anı koleksiyonumda yer alacağı için çok mutluyum. Maşallah diyelim, nazar değmesin. Konserin gerçekleşeceği mekan olan İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu’na varmıştım. İçeride “Aile İçi Şiddete Son” Vakfı için fotoğraf çektirmiş olan Güven Kıraç, Metin Arolat gibi ünlü erkeklerin feminen pozlarının resim sergisi vardı. Benim aklım konser salonundaydı tabii ki… Hemen o bölüme girdim. Kapıdaki kız beni “İçeri girerseniz bir daha çıkamazsınız. Çıkarsanız da bir daha giremezsiniz” diye uyardı. Ben koltuğumda oturmayı planladığım için “Olsun, içeride beklerim” dedim. Halbuki onu söyleyeceğine konser salonunun daha açılmadığını söyleseydi ya? Mal gibi orada bulduğum bir koltukta bekledim. Bazı rockçı tipler de girip çıkıyorlardı. Belki tanımadığım grup üyeleriydi. Sadece Ozan Tügen’i tanıdım, o da Şebnem Ferah’ın elemanı olduğu içindi. Kazağımın altında www.sebnemferahclub.com sitesinin “Benim Adım Orman” t-shirt’ü vardı ama hava soğuk olduğu için kimse t-shirt’ümü göremedi. İçeri torpilli seyircileri alıyorlardı. Ben de “Hani kapılar kapalıydı?” deyince güvenlik görevlileri “Onlar ekipten” yalanını söylediler. Ben de “Pek ekibe benzemiyorlar ya neyse” diye laf koyup yine sazanlığımın cezasını çekmek için o koltuğa oturmaya devam ettim. Neyse, işte kapılar sonunda açılmıştı… İçeri girdiğimde benim yaşlarımdaki insanlardan ya da benden genç olan yeni jenerasyondan çocukları daha çok göreceğimi sanıyordum ama seyircinin yaş ortalaması 40, 50, 60 civarıydı. Herhalde konseri klasik bir Nilüfer konseri sanarak pop dinlemek üzere gelmişlerdi. Tabii ki bazıları çok sert bir rock konseriyle karşılaştıkları için şok olacaklardı. Hatta yanımdaki adam, Şebnem Ferah’ın performansı sırasında “Çok sert bir konser. Çok abartılı söylüyorlar” diyecek, Hayko Cepkin performansı sırasında ise salondaki yaşlılar konser mekanını boşaltmaya başlayacaklardı. Ama ben ve azınlık olan gençler hallerinden memnundu. 

YÜKSEK SADAKAT: Konser bu yıl ülkemizi temsil edecek “Live It Up” şarkısıyla açıldı. Vokalist Kenan Vural, Michael Jackson’vari bir bando ceketi giymişti. Yıllar evvel Blue Jean dergisi ile verilen ve benim de yazarları arasında bulunduğum Michael Jackson kitapçığının editörü Kutlu Özmakinacı’nın bestesi sırasında aklıma Nilüfer’in de Eurovision’a katıldığı geldi. Ben konserin bir Nilüfer şarkısı + rock grubunun sahneye gelişi ile düet şarkı şeklinde devam edeceğini düşünüyordum. Fakat tam tersi oldu. Önce rock grubu kendi şarkısını söylüyordu ve sonra Nilüfer sahneye gelerek “12 Düet” albümündeki şarkısını grupla beraber söylüyordu. Çok sevdiğim bir Nilüfer şarkısı olan “Göreceksin Kendini”yi Serkan Özgen, Alpay Şalt gibi Yüksek Sadakat üyelerinin performansıyla dinlerken aklıma yine bu şarkının Eurovision’la ilgisi olduğu geldi. Şarkının orijinali Anne Marie David tarafından ilk olarak Eurovision’da “Tu Te Reconnaitras” olarak söylenmişti ve daha sonra Nilüfer bu şarkının Türkçe’sini söylemişti. Hatta demin bizim üniversitedeki ödül töreninden bahsetmiştim ya? Nilüfer ödül alırken orijinal “Tu Te Reconnaitras”ı çalmışlardı. İki Eurovision’daki Türkiye temsilcisi beraber Eurovision’da birinci olmuş bir şarkının Türkçe’sini seslendiriyordu. Tabii ki bu tesadüflere daha önce Eurovision’da ülkemizi temsil eden 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra grubunun üyesi Nilgün Onatkut’un oğlu Uğur Onatkut’un bir Yüksek Sadakat üyesi olduğunu da eklemek gerekiyor. Umarım bu performans Yüksek Sadakat’a uğur getirir ve Sertab Erener, maNga, Şebnem Paker gibi Eurovision’da başarılı olurlar. 

BADEM: Konserle ilgili merak ettiğim bir başka konu ise nasıl grupların sahne değiştireceğiydi. Acaba aynı enstrümanları mı kullanacaklardı? Yoksa kendi aletlerini kurarken çok zaman mı geçecekti? Aynı enstrümanları kullanma bölümü tabii ki benim de mantığıma sığmıyordu. Çünkü hepsi rock yapıyor olsa da tarzları farklıydı. Üye sayıları farklıydı. Kullandıkları enstrümanların markası farklıydı. Her grup üyesi hangi müzik aletini rahat çalıyorsa onu çalmalıydı. Zaten rockçılar hep kendi enstrümanlarını kullanırlar. Ve aklımı kurcalayan bu sorumun yanıtını da ikinci performans sırasında aldım. Yüksek Sadakat üyelerinin neden sol tarafta sıkışıp kaldıklarına anlam verememiştim. Meğersem o sırada sahnenin sağ tarafında da Badem üyeleri yerlerini alıyormuş. Konserde öyle bir sistem kurmuşlar ki, iki perde var. Sol taraftaki perde Yüksek Sadakat’ın üzerine kapanırken perdede Nilüfer ve Badem grubuyla ilgili kısa bir video oynatılıyordu. O sırada da sağ tarafta başka bir perde açılıyordu ve Badem grubu üyeleri çoktan enstrümanlarını kurmuş halde karşımıza çıkıp çalıyorlardı. Konser böyle devam edecekti. Barış Bahçeci, Mustafa Kemal Öztürk, Doğaç Başaran, Mert Özdemir ve Emre Yıldız’dan kurulu Badem “Bir An İçin”i söyledikten sonra Nilüfer’i çağırdı ve “İntizar”da düet yaptı. 

4X4: Çok fazla takip etmediğim ama takdir ettiğim gruplardan biri olan 4X4, kendi performans şarkısı olarak “Ölmek İçin”i seçmişti. Deniz Tuzcuoğlu, Göktuğ Şenkal, Burak Kulaksızoğlu ve Arbak R. Dal’dan kurulu TNK grubu ardından Nilüfer’i çağırarak “Kim Arar Seni”yi söyledi. Az mı anım oldu bu şarkıyla? “Yeniden Yetmişe” albümü çıktığında üst üste dinlerdim ve bol bol dans ederdim bu şarkıyla… Hatta liseden mezun olurken bu şarkı da mezuniyet balosunda çalmıştı ve arkadaşlarla kopmuştuk. Bu arada bütün solistler Nilüfer’i “Nilüfer Hanım” diyerek çağırıyordu. Tabii ki Nilüfer de bir süre sonra bozulup “Ben o kadar yaşlı mıyım ayol? Bana Nilüfer diye hitap edin” diyecekti. 

TNK: Baran Dişpençe, Mustafa Erdoğan, Oğuzcan Zorbaz, Ahmet Kaymak gibi üyeleri olan TNK grubu bu konserde daha önceden izlediğim gruplar arasında ilk sahne alandı. Daha önce Fanta Festivali’nde izlemiştim onları. “Yine Yazı Bekleriz”in ardından Nilüfer geldi ve beraber “Selam Söyle”yi icra ettiler. 

RASHIT: Oğuz Taktak, Tolga Özbey, Levent Özer’den kurulu Rashit grubunun konserine daha önce 2 kez gitmiştim. İkisi de farklı yılların Rock’n Coke’uydu. “Çok mu zor?” ile kendi performansını yapan grup, “Bir kez daha Nilüfer” diye Türkçe Pop Müziği’nin divası Nilüfer’i sahneye çağırınca Nilüfer kahkahalarla güldü ve “Ben şarkının girmesini bekliyordum. Davet edilmeyi değil…” diye açıklamada bulunmak zorunda kaldı. “Uzak Dur Ateşimden”i beraber söylediler. Bu arada seyirci profili biraz rock müzik cahili olduğu için çok ilginç konuşmalara kulak şahidi oluyordum. Albümü bile mi almadılar, nedir? Ekranda “Rashit” diye yazınca Rachid Taha gibi bir Arap şarkıcının geleceğini sandılar. Benim de daha önceki Rashit konserlerinde olduğu gibi aklıma ortaokul ve lisedeki özel hocam Raşit Hoca geldi. 

ŞEBNEM FERAH: Ve işte Türkçe Rock Müziği’nin Kraliçesi Şebo’nun Türkçe Pop Müziği’nin (ve artık Rock’ın) divası Nilüfer’in tarihi buluşması gerçekleşecekti. Herkes benim gibi Şebnem Ferah’ın en son çıkacağını düşünüyor olmalıydı ki, beklenmedik bir anda Şebnem Ferah ve Nilüfer’in kısa videosunu ekranda görünce salonu çığlıklarla bastırdık. Bu öyle bir performans olacaktı ki belki de VH1 Divas Live konserleri halt edecekti yanında… Daha önceden www.sebnemferahclub.com sitesinde ve Milliyet Blog’umda Şebnem Ferah’ın bayan rockçılar ve rock aşkıyla tutuşan popçu divalar üzerinde nasıl bir etki yarattığıyla ilgili bir yazı kaleme almıştım. O yazıyı bugün kaleme alsaydım kesin Nilüfer’den de bahsederdim. Konserle ilgili merak ettiğim bir başka konu Şebnem Ferah’ın hangi şarkısını söyleyeceğiydi. Çünkü diğer grupların söyleyecekleri şarkıyı az buçuk tahmin edebiliyorduk. Herkes en popüler şarkısını söylüyordu. Fakat 1996 yılından beri sağlam bir solo kariyeri olan Şebnem Ferah’ın bir çok hit şarkısı, bir çok klasiği vardı. Aralarından bir tanesini seçmesi gerekseydi hangisini seçecekti acaba? İşte bu sorunun yanıtını “Can Kırıkları” ile aldım. Şarkıdan sonra “Eminim benim gibi bu sahnede sahne alan tüm müzisyen arkadaşlarım için bu gece çok özel ama bir taraftan her birimizin şiddetle alakalı olarak oluşturulması gereken ortak bilince katkıda bulunduğum için bence daha da özel. İyi ki geldiniz bu karlı kış gününde… Çok çok çok teşekkür ederiz.” diye bu konserde tesadüfen bulunmadığını, ne kadar duyarlı olduğunu gösterdi. Nilüfer’i sahneye çağırdığında Nilüfer, Şebo’nun parlak kırmızı ayakkabıları için “Öncelikle bu ayakkabı için bir şeyler söylemek istiyorum. Aman Tanrım! Şahane gözüküyorlar! Bu işin magazin kısmıydı. Ve şimdi müzik!” dedi ve Aykan İlkan, Metin Türkcan falan “Erkekler Ağlamaz”ı çalmaya başladı. “Acaba bu şarkıyı Şebnem Ferah kendi konserinde de söyler mi? Eğer söylerse tek başına mı söyler? Yoksa vokalisti Ceren Tügen Akyıldız ile beraber mi söyler?” diye düşündüm. Ve işte şahane bir vokal yarışı başlamıştı. Türkiye’nin, hatta dünyanın en güzel seslerinden iki tanesi adeta diva kapışması yapıyordu. Gerçi bir iki yerde Şebnem Ferah kendi bölümünü şaşırdı, Nilüfer toparladı ama heyecandan olsa gerek… İlk kez onu şaşırırken gördüm. Bu da işin nazar boncuğuydu tabii ki… Nilüfer, şarkı bittikten sonra Şebo’ya dönüp “Müziğin çok güzel…” dedikten sonra seyirciye başını çevirerek “Gerçekten gönlü çok güzel, kalbi çok güzel bir sanatçı Şebnem Ferah. Ve ben onu çok seviyorum. Herkese buradan söylemek istiyorum! Gerçekten onu çok seviyorum.” diyerek Şebnem Ferah hayranlığını tüm aleme ilan etti. Ve işte konserin birinci bölümünün sonu gelmişti. Şebo’yu konserin finalinde beklerken ilk bölümün finalinde çıkmıştı. Nereden bilelim konserin iki bölümden oluşacağını? 

MALT: Yine konserin başındaki gibi şiddet gören bir kadının gözüktüğü ama şiddet uygulayan kişinin görünmez olduğu “Siz de bu videoda bir erkek göremiyorsunuz, değil mi? Çünkü kadına şiddet uygulayan erkek değildir” mesajı veren reklam filmi perdede gösterildi ve alkışlardan sonra Cenk Durmazel, Barış Ertunç, Cenk Turanlı, Mehmet Demirelen’den kurulu Malt birinci bölümün açılışını yaptı. Malt’ı ilk kez sahnede izliyordum ama Cenk Durmazel’i değil… Cenk Durmazel’i Erdem Uygan ile beraber kurduğu “Müebbet Muhabbet” grubu çerçevesinde yıllar evvel yine Şebnem Ferah’ın da olduğu 2003 Fanta Festivali’nde izlemiştim. Stand-up ve Ufuk Ercan misali komik şarkı sözlü coverlardan oluşan bir performans sergilemişlerdi. Fakat bu sefer Cenk, ciddi ciddi bir rock grubunun solistliğini yapıyordu. Gerçi Badluck’ta da bu işi yapmıştı ama adını Cenk ve Erdem ikilisiyle duyurmuştu. Neyse, bence Malt grubu konserin en akıllıca davranışını yaptı ve bir tane şarkı seçmekle sınırlı kalacaklarına birden fazla şarkılarını potpuri şeklinde bağladıkları bir megamix seslendirdi. Nilüfer’i “Ara Sıra Bazı Bazı”yı seslendirmek için çağırdıklarında Cenk, Nilüfer’in Şebnem Ferah’a söylediği iltifata gönderme yaparak “Ayakkabılarınız çok güzel Nilüfer Hanım” dedi ve seyirciler esprisini anlamasa da esprili kişiliğini yine gösterdi. Tabii ki Nilüfer’in her şarkıda farklı bir kostüm giydiği detayını da atlamamak gerek… 

GECE YOLCULARI: Ve işte konserin ilk skandalı… Edis İlhan, Uğur Arslantürkoğlu, Umut Yıldız, Semih Keçeci, Volkan Yılmaz’dan kurulu Gece Yolcuları sahneye çıkmadan evvel Gece Yolcuları’nın VTR’si yerine Malt’ınkini oynattılar… Tabii ki bu hatayı telafi etmek için Gece Yolcuları “İhtimal”den sonra Nilüfer’le beraber “Haram Geceler”i söylerken arkada DSF misali görüntüleri gösterdiler ama olan olmuştu bir kere… Konserin ilerleyen dakikalarında bu hatayı bir kez daha yapacaklardı ama kim olduğunu söylemeyeyim. O bölümü yazana kadar meraklanın. Gerçekten Ediz İlhan’ın sesi çok güzel… Genelde erkek rockçılar sert söylerler ama Ediz bir popçu gibi söylüyordu. Popçu diyerek küçümsediğimi sanmayın. Zira Levent Yüksel, Gökhan Kırdar, Tarkan, Mustafa Ceceli, Yaşar, Soner Arıca, Fatih Erkoç, Bora Öztoprak, Kenan Doğulu gibi sesini ve şarkılarını beğendiğim erkek popçular vardır. Evet, itiraf ediyorum. Sadece 90’lı yıllardan kalmalıları değil, Mustafa Ceceli’yi de dinliyorum. He he. Neyse, bu gereksiz parantezi kapatalım. 

HAYKO CEPKİN: Konserin en tarihi ve en çok alkışla çığlık alan performansı Şebnem Ferah olabilir ama daha önceden yıllar evvel Trend Show’da sahnede ne kadar çılgın olduğuna şahit olduğum Hayko Cepkin’in de hakkını yememek gerek. Konserin en ilgi çekici performansı ise ondan geldi. Karma bir konser olduğu halde dersine çok çalışmıştı. Korkunç efektler, ilginç makyajlar, lazer show’lar, değişik bir intro, çılgın vokaller falan derken işte rock müzikte Teoman’ın ve diğer solo erkek vokallerin pabucunu dama atan Hayko Cepkin sahnedeydi. Milleti gerçekten coşturdu. Konser mekanını terk eden yaşlıları saymazsak tabii ki… “Yolun Sonu”nu söyledi. Nilüfer’i sahneye en ilginç ve yaratıcı şekilde çağıran da oydu. Işık ve klavye showuyla ilizyon etkisi yarattı ve Hayko Cepkin ile grup elemanları yok olup tekrar oluşurken sahnede Nilüfer belirdi. Albümün en damardan şarkısı “Aşk Kitabı”nda düet yaptıktan sonra Hayko coştu. Öyle böğürdü ki, Nilüfer bu performansı çok sevdiğini söyleyerek kahkahalarla Cepkin’e sarıldı… 

CANDAŞ/CİNGİ/RUACAN: Açıkçası “12 Düet” albümü çıkana kadar Selçuk Sami Cingi, Levent Candaş ve Nedim Ruacan’dan kurulu bu grubu bilmiyordum. Ayrıca itiraf etmeliyim ki albümü aldığımda İzel-Çelik-Ercan gibi beraber şarkı söyleyen bir üçlü sanmıştım. Şarkının başında Cingi’nin vokalini bir bayan sanmıştım hatta… O kısmı da aynı kişinin söylediğini ancak bu konserde anlayabildim hatta… Perdede grubun ismi yazdığında millet dalga geçti. Tek tanımayan ben değilmişim yani… “Aaa, Candaş’ı bilmiyor musun? Ben hayranıyım. Konsere sırf onun için geldim. Diğerlerini tanımıyorum” gibi muhabbetler dönüyordu. Fakat vokalist Cingi vokal performansıyla kendisiyle dalga geçenleri susturdu. Valla grubu tanımadığım için sürekli “Sor kendine” falan dedikleri şarkının adını da bilmiyorum ama gerçekten sesini çok beğendim. Tipi de hiç Türk gibi değil. Jack White gibi dünya starlarına benziyor. Sahne kostümleri bile yabancı sanatçılar gibi sıra dışıydı. “Unut Gitsin”de daha önce grupla dalga geçenler bile “Bravo!” diye bağırıyorlardı. İşte gelecek vaat eden bir şarkıcı keşfetmiştik Nilüfer sayesinde… Gittiğim konserlerden, festivallerden sonra izlenimlerimi 1999 yılında açtığım web sitem www.tst.gen.tr ‘de paylaşıyorum biliyorsunuz. Ve yıllar boyunca ilk kez bir konserde keşfettiğim ama sonra sağlam bir kariyer yapan bir çok grup oldu. Belki birkaç yıla kalmaz, bugünkü yazımı da öyle anacağım. “Candaş&Cingi&Ruacan’ı daha fazla bilinmeyen bir grupken canlı izlemişim” diyeceğim belki de… 

OGÜN SANLISOY: Ve işte hem konserin, hem de bahsettiğim skandalın finali…. Gece Yolcuları’ndan bahsederken bir tane daha performansdan önce yanlış VTR girdiklerini söylemiştim. İşte bu ikinci skandalda başrol oynayan isim Ogün Sanlısoy’du. Ogün Sanlısoy ve Aytek Akçakaya, Sertan Coşkun, Sertan Soğukpınar’dan kurulu solo grubu sahne almadan evvel 4X4’ün VTR’sini girdiler. Ogün Sanlısoy ve tayfası şaşkınlıktan şarkıya geç girdi. Ogün Sanlısoy “Avunmak zor” derken acaba bu hatayı da kastediyor muydu? Şarkı esnasında arkada DSF gibi doğru görüntüleri gösterme taktiğini yine yaptılar. Ardından Nilüfer’le “Hey Gidi Günler”i söyledi Ogün… Ogün Sanlısoy’dan yıllar evvel imza alıp beraber fotoğraf çektirmiştim. Tıpkı yine bu konserde olan Şebnem Ferah ve Hayko Cepkin gibi… Ama ilk kez Ogün’ü canlı izledim. Konserin ikinci ve son bölümünün finalini yapmak da Ogün Sanlısoy’a nasip oldu. Ardından Nilüfer sahne alan tüm grup ve şarkıcıları sahneye topluca tekrar çağırdı. Ve sanki bir ödül töreni finali gibi all-star kadro “Hey Gidi Günler”i beraber seslendirdi. Ogün yanına Şebo’yu aldı. Nilüfer de Hayko’yu aldı. Yine megastar’lar ön plandaydı yani… Sanki “Hey Gidi Günler” yılın şarkısı ödülünü almış da diğer ödül alan sanatçılar sahneye gelmiş gibiydi ama bence bu şarkının seçilmesinin nedeni sadece Ogün Sanlısoy’un grubunun zaten enstrümanları ile hazırda bulunması değildi. Bence bu konserde topluca söylenebilecek en doğru şarkı “Hey Gidi Günler”di. Ve işte yine yollardaydım. Kar ve buzlarla kaplı yollardan düşmemeye çalışarak gece gece yürüdüm ve eve geldiğimde bu konsere gidebildiğimin verdiği rahatlıkla uyudum. Hürriyet’e böyle güzel organizasyonlar yaptığı ve her yıl bir araya gelmesi imkansız bir çok ünlüyü hayır için bir araya getirdiği için teşekkür etmek lazım. Gerçi ben sadece 1 tanesine gittim ama olsun. “Aile İçi Şiddete Son” konserlerinden bence yıllar sonra bile hep bahsedilecek. Bu yüzden bu konserlerden birine şahit olduğum ve ayrıntıları en çok paylaşan ben olduğum için çok mutluyum. Şimdi ise medyadan kopyaladığım bilgileri paylaşayım. Most Production imzasıyla gerçekleştirilen konseri 2700 kişi izlemiş. Konseri izleyenler arasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun yanı sıra Elif Dürüst, Şirin Yalçın, Efe Önbilgin, Tayfun Demirören, Nazlı Keçeli, Asya, Murat Ülker, Behzat Gerçeker, Maide Kurttepeli, Gül Dürüst, İzzet Antebi ve Ralf Tezman gibi iş, sanat, medya ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri de varmış. Konserin tüm geliri, Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na aktarılmak üzere Aralık Derneği’ne bağışlanmış. Acil Yardım Hattını aylarca ayakta tutmaya yetecek kadar gelir elde edilmiş. 

 
Toplam blog
: 55
: 5967
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

1981 doğumlu bir Uluslar arası İlişkiler mezunuyum. 4 yıl televizyonculuk yaptıktan sonra trafik ..