Nimet Çubukkraker!

Hüseyin Üzmez’in 14 yaşındaki kız çocuğuna yaptığı taciz kız çocuğu ve annesinin ifadeleri ile netlik kazanmıştı. Üzmez’in yaşı ve dini bütün biri olması gibi gerekçeler ile böyle bir eylemi yapamayacağı gibi saçma sapan söylentiler ise dolaştı durdu.

Hüseyin Üzmez’in uçlarda dolaşan bir gazetenin –Vakit’in- yazarı olması ister istemez AKP ile ilişkilerini de sorgulattı. Vakit AKP lehine yayın yapan medya kuruluşları arasında en simgeleşmiş konumda olan gazete. Durum böyle olunca AKP içinde Vakit sevdalısı olanlarda çoğunlukta haliyle.

Taciz gibi soğuk ve iğrenç bir kavramın dini bütün bir kişi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi toplumun her konumundan farklı insanlar tarafından da gerçekleştirilme ihtimali vardır. Tek başına okumuşluk, sanatçılık, üniversite mezunluğu, milletvekilliği gibi statüler insanların suç işleme eğilimini ortadan kaldıramaz. Toplumun bakış açısının bu durum üzerinden bu şekilde bir değişikliğe uğraması gerekmektedir.

Normal süreç içerisinde 6 ayda gelen bir raporun Hüseyin Üzmez vakasında 40 gün içinde çıkartılmış olması “acaba” sorularını akla getirdi.

Raporla ilgili sorular ortadan kalkmadan, Hüseyin Üzmez’in icraatlarının 14 yaşındaki kızın psikolojisini ve beden sağlığını bozmadığı belgelenince salıverilmesi ortalığı ayağa kaldırdı.

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın sert tepkisi ile konu meclise taşındı. Özellikle medyanın etkisi ile hükümet baskı altına alınınca Kadın ve Aileden Sorumlu devlet bakanı Nimet Çubukçu ortaya çıktı. Biraz geç de olsa Çubukçu’nun ortaya çıkması önemli bir hamle.

Basının etkisi de kesinlikle yadsınamaz; neredeyse tüm medya grupları işbirliği yaparcasına konunun üzerine gitti.

AKP Hükümeti içinde “vitrin bakan” benzetmesiyle eleştirilerin odağında olan Çubukçu rapor ve mağdur çocuk için inceleme başlatacaklarını açıkladı. Acaba Canan Arıtman ve medya baskısı olmasaydı böyle bir inceleme başlatılacak mıydı?

Şüpheliyim!

Özellikle giyimi ve ayakkabılarıyla gündeme gelmeyi seven Çubukçu’nun bir dönem çocuk mahkemelerinde avukat olarak görev yapmış olduğunu hatırlatmak isterim.

Çubukçu oturduğu koltuğun hakkını vererek bizzat bu soruşturmayı takip etmelidir.

Malatya çocuk yuvasında yaşananlarda olduğu gibi sessiz ve pasif davranmamalıdır.

Kendisiyle ilgili tek hatırladığımız icraatın Meclis Spor ile Görme Engelliler Spor arasındaki maçın ardından milletvekillerine hitaben yazdığı dikkat çekici mektup olduğunu göz önünde bulundurursak; kadın ve çocuk hakları ile ciddi bir şeyler yapmanın vakti gelmiştir.

Peki Nimet Çubukçu’yu ne kadar tanıyoruz?

Bizler az çok tanıdığımızı düşünsek de sorumlusu olduğu çocuk yuvalarında kendisinin tanınması ile ilgili komik durumlar ortaya çıkabiliyor.

Nimet Çubukçu, ziyaret ettiği çocuk yuvasında “ben kimim?” diye sorduğu 5 yaşındaki Ümran’dan aldığı “Nimet Çubukkraker” sözünü hatırlamalı bu ülkede kadın ve çocuklar üzerinde her geçen gün artan şiddetin engellenmesi amacıyla somut adımlar atmalıdır.

Ancak bu şekilde Nimet Çubukçu ismi hafızalarımızda yer edecektir.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

abtokmakoglu@mail.ege.edu.tr