Nisan mayıs ayları :)

Havalaaar; yine ısınmaya yüz tuttu mu şu İstanbul'un havası, yeminler olsun afakanlar basıyor, her sene aynı terane kardeşim. Anlatamıyorum, dinletemiyorum, yapmayın diyorum, etmeyin diyorum, insanı zor durumda bırakmayın diyorum, hastayım diyorum, kaşım gözüm seyiriyor diyorum. Yok sanki sürekli duvara konuşuyorum, ne biçim bir moda, ne biçim bir giyim tarzıymış ki akıl alır gibi değil. Hafzalamda arazlar bırakıyor, milleniumun yeni modası, giyinmeyin sokaklarda yarı üryan salının furyası.

Memleket tekstil cenneti; Amerikalının, Avrupalının çorabını, havlusunu, gömleğini donunu biz üretiyoruz. Ülkede en yüksek kalite pamuk üretiliyor bundan kumaş dokunuyor ama karılarımızın, kızlarımızın üzerine kıyafet dikecek memlekette kumaş bulunamıyor. Hep beş karış eksik kalıyor cumhur cemaat tüm kıyafet silsilesine.

Anacım bugün çok güzel bir bluz aldım diyor bizimki, bakıyorum bir de ne göreyim göbek açık, e üstte düğmeliyecek kumaş zaten yok, kumaşıda iplik yetiştirememişler zaar dokurken gramajı düşük o yüzden yarı şeffaf, bak çok güzel ponturu aldım diyor onda durum daha da bir fecaat. Apıştan yola çıkarak poturu beline ulaşmak için iki parmak yol almanız kafi zira hepi topu o kadar pantolon dediğiniz. Don kısmını hiç karıştırmıyorum zaten öyle birşey kalmamış ben anladım, ülkecek ekonomik bir darboğazın içindeyiz bunu en güzel örneği don. Sağlık açısından en önemli giyim unsuru dondur, maalesef sadece bir iplik haline gelmiş fıkaralıktan, karımızın kızımızın namusu bir ip parçasına emanet.

Nisan mayıs ayları, gevşer b.zük yayları der atalarımız ondan mıdır nedendir, bu mevsim gelip de havalar ısındımı yurdum evladı artık iyice bir salıyor kendini. Plaza homolarının dişisi, üzerinde memeliklerini örten askılı bir karış kumaş, altında rahme kadar yırtmaçlı dizden iki karış etek parçası, ayakta deseniz donun ayaklar altına alınmış versiyonu, ayak tangası. Akıl sağlığını koruyabilirsen dolaş gayrı sokakta güven içerisinde.

Sapık damgası yememek için sürekli kafam yerde dolaşmaktan beyin travması geçirmekten korkan bir domestike şehir tavşanına dönüştüm. Arasıra kızıyorum kendime onlar sergilemekten utanmıyorlar da sen onlara bakmaktan neden eriniyorsun diye. Sağ tarafımdaki kanatlı p.ç kurusu dürtüyor yapmamak lazım namehreme yan gözle bakmamak lazım.

Ağzının ortasına gemşiriver diyor soldaki, bakılacak başka yer kaldı mı ki, mal beyanında mahrem yerlere gelmişiz haberim yok. Hayır ortama uygun giyinmiş olsam belki ben de havaya gireceğim ama, çıplaklar kampında kürkülen dolaşan ameleler gibi sırıtıyorum. Kuşum Afyon da değilim ki açılıp saçılayım erkeğim neticesinde en fazla nereye kadar.

Lakin sokak, gay sitilistlerin ellerinde şekillendiği için efemine hemcinslerimin bir çoğu zaten dünden razı onlar da gayet rahat teşhirdeler. Gözlük yoksa gözde bittiğin andır oğlum, bu kalabalıkta lince davetiye çıkartmak ona buna bakmamaktansa, kafayı yere eğip el aleme çarparak daha kolay olacaktır. Biliyorum dostum azcık terleyeceksin, azcık gözün dönecek ama en nihayetinde kendini bir şekil eve atabileceksin.

Ben şehrin göbeğinde yetişmiş, neler neler görmüş bir insan bu hale geliyorsam, çok şanslıyız ki tecavüz oranlarını aşağıda tutan bir takım sebepler var hala ama bunun adı kesinlikle tokluk değil ne olduğunu bende bilmiyorum. Bu mevsimler gelip çattığında herkesi evinde mutlu huzurlu oturmaya davet ediyorum. Çok fenayım diyorum, arızalıyım diyorum, açmayın diyorum, dolaşmayın bu şekilde diyorum hııı...