Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '08

 
Kategori
Şiir
 

Nisan ve sen

Nisan ve sen
 

Dışarıda aydınlık ve diri

Ama sanki unutmuş gibi giyindiğini

Rengârenk gelinliğini

Soğukla ılıman arası

Bir Nisan akşamı

Tıpkı yüzün gibi,

O da kararsız ve hüzünlü


Oysa isterim ki;

O derin ve kıvamındaki sevgim,

Bu Nisan günü

Sıcak bir çorba gibi tütsün

Isıtarak o hüzünlü yüzünü

Baksınlar yine gözlerin öylece

Büyülü, büyülü

Ve o incitilmiş tebessümünün

Beyazlığında acıları damıttığın yüzün

Doyursun isterim sevgiye aç,

Tüm masum ve mahzun çocukları da,

Tıpkı benim de doyduğum gibi.


Unutmayasın isterim

Nisan gibi sen de

Şiire ve aşka düşmenin,

Cemrenin havaya, suya ve toprağa,

Mevsimin bahara

Ve ceninin rahme düşmesinin

O, sonlu yaşama karşı bizleri diri tutan

Düşerek umutla ayaklandıran

Düşmeler olduğunu


Bir de dilerim ki

Nisan gibi senin de

Çağlayan sevgimle suladığım

Yürek bahçende çiçekler

Ve yasemin kokulu esintiler

Yüzündeyse kendi rengindeki tebessümler

Hiç eksilmesin.


Not: Beş gün önce yazdığım bu şiirimde, dün olanlardan sonra; mevsim Nisan değil de Mayıs, günlerden "1 Mayıs", o " İncitilmiş tebessümünün beyazlığında acıları damıttığı" "yüz" de işci kardeşlerimin yüzü olsun isterim. O tazyikli ve boyalı su, biber gazı ve joplarla "düşüşlerin" de onurla ve umutla ayaklanan tarzda başka bir "düşme" türü olduğunun da bilinmesini istediğim gibi!


İ.Ersin KABOĞLU,

28 Nisan 2008, Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..