Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Nişanyan Evleri ve Şirince

Nişanyan Evleri ve Şirince
 

Nişanyan Evleri, Şirince


Küçük ve şirin kasabalar her zaman ilgimi çekmiştir. Ağaçların, yeşilin arasına bezeli halleri, bahçeli küçük konutları ile “Gel de burada yaşa” der gibidir bu tip kasaba ve köyler. Zaman zaman yapmış olduğum uzun Anadolu yolculuklarında bu tip kasabaları ve köyleri arar gözlerim. Bu küçük kasaba ve köylerden geçerken evlerin mimarisine bakarım, “Acaba farklı bir yapı görür müyüm?” diye. Bazen gözüme ilginç yapılar takılır. Mimari yapısı ile, boya ve badanası ile, bahçe peyzajı ile, bahçesindeki meyve ağaçları ile… Hele bir de önünde, etrafında çocuklar oyuna dalmışsa ve ortalık çocukların şen çığlıkları ile canlı bir halde ise…

Belki bir turizmci olmamdandır bütün mesele… Her zaman hayalimde var olan bir şeydi, Anadolu’nun küçük ve şirin bir köyünü restore etmek ve bu köyü turizme açmak… Sadece küçük ve biricik bir hayal benimkisi… Olabilme ihtimali yok gibi bir şey. Belli de olmaz hani!

Bir kasaba, bir köy hakkında az çok fikir sahibi olmak istiyorsanız, o kasaba veya köyün konutlarına bakmak bazen yeterli olabiliyor. Yörenin ekonomisini, eğitim durumunu, az çok yaşam biçimini, geleneklerine bağlılık ölçüsü gibi hususlarda bir şeyler kafanızda şekillenebiliyor.

Zaman zaman Ege Bölgesine yolum düşer. Ailemin bir kısmı Ayvalık civarında yaşadığından, fırsat buldukça Ege civarlarına doğru uzanırız. Ama nedense bu yolculuklarım sırasında bir kez dahi olsun şu Şirince denen kasabaya giremedim. Benimkisi bir ihmaldi tümüyle.

Şirince’nin methini duymuştum. Adı gibi şirin bir yermiş. Gidip gezmek istediğim ama dedim ya ihmalden ötürü, belki biraz acele etmemden sebep, gezemedim Şirince’yi. Hakkında hep olumlu şeyler duydum. Herkesin gıpta ile özenerek anlattığı bir yerdi Şirince. Madem gidip gezip görme hususunda çeşitli mazeretler sürüyorduk önümüze, en azından şaraplarından tatmayı ihmal etmiyordum. Şirince’nin meyveli şaraplarından zaman zaman içerim. Özellikle eşim çok sever Şirince’nin meyveli şaraplarını. En çok da vişneli olanıdır tercihi. Ve ben de ona eşlik ederim.

Şirince’de bu gün ilginç bir olay yaşanacak.

Bilindiği üzere Yazar Sevan Nişanyan Şirince’de yaşıyor. Şirince’de bulunan eski Rum evlerini restore ettirip adına Nişanyan Evleri adını vermiş ve bu restorasyon sonrasında bu evleri turizme açmış. Aynı zamanda bölge de Nesin Vakfı’nın da iki adet konutu varmış ve bu konutlardan elde edilen gelir Nesin Vakfı’nın giderlerinde kullanılıyormuş. Belediyenin yıkım ekipleri bu gün bu konutları yıkacaklar. Pek de anlam veremediğimiz ama aslında anlam verdiğimiz nedenlerden ötürü Nişanyan Evleri yıkılacak. Bir tarihi yok etmenin, bir tarihe kıymanın nasıl bir açıklaması olur, bilinmez. Ama bu gün muhtemel bir tarih katliamı yaşanacak Şirince’de. Bir tarafta kültür ve turizm varlıklarını korumak için dünyanın aklı başındaki insanları çaba gösterirken, kimi hayalleri olan insanlar, tıpkı Sevan Nişanyan gibileri mezbele halindeki bir yerleri alıp, restore ettirip, turizme açarken, diğer bir tarafta salt kişisel garez adına bunca emeği göz ardı edip, ortaya çıkarılmış olan değerleri yıkma çabasına girişen tuhaf bir zihniyet dünyası…

Sevan Nişanyan…

Bir Ermeni… Sivri dilli, lafını esirgemeyen ve doğru bildiğinin arkasında giden bir şahsiyet… Hayalleri olan bir insan… Zira hayalleri var dediğimiz bu insan, sayısını dahi bilmediğim kadar yabancı dil öğrenmiş bir isim. İlginç geliyor bana tabi bu çaba ve bu emek… Resmi ideolojiye dokunan, resmi tarihe vurup geçen, yalanlara, dolanlara eyvallah etmeyen bir insan… Onun için “Azınlığın azgını” dahi dediler.

Yıkım amacının nedenleri ortada aslında… Kitabına uydurup yok edecekler bir tarihi. Kitabına uydurup ortaya konan onca emeği tarumar edip bir “ohhhh” çekecekler… Rahatlayacaklar… “Gördün mü?” diyerek pis pis sırıtacaklar… Ve hiç utanmayacaklar…

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..