Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Niye böyle olduk?

Niye böyle olduk?
 

blogemir.tk


Son durumdan söz ediyorum. 
 
Ankara’da askeri servis araçlarına bugün yapılan bombalı saldırıda 28 ölü, 61 yaralı vardı (Bunlar son rakamlar) . Niye?  Kim yaptı? İçimiz sızlıyor… Yeter diyoruz…
 
Güney-Doğu’da mahallelerin biri alınıyor; bir bakıyorsunuz, bir başka mahallede ve ilçede isyanlar ve terör başlıyor… Orada da sayısız şehitimiz ve gazimiz var. 
 
İnsanın bu haberleri işittikçe kanı donuyor… Hep kendi kendimize soruyoruz. Niye?
 
Gerçi savaşta değiliz, ama bugün yarın savaşa girecek gibi tedirginiz. Adeta bizi savaşa iten bazı gizli güçler var. Durmadan arkamızdan itekliyorlar… Biz de her gün girsek mi, girmesek mi diye düşünüyoruz.
 
Bu işten anlayan adamlardan biri : “Suriye’ye 15 dakikada girersiniz ama oradan 15 yılda çıkamazsınız..” diyor. 
 
Münasebetsiz Esed’in o ünlü sözü ise kulaklarımızda çınlıyor. “Suriye’nin düzeni bozulursa, Türkiye’nin çok daha fazla bozulur..!” Bunu niye söylemişti bilmiyorum ama hala gerçekliğini muhafaza ediyor. 
 
Suriye’nin düzeni bozuldu, bizimkisi de bozuldu… İşler hep tatsız tuzsuz…
 
Kimse artık yarın nerede  bomba patlayacak, kaç kişi ölecek bilemiyor.. Yani memleketi bir çeşit Irak’a, Suriye’ye çevirdiler… Huzurumuz yok. Kaçtı. 
 
Ayrıca, her gün artık rutin hale gelen sayısız şehitler, cenaze merasimleri ve gaziler…
 
Önceleri Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu cenaze merasimlerini kaçırmazlardı; şimdi hangisine yetişsinler?
 
Sağda soldu bombalar patlayıp duruyor ve her yerde kan izleri..!
 
İnsanın bağıracağı geliyor :”Nerede polis; nerede Jandarma; nerede asker..!” Kahraman polisimizin, askerimizin tümü de seferber halde… Çarpışıp duruyor. Onların da rahatları yerinde değil ki… Memlekette herkes tedirgin.. Bir de MİT’imiz vardı. Her şeyi izlerdi.. Onlar nerede? İnsan merak ediyor…?
 
Tabii bu duruma yavaş yavaş; hesaplı ve kitaplı bir şekilde getirildik…
 
Her halde “Arabistan’lı Lawrence” isimli (1962) tarihinde çevrilen filmi izlemişsinizdir. Orada bir Casus’un neler yapabileceğini gördük. Gerçi, o bir filmdi ama içerik, geniş ölçüde gerçeklere dayanıyordu… 
 
O zaman belki birkaç Casus bu işleri kotardı, Arabistan Yarım adasını bizden koparttılar. Anlaşılan şimdi çok daha fazla casus var ve bunlar Yakın-Doğu’yu , bu bölgeyi karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar: İçlerinde kimler vardır acaba? İngiliz’ler (onlar hiç eksik kalmazlar) Amerikalılar, Ruslar, İsrail’liler, Fransızlar, Almanlar… Böyle bir Casus filmi herhalde yeniden çevrilir veya çok yakında çevrilecektir. O zaman anlarız , kimin neler yaptığını.
 
Bunlar tahminler ama; kuşkusuz devlet nazarında bu casusların çoğu bilinmektedir herhalde. 
 
Şimdi bunları bir kenara koyalım.. Ama en ciddi gerçek şu: Güney-Doğu’da yüzlerce okul kapandı; binlerce öğrencinin nerede olduğu belli değil. Yüzlerce öğretmen, hizmet içi eğitim için geri çağrıldı.
 
Ben yıllar önce bu kargaşalıkları görerek, “Aman okullarımızı koruyalım; hatta onları karakol haline getirelim; kötü insanları yaklaştırmayalım…” diye bar bar bağırmıştım buradan. Yazılarımı okuyanlar hatırlarlar.
 
Doğu’da Güney-Doğu’da evvel emirde savunulacak ne vardır: “Çocuklar vardır… Halk vardır, Türkçe vardır… Türkiye vardır..!”
 
Eğer siz Türkçe’yi savunmazsanız; zaten vatanın yarısı gitmiştir…
 
Ama bizimkiler hala Osmanlıca öğretmek peşinde; Arapça öğretmek peşinde; Kürtçe öğretmek peşinde… Güzel… Peki, Türkçe’yi kim öğretecek? Kürtler Mi? 
 
Osmanlı’nın yıllar önce düştüğü hataya biz de düştük. Osmanlılar, girdikleri hiçbir yerde Türkçe öğretmek davasında olmamışlardır. Onun için de yerli halk ilk fırsatta yeniçerinin canına okuyarak, ülkelerinden bizi kovalamışlardır…
 
Yine aynı hatayı yapıyoruz. Bu insanlara Türkçe öğretmiyoruz. Doğru, Kürtçe onların Ana dili, elbette öğrenecekler… Ama sen Türkçe’yi öğretmezsen, bu insanlar başka bir ülkede kurulan Kürt Üniversitelerine merbut kalacaklar. Bu kaçınılmaz…
 
Yapmayın , etmeyin bu insanlara Türkçe öğretin. Ödül verin, yarıştırın.. Değişik okullara gönderin… Yöntemlerini biraz  kafanızı çalıştırıp siz düşünün… Ama öğretin… Türkçe öğretmeden , vatan vatan olur mu?  Bu insanlar bizim insanımız olur mu?
 
Bunlar defalarca söylediğimiz sözler… Ama kime söylüyorsun ki… Boş ver… Bu deve yıkılana kadar gider. Çünkü yol doğru değil; yöntem doğru değil.
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..