Niye ve nerdesiniz (AB'ye üyesiniz niye çektiniz şimdi nerdesiniz)

Taksim Meydanı ve Gezi Parkı eylemleri ile ülkenin dört bir yanına dağılan “halk hareketi”

Başbakanın emriyle polis tarafından aşırı güç kullanarak durduruldu; Binlerce yaralı var 5 ölü…

***

Çağ eski çağlar değil teknoloji hiç değil, bilişim çağını yaşıyorsunuz, hiç bir şey gizli saklı kalmıyor anında evinizde…

***

Ülkemizde bu olaylar olurken özellikle AB ülkeleri ile ABD ayrı bir ilgi gösterdi, hemen her olayı anında haber yaptılar.

Yeri geldi Başbakanı da polisi de eleştirel açıklamalar yaptılar, yeri geldi eylemlerin ve onlara yapılan orantısız gücün varacağı noktalara dikkat çektiler…

***

Ülkemizde bir iki kanal da korkmadan an be an olayları yayınladı, aklıselim insanları ekrana taşıdı yorum yaptırdı.

Ülkenin ileri gelen önemli gazetecileri köşelerinde bu konularda zaman zaman eylemcilere destek zaman zaman iktidarı uyarıcı yazılar yazdılar…

***

Peki, ne oldu? Başbakan ve ekibi olaylar sırasında yayın yapan tüm ülkelerin televizyonlarını devlet başkanlarını elçilerini aldı yerden yere vurdular “niye” naklen yayın yaptılar diyerek…

Zarafet bürokrasi siyaset unutuldu kabadayılık gösterileri aldı başını gitti…

Gazetecilerin televizyoncuların bir kısmı dayak yedi hırpalandı, bir kısmı işlerinden oldu kovduruldu, bir kısmına da soruşturmalar açıldı istifaya zorlandılar…

Araya Ramazan girdi eylemler hafifledi ama sanıyorum “bitmedi” Ramazan’dan sonra ne olacağını yaşarsak göreceğiz hep birlikte…

***

Bir kere gündemden hiç düşürülmeyen ve iktidarın hemen her fırsatta ortaya attığı Suriye’deki olaylar var. Yüz bine yakın “insanın” öldürüldüğünü dün “iftar yemeğinde” söyledi Başbakan…

Ve hemen akabinde doğan Mısır olayları var ki tam bir tiyatro…

Mısır da yaklaşık bir yıl önce seçimler oldu, halkın katılımı beklenen gibi olmasa da bir Cumhurbaşkanı seçildi. Aldığı kararlar uyguladıkları dayatmacı dini yönetim alışkanlıkları Mısır halkın çileden çıkardı ve Tahrir Meydanı yeni bir döneme daha imza attı, Cumhurbaşkanını istifaya, Mısır ordusunu da göreve çağırdı. Ve bizimkiler Tahrir de olan bitenden korktular “darbe” dediler…

Kimi darbe dedi kim darbe değil, dedi ve Mısır aniden ikiye bölündü, Mursi yanlıları ile Ordu yanlıları olarak…

Ve yönetimi ele alan Ordu bilen ve bekleneni yaptı karşıt gurupları ve isyancıları bastırmaya başladı kanlı sonuçlar alındı…

*** 

Dün de dünyanın yardımını yaptığımız Somali’de Elçiliğimiz basıldı bir can kaybı var…

***

Başbakan bir toplantıda bugüne kadar “iftar yemeklerinde” yaptığını yaparak önce “Taksim Gezi Parkı eylemcilerine salladı, sonra kabadayıların aldığı tavır ve ses tonuyla AB (Avrupa Birliği)  ülkelerine ver yansın ederek;

“Taksim ve Gezi Parkı eylemlerinin her saniyesini çektiniz yayınladınız da Mısır da Suriye de Somali de Tunus da olanları yapılan zulümleri katliamları çekmiyorsunuz,

Batı’ya Doğu’ya ve Arap ülkelerine de dönerek; Bu katliamlar olurken “neredesiniz” diye soruyor.

Ve ilave ediyor hükümetimizden ne istediniz?”

***

Avrupa Ülkeleri Taksim ve Gezi Parkı eylemlerini neden yakından takip etti niye eleştirdi demek kadar ucube bir yaklaşım olabilir mi?

Ne Mısır’ın ne Suriye nin en Tunus’un Somali’nin Afganistan’ın Irak’ın Suudi Arabistan’ın Avrupa Birliğine girme diye bir derdi yok, Avrupa birliğinin de bunlardan yana derdi yok…

Siz Avrupa Birliğine üyelik başvurusu yapmışsınız, “kapıda bekliyorsunuz el pençe” onlarda size ev ödevleri vermişler, sizler de paşa paşa uyguluyorsunuz ne derlerse…

AB üye olacak bir ülkeyi takip etmeyecek eleştirmeyecekler kimi eleştirecekler, böyle bir mantık olabilir mi? Niye çekiyorsunuz neden eleştiriyorsunuz?

*** 

Diyeceksiniz ki; İnsanlık…

İyi de kıblesi para hedefi çıkar olan bir bölge de insanlığı kim kaybetmiş ki siz bulasınız…

Dünyanın en tatlı babasından bir kelamla iyi akşamlar; “Gölgeler yakılan ışık sayesinde doğarlar…”

Erdoğan ÖZGENÇ