No 309, Konu Kalmadı Ama İte Kaka Devam Ediyor!

Bölüm boyunca olay yok, merak unsuru yok.

No 309'da final, zaten yok...

Dün gece de yine skeç bile diyemeyeceğimiz, diyalog komedisinden uzak, sadece abartılı oyunculuklarla güldürme çabası içinde bir bölüm izledik.

Aslında uzun zamandır da böyle gidiyor.

Hoş bu abartılı oyunculuklar, No 309'un ilk bölümünden itibaren vardı.

Yani aslında yapım şirketinin, NO 309 için stratejisi buydu.

Senaryoya çok takılmayın, rolü coşturun, abartıya kaçın tadında direktifler verildi.

Lakin başlarda hiç değilse bir olay vardı ve ana kadın ile erkek karakter birleşecek mi sorusunun cevabı aranıyordu.

Ama şimdi o da kalmadı.

Peki geriye ne kaldı?

Abudik kubidik sakil oyunculuklar.

Dün akşam ne mi izledik?

Lale ve Onur, önce dans kursuna sonra çikolata kursuna katıldı.

Bu sahnelerde bir şey oldu mu?

Hayır.

Nilüfer ve Kurtuluş, "acaba ikinci çocuğu yapsak mı" diye düşündüler.

300 liraya kiralık ev aradılar.

Sonra köfteci dükkanı tuttular.

Betül, ikiz torunları uyumadığı için yatak odasından bahçeye çıkarınca, o sırada yatak odasına gelen Erol ve Filiz, anlık bir şekilde çocukları kaçırıldı zannettiler.

Panik yaptılar.

Ve yine Erol'la Filiz, milyonuncu kez diyete girdiler.

Boş 120 sayfa senaryodan çıkma, boş 140 dakika.

Ve birde "hala" geldi.

Bölüm boyunca bir şeye hizmet etti mi?

Hayır.

Ama net olarak anlaşılan; dizinin yine bir kadın entrikası ile ilerleyecek olması.

Yani bize yine fenalıklar basacak.

Bazı yapım şirketleri var, sadece ekmeklerini kadın kavgasından ve entrikasından  yiyorlar.

Gold Film

Bakınız; No 309, Asla Vazgeçmem,  Babam ve Ailesi

Avşar Film

Bakınız;  Fazilet Hanım ve Kızları, Lale Devri, Bugünün Saraylısı

Pastel Film

Bakınız; Seni Kimler Aldı, Kalbimdeki Deniz, O Hayat Benim

Koliba Film

Bakınız; Kanatsız Kuşlar, Gamsız Hayat, Fatih Harbiye 

Tüm bu dizilerde; iyi, masum ve hatta biraz saf kadın karakter, über kötü kadın karakterlerin kumpasları sonucunda oradan oraya savrulurlar.

Bu bazen bir kayınvalide, bazen bir akraba, bazen bir kız kardeş, bazende aşık olunan adama aşık olan rakip başka bir kadındır.

Türü ister komedi olsun, ister dram, bu yapım şirketleri, bayılırlar dizilerinde kadınlara yine kadınların eziyet etmesine.

Mesela No 309, kadın entrikasının komedisi.

Hikaye sadece kadınların yaptıkları üzerinden yürüdü.

Erkekler etkisiz elemandı ya da kadınlar tarafından maşa olarak kullanıldı.

Şimdi diziye "yine" bir kadın giriyor ve "yine" entrika çevirecek.

Böyle bir senaryo yazmak isteyenlere tüyolar:

Kadın entrikalarında unutmamanız gereken, kadınları mümkün olduğunca avamlaştırmanız gerektiği.

Kadın karakterler; para için, aşkı için, saltanatı için, gücü için, hedefi her ne olursa olsun, kuralsız olmalılar.

Mümkün olduğunca çirkinleşebilmeliler.

Ana kadın karakter ise; saf ve ne verseniz yutar cinsten olmalı ki, yapılan her türlü kötülüğü yesin.

Böylece başına gelmedik kalmasın, sevdiği adama kavuşamasın, konu uzadıkça uzasın.

Mesela 18 Temmuz Salı günü Show TV'de başlayacak olan "Rüya" isimli dizisinin de yapımcısı, Gold Film.

Yine bir kadın entrikası izleyeceğiz.

Kötü kadılar, iyi kadınların hayatına yön verecek, araya bir iki tane erkek kötü çeşni katacak.

Bu erkek kötü çeşniler de aslında kötü kadınlar tarafından yönetilecek.

Sanki bir formül bulunmuş da, devamlı pazarlıyorlarmış gibi.

Hoş, bu formül tutmuyor mu?

Yüzde doksan ihtimalle tutuyor.

Bu ülke böyle...

Kadınları el birliği ile değersizleştirmek, basitleştirmek ve zavallılaştırmak bir çeşit alışkanlık.

Öyle ya, arz ve talep meselesi.

Alan varsa, yapacaklar ki yapıyorlar da zaten.

Sonuç olarak, No 309 bence aslında bitmiş bir hikaye.

Bu sene yaz sezonu, diğer senelere göre daha kötü geçiyor.

Kanalların derslerine çok da iyi çalıştıklarını düşünmüyorum.

Zira daha iyi işler seyrettiğimiz yaz dönemleri de oldu.

Bir iki proje haricinde, çoğu akşam yokluktan seyredilen işlerle geçiyor.

Şöyle düşünün; karşısında gerçekten iyi bir proje olsa, 56. bölümü deviren ve aslında konusu kalmayan No 309'un şansı olabilir miydi?

Olmazdı.