Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '13

 
Kategori
Felsefe
 

Noah-Atlantis-Ufolar

D  E  N  E  M  E  L  E  R   II

Yazan:Uçar Demirkan

NOAH-ATLANTİS-UFOLAR

Psikolog Çağın Okurlar’ın “Kutsal Ziyaretçiler” adlı kitabını okuyordum. Orada anlatılanlardan esinlenerek ben de aşağıdakileri yazdım

Günümüzde yaygın üç söylence bulunmaktadır.

Noah(Nuh) peygamber ve tufan söylencesi,

Batan kıta Atlantis söylencesi,

Tanrıların arabaları olduğu söylenen ufolar söylencesi.

Nuh peygamber bir sabah tanrının sesini duydu. Bu ses ona, büyük bir yıkımın yakın olduğunu; kendisini ve başkalarını ve tüm varlıkları kurtarması için herkesi uyarmasını ve kocaman bir gemi yapmasını söylüyordu.

Nuh,üzerinde yaşadığı kıtanın ulaşabildiği her yerine tanrıdan gelen iletiyi duyurdu.

Ancak,diğer kişioğulları Nuh’un dediklerine inanmadılar. Çok gelişmiş bir teknolojileri ve buna dayalı uygarlıkları vardı. Öyle bir şey olacak olsa, bunu onlar önceden görebilirler ve gerekli, önlemleri alırlardı.

Nuh,tanrının istediği gibi, çok büyük bir gemi yapmağa başladı. Geminin yapımında ailesi ona yardımcı oldular. Ayrıca, tüm hayvanlar ve bitkiler de tüm bilgileri ve güçleri ile Nuh’a yardım ettiler.

Kıtadaki kişioğulları Nuh ile dalga geçiyorlardı.

Nuh tanrının önerilerine uyarak,her hayvandan bir erkek bir dişi olmak üzere birer çifti gemisine bindirdi.Var olan bitkilerden de örnekler aldı ve gemiye yerleştirdi.

Nuh, tanrının iletisini kişioğullarına anlatamamıştı ama, diğer hayvanlara ve bitkilere anlatabilmişti. O zamanlar, tüm varlıklar ve melekler ve tanrılar; aynı dili kullanıyorlar ve bir birlerini anlıyorlar, birbirleriyle konuşuyorlardı.

Günü gelince Nuh Tufanı denilen olay yaşandı. Gökler yarıldı; yıldırımlar düştü; şimşekler çaktı. Bardaktan değil, kazandan boşanırcasına yağmur yağmağa başladı. Bu yağmur, fırtınalarla aylarca sürdü.

Sonunda, denizler, göller, ırmaklar  bu yağmur sularıyla yükseldi ve Nuh’un yaşadığı anakarayı bütünüyle sular kapladı. Var olan canlıların hepsi yok oldular.

Nuh’un gemisi Türkiye’deki Ağrı Dağı’nın tepesine oturdu.Ondan sonra yağmur durdu.Nuh ve ailesi ile diğer hayvanlar ve bitkiler gemiden inip ve alınıp yeniden çoğaldılar ve tüm evrene yayıldılar.

Uzaydan bakıldığında, Ağrı Dağı’nın tepesinde bir deniz teknesinin omurgasına benzer biçimler gözlendiğine dair de söylentiler bulunmaktadır.

Atlantis bir kıtanın adıdır. Burada yaşayanlar,bilimde ve teknolojide çok ileri gitmişler ve çok yüksek bir uygarlık kurmuşlardır.

Atlantis’in üzerinde iki güneş görülüyordu. Atlantis’in gözlemevindeki bilim adamları, son zamanlarda ikiz güneşlerden birisinin diğerine yavaş yavaş yaklaşmakta olduğunu gözlemişlerdi.

O sıralarda, Nuh diye adlandırılan bir vatandaş;tanrıdan ileti aldığını söyleyerek, yakında tufan diye bir olayın yaşanacağını ve tüm anakarayı suların kaplayacağını ve Atlantis’in yok olacağını söylemişti.

Bilimsel bir çalışması olmayan Nuh’un bu dediklerini ciddiye  almamışlardı bilim adamları.

Sonunda, hesaplamakta geciktikleri olay oldu ve iki güneşten biri diğerine düştü. Böylece, iki güneş birleşti.

Bunun sonucunda, yeni güneşin çekim gücü arttığından; ana kıtada depremler oldu ve sular ve denizler yükselip anakarayı kapladı. O kadar ki, sonunda Atlantis sulara gömüldü.

Atlantis’in de; Türkiye’ye yakın bir yerde,Akdeniz’in dibinde bulunduğuna dair söylence vardır.

Günümüzde; bir kesim yazarların ”Tanrıların Arabaları” diye adlandırdıkları; bilim adamlarının ise UFO(Bilinmeyen Uçan Cisimler ya da varlılar)diye adlandırdıkları uçan hava gemilerinden söz edilmektedir. Bu uçan cisimler ya da varlıklar; bir kişiyi taşıyan ufak ölçekli olabildiği gibi devasa büyüklükte  de olabilmektedir.

Ufoların,söylencenin ötesinde bazı belirtileri vardır. Birçok kişi Ufo görmüştür ya da gözlemiştir. Bunlar, uzayın derinliklerinden gelmekte ve uzayda yitmektedirler

Bu üç söylenceyi bir arada göz önüne alırsak; Nuh’un Atlantis’de yaşadığını ve Atlantis’in batışına tanıklık ettiğini söyleyebiliriz. Belki de Nuh, Atlantisli bir bilim ve teknoloji bilginiydi. Güneşlerin çarpışacağını gözlemlemiş ve ortaya çıkacak kaostan Atlantislileri kurtarmak istemiştir. Ama, Atlantisliler ona inanmamış ve o da kendisini, ailesini ve toplayabildiği hayvanları ve bitkileri gemisine –ya da gemilerine-doldurup Atlantis’ten uzaklaşmıştır.

Büyük bir olasılıkla anakaranın atmosferinin dışına çıkmış;aşağıda olanlardan etkilenmemiştir. Ortalık yatıştıktan sonra,yere inmiş ve yeniden yaşamı başlatmıştır.

Diğer yandan; Nuh’un gemisinin bir deniz gemisi olmadığı, bir hava gemisi olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de içlerinde filler, zürafalar, belki de dinazorlar gibi devasa hayvanların da yer aldığı; binlerce hayvan çeşidinin her birinden bir çifti ve tüm bitkilerden birer örneği, tahtadan yapılmış bir deniz gemisine doldurmak  olanaklı görünmemektedir. Onca ağırlığı, bir tahta geminin taşıması olanaksızdır.

Diğer yandan, anlatılan şiddetteki sellere, tahta bir geminin dayanması olanaklı değildir. Günümüzün tsunamileri bile, demirden yapılmış, sağlam deniz gemilerini batırmakta, yok etmektedir.

O zaman, Nuh ve ailesi ve ona yardım edenler; devasa bir uzay gemisi yapmışlardır. Atlantis’de bunu başaracak teknoloji ve malzeme bulunmaktadır.

Nuh belki de;birden çok uzay gemisi yapmıştır. Kendileri için, hayvanlar için, bitkiler için. O nedenle,Ağrı Dağı’nda deniz gemisi kaburgasının peşinde koşmak yerine; buralardaki dağların tepelerinde ortaya çıkmış kraterler aranmalıdır. Göktaşlarının düştüğünde ortaya çıkanlara benzer kraterler. Nitekim; Ağrı Dağı’nın yakınlarındaki dağlarda, yan yana iki krater bulunmaktadır. Bunlardan birinin suyu çok sıcak, diğerininki ise çok soğuktur.

Nuhun gemilerinin indiği yer burası olmalıdır.

Bu üç söylencenin bir arada düşünülmesi durumunda, ortaya çıkan tablo bu olmaktadır.

O zaman; Ufoların birer hava gemisi olduğunu benimsemek yerinde olmaktadır.

Ya yerkürede bu teknoloji bulunmuş ve kullanılmaktadır. Ya da, başka gezegenlerden bu hava gemileri yerküreye gelmektedirler.

Belki de;geldikleri gezegenlerde ya da gezegende; Nuh tufanına benzer olaylar ortaya çıkmış ve oradaki uygarlıklar; bu kaostan kurtulmak için Ufolarla yerküremize gelmişlerdir.

Böyle düşünecek olursak; Ufoların ve onları yönetenlerin tehlikeli olmadıklarını benimsemek zorundayız.

Zaman zaman, yerküremizde yeni Nuh peygamberler ortaya çıkmaktadır. Bunlar, belli tarihlerde, evrende büyük bir yıkımın olacağını ve yerkürenin yıkılacağını ve yaşamın son bulacağını söylemektedirler.

Atlantis uygarlığına benzeyen uygarlığımızın başına da Atlantis yıkımına benzer bir yıkım mı gelecektir? 

Gözlenen Ufolar,yeni Nuh’un gemileri midir?

Yoksa;tanrıların arabaları mıdır?

Kutsal kitaplara göre Noah'ın dört oğlu vardır. Bunlar; Yam, Sam, Ham, ve Yafes'tir.

Dolayısıyla; Noah'ın bir değil enaz beş uzay gemisi inşa ettiği düşünülebilir.

Bunları; Atlantis'in dört yönüne yollamış olmalıdır. Bu uzay gemileri; tufan olayı bittikten sonra, biri  doğuda Mezopotamya'ya inmiş ve eski Mezopotamya uygarlıklarını oluşturmuştur.

Güney'e giden gemiden inenler; antik Mısır uygarlığını kurmuşlardır. Nitekim; Atlantis'in varlığından ilk kez söz eden Solon adlı Yunanlı bilgin; bu bilgiyi Mısır'lı bir keşişten aldığını söylemiştir.

Batıya giden gemidekilerin ise Mali'deki Dogon'lar olduğu anlaşılmaktadır.Bunlardan; bugünkü Fas, Cezayir ve Mali halkları oluşmuştur. Dogonlar; atalarının uzaydan geldiğini ileri sürmektedirler.

Kuzeye giden gemi büyük olasılıkla İsveç, Norveç ve Danimarka'dan  oluşan Vikingler uygarlığını oluşturmuştur.

Noah'ın gemisi ise Ege'de  bir yerlere inmiş ve bu gemiden inenlerden Finike-Camı bulmuşlardır-, Ege-Lidyalılar, Giritliler, Rodoslular olup ilk parayı kullanmışlar ve gelişmiş bir uygarlık kurmuşlardır-halkları ve Eski Yunanlılar ve Ispartalılar gelişmiştir.

 

 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..