Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Nobel'e layık nobel

Nobel'e layık nobel
 

Kanlı Nobel


Nobel ödülü nedir? Nereden gelir? Kim, neden verir? Kimlere verilir? Adının çağrıştırdığı kadar masum mu?

Batılılar gerçekten neyi ödüllendiriyorlar?

Bu yazıyı TRT’nin usta programcılarından Banu Avar’ın İsveç tarafından yasaklanması istediği üzerine yazmaya karar verdim. Banu Avar ne yapıyor ki yasaklanmak istensin. SınırlarAraında programında Avrupa’yı tanıtıyor. Nasıl mı? Tüm çirkinlikleri ile. Dünyanın gözüne içine baka baka yaptıkları pislikleri programında dile getirip, ortaya koyuyor.

Mutlaka izleyin. Banu Avar’ın çok açık sorularla Avrupalı yöneticileri sıkıştırması, onların cevap vermeye yani kıvırtmaya çalışırken surat ifadelerini, bu konudaki samimiyetlerini(!) nasıl gösterdiklerini, Türkiye'ye karşı nasıl objektif(!), gerçekçi(!) bir yaklaşım sergilediklerini ortaya koyması kadar ilginç bir şey yok. Yazımız onun programından derlenmiştir.

Alfred Nobel bir sanayici, dinamitin mucidi. Avrupa silah sanayinin kurucularından.aynı zamanda petrolden servet kazanmış biri. Geçen yüzyılda 20 ülkede 90 dan fazla silah fabrikasının sahibi.

Servetinin üçte birini insanların ödüllendirilmesi için vasiyet bırakmış. Yakınlarına göre, dünyaya silah satan biri, ruhunu rahatlatmak için ancak böyle bir şey yapar.

İsveç ve Norveç, Nobel Vakfı kurulduktan sonra Nobel ödüllerini dağıtan iki ülke. Yani dünyaya barış ve kardeşlik ödülleri dağıtıyorlar. Ama aynı zamanda dünyanın en önemli silah üretici ve satıcılarından. ABD ordusu bile onların ürettiği silahlardan kullanıyor. Ekonomilerinin en önemli kalemlerinden.

Sattıkları her silah kendi halkına refah olarak dönüyor. Silahların satılması için kullanılması lazım. Kullanılması için de bir takım sorunların olması veya oluşturulması lazım.

Barış ödüllerini Norveç, edebiyat ödüllerini İsveç veriyor. Bu iki ülkenin amaçlarından biri Amerikan menşeli demokrasiyi ihraç etmek. Bu politika o kadar önemli ki bu ülkelerde bunun için birçok barış örgütü kurulmuş.

Bu örgütlerden biri SIPRI (Stockholm Uluslar arası Barış Araştırmaları Enstitüsü). Banu Avar bu enstitünün başkanı Alyson Bailes ile röportaj yapmış, Nobel konusunu bu çerçevede sunmuş programında.

Başkana, silah satan bir ülkenin barış dağıtmasının garip kaçtığını soruyor. Başkan, silah satışlarının düzenli, kurallara bağlı ve sorunlu bölgelere olmadığını söylüyor. Satılan silahların teröristlerde ve düşmanca tavır takınan ülkelerde kullanıldığının tespit edildiği söyleniyor. Başkan, tatmin edici cevap veremiyor. (Kıvırtıyor)

Yasakları delen ülkeler neler yapılabileceği soruluyor. Birleşik bir silah sanayinden ve bu sayede yapılacak iyi denetlemeden bahsediyor. Ayrıca her gün yeni silahların üretildiğini bunların elden çıkartılması için pazarlanmasından bahsediyor. Güçlü ülkelere yaptırım uygulanmasının zor olacağını da belirtiyor. (Cevaplara dikkat edin)

İsveç ve Norveç arasındaki silah sanayindeki ABD ile yaptığı ortaklık, Kültür Diplomasisi denilen alanda da yoğun olarak devam ediyor. Kültür Diplomasisi ABD’nin projelerinden biri. Amaç, özellikle Müslüman ülkelerin aydınlarını kazanmak.

ABD dışişleri bakanlığı hazırladığı raporda, Amerikan değerlerinin yayılması için en etkili yöntemin medeniyetler arası diyalog çalışması yapan aydınların kazanılması olarak belirtiliyor.

ABD Başkanı, 2004’deki Türkiye ziyaretinde şöyle demişti. “Orhan Pamuk kültürler arası bir köprüdür.” Pamuk son yıllarda Bush’un en çok adını andığı Türk ünvanını kazandığını da belirtelim. Kendisini İsveç Akademisi 2006 Nobel Edebiyat ödülünü vermişti. Akademi ödülü Pamuk’a verirken;

“Bu ödül kültürlerin birbirleriyle çatışması ve önlenmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuk’a verilmiştir.” açıklamasını yapmıştı.

O simgeler ne ola ki! Bir yazara eserlerinden ziyade, politik görüşlerinden, konuşmalarından dolayı ödül veriyorsunuz. Bu kadar açık itiraf edilmez ki! Orhan Pamuk için ne kadar büyük bir onur. Onunla ne kadar övünsek azdır gerçekten.

Tarih göstermiştir ki, batılılar bir Türk’ü ödüllendiriyorsa veya övüyorsa, emin olun ki ya o Türk’te bir sorun vardır ya da Batıllar tamamen önyargılarında kurtulmuş, değişmişler, kabullenmişlerdir, takdir ediyorlardır. Bu konudaki takdiri sizlere bırakıyorum.

Batının, Türkiye’de övdüğü kişiler ve kurumlar şunlar; AKP, DTP, Leyla Zana, Orhan Pamuk, Elif Şafak …..

Nobel vakfı her yıl milyonlarca euro ödül dağıtıyor. Sadece edebiyat ödülleri için 1, 5 milyon euro. Peki! Bu para nasıl sağlanıyor? Tahmin edin! Vakıf gelirlerinin önemli bir kısmı ABD’nin dev silah şirketleri Lockhead Martin ve Honeywell İnternational şirketlerinin hisselerine yatırılıyor. Yani bu şirketlerin kazanması demek, Nobel Vakfının kazanması demek. Kazanmak için de silah satmaları lazım değil mi!!

Batılı bir atasözü; “amaca ulaşmak için her yol mübahtır” diyor. Silah üzerinde oturup, barışı anlatmak. Silah ve kandan kazanılan ile barış dağıtmak. Kendi kanlı ellerine bakmayıp, dünyaya insanlık öğretmeye çalışmak.

Nobel barış ödülleri kimlere verildi?

- 1930 da ekümeniklik hareketin lideri, başpiskopos Lars Olof Nathan. Dine yaptığı katkılarından dolayı!!

- 1953 de ABD başkanı George Marshall. Ünlü Marshall planı nedeniyle!!

- 1990 da SSCB son devlet baikanı Mihail gorbaçov’a. Artık bir Sovyetler birliği kalmadığı için!!

Alanların ortak noktası, hepsi batılıların çıkarlarına hizmet etmiş olması açık olarak görülüyor.

Nobel edebiyat ödülleri kimlere verildi?

- 1920 de Norveçli Knut Hamsun’a . Nazilerin işbirlikçisi yazar sonraki günlerde ödülü Hitlerin propagandacısı Göbels’e takdim etti.

- 1953 de Winston Curchill’e. Orta doğuyu paramparça edip kan gölüne çevirmesinden dolayı. Bir edebiyatçı değil ama edebiyat ödülü aldı. Batının çıkarları hizmet etti ya. Edebiyatçılara da siyasi düşüncelerinden dolayı vermiyorlar mı zaten!

- 2000 de Çinli Gao Şingcian’a. Ülkesine muhalif. Çin hakkında söylemediğini bırakmamıştı. Bu durum biraz tanıdık geldi mi!

- 2006 da Orhan Pamuk’a. Bir Türk’e. Kendisi “ Ya AB ya barbarlık. Seçim yapmak zorundayız.” diyor. Ve diğer Ermeni ve Kürt söylemeleri..

Kırk yıldır İsveç’de yaşayan bir vatandaşımız, Orhan Pamuk’un ödül alması ile ilgili şöyle diyor: “Türkiye’de 1 milyon ermeni 30 bin kürt öldürüldü diyerek Türkleri aşağıladığı için ödül verildi.” . Gerçeğin söze gelişi bu değil mi!

İsveç ve Norveç. Şu an dünyada PKKl ve Ermeni faaliyetlerine en çok göz yuman devletlerin başında geliyor. Bu ülkelere PKKlıların girip çıkması, normal bir vatandaşınkinden daha kolay oluyor.

Bu arada Banu Avar’ ın Avrupa ülkeleriyle ilgili programın yasaklanmak istenmesi tekrar hatırlatmak istiyorum. Onların iki yüzlülüğünü ortaya koyan bir program.

Nobel ödülünü reddeden tek isim olmuş. 1964 de Cezayir asıllı Jean-Paul Sartre. Gerekçesini şöyle açıklıyor. “ Bir yazarın resmi kurumlarca bahsedilen böyle bir ödülü alması, onun kişisel hedeflerini ödül verenlere göre yönlendirmesi sonucunu doğurur. Yazar bağımsız olmalıdır. Kurumlarla ilişkili olmamalı ya da kurum haline dönüşmemelidir.”

J.P. Sartre, ödülleri ağır bir şekilde eleştirmiş, ödüllerin önyargılı, politik ve seçmece bir anlayışla verildiğini söylemiştir.

Amerikan kaynaklı “demokrasi projesi” için ülkelerdeki aydınların örgütlenmesi gerekiyordu. Aydınlar fon, burs vb. teşvik edilecekti. Bunlar için çeşitli kurumlar oluşturuldu. Bu kurumlardan biri, “ Uluslar arası Yazı Programı” dır.

Amacını şöyle açıklıyor: Programa katılan yazarları, batılı bir anlayışla düşünce şekillendirici olarak vatanlarına göndermek. İlginç gelemeyecek bir bilgi; Orhan Pamuk, 1980 lerde bu programa katılanlardan.

İsveç’de Türkiye aleyhtarlığı öyle yüksek seviyede ki yıllardır Türkçe yayın yapan bir radyo kapattırıldı. Alo! Dikkat! Ülkemizdeki güya demokrasi havarilerine duyrulur! Demokrasiden, eşitlikten taviz vermeyenlere bakın hele.Bizi özgürlükler konusunda sıkıştıran ülkelerin durumu içler acısı. Bu durumları Banu Avar programına yansıttığı için yasaklanmak istendiği açık..

İsviçre’de Ermeni soykırımı yoktur dediniz mi tutuklanıyorsunuz. Fransa’da bunun için uğraşıyor. Doğu Perinçek ve T.T.K. Başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun İsviçre’de başına gelenleri bilmiyorsanız, öğrenmelisiniz.

Hani, düşünce özgürlüğü vardı. Niye bizle uğraşıyorsunuz. Niye 301 ile uğraşılıyor!! Kendi ülkelerindeki Türkiye'dekinden daha sert demokrasiyi engelleyen yasaklarını niye kimse dile getirmiyor!

SIPRI Başkanı Bailey, Orhan Pamuk’u hiç okumadığını ama ödülü hakkettiğini söylüyor. Neden acaba! Başkana göre Türkiye bedel ödemeli. İsveç’in devlet politikalarından biri de budur diyor.

Avrupa'nın yıllardır politikası bu değil mi zaten!

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..