Nobel ödülü yapmak için ne yapmalı?

Okuma yazmayı öğrendiğimden beri, her kitapsever gibi ben de, pek çok kitap okudum. Bunlar arasında ödül alanlar da vardı. Özellikle de Nobel ödülü. O zamanlar merak ederdim. Acaba ödül almak için nasıl yazmalı; neyi, nasıl anlatmalıydı? Ya da ödül alanlar ne yapmışlardı?

Aslında, benim o zamanlar oldukça fazla ilgimi çeken bu konunun cevabını şimdilerde, hiç istemediğim bir şekilde, bulmuş gibiyim. Çünkü bizden biri, sokağa çıktığımızda her an rastlayabileceğimiz, selamlaşıp, oturup bir iki fincan kahve içip sohbet edebileceğimiz biri, bir Türk bu ödülü aldı. Esasında güzel bir şey, bir ödül almak, ülkeni onurlandırmak, ülkeni dünya arenasına taşımak, insanlara ülkenden söz ettirmek!

Bunların hepsi güzel, değil mi? İnsanlar bizden bahsediyorlar, ama istediğimiz gibi değil; dünya arenasında belki biz varız, ama istediğimiz yerde değil. Nedenini sormayın, elbette biliyorsunuz ki, bizim yazarımız, bir Türk yazarı, ödül almadan kısa bir süre önce bizim hassas davamıza, bizim haklılığımıza zarar verecek beyanatta bulundu. Ermeni meselesi gibi, bütün dünyanın zaten üzerimize geldiği bir konuda aleyhimize demeçler vererek bizi, Türk toplumunu, Türk olmasa bile Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene!" şiarınca hareket ederek kendini Türk hissedenleri üzdü; hatta öfkelendirdi.

Bir başka açıdan bakarsak aklıma yeni bir soru daha düşürdü, Nobel ödüllü yazarımız: "Nobel ödülü almak için vatanının aleyhinde mi çalışmalı; bizim zararımıza, fakat başkalarının menfaatine olan konularda bize, bizim haklı davamıza, tabiri caizse, ihanet mi etmeli?"

Bu sorunun cevabını düşünmek bile istemiyorum. Son söz olarak Nobel ödüllü Türk yazarımızı kutluyor ve ona şu soruyu soruyorum:

"Azizim, Nobel ödülünü almak için ne yaptınız, lütfeder misiniz?"