Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '07

 
Kategori
Mizah
 

Nöbet değişimi (dedem ve ben)

Nöbet değişimi (dedem ve ben)
 

Artık Dedem Korkut yok. Üç gün evvel geldi, soy soyladı boy boyladı bana, uygun gördüğü adımı bağışladı ve gitti.

Bundan böyle sayfamın adı, kendi adım oldu. Zaten, "Dedem Korkut" müstear ismini kulllanmamın özel bir nedeni yoktu. Üye olurken, "aslını mı, suretini mi?" diye, iki seçenek koymuşlar. Baktım büyük çoğunluk aslını kullanmıyor, ben de, "vardır bir hikmeti" dedim ve onlara uydum.

Baştan beri bunun, pek te hoş bir durum olmadığını düşünegelmişimdir. Eğer yazdıklarınızın arkasında iseniz, kendinizi gizlemeye gerek yoktur... Böyle dediğime bakmayın. Doğrusunu öğrenmek için, hikayemi okuyun...

Dedem Korkut bir gece, uykumun en tatlı, en derin noktasında rüyama girerek, uzun sakalı ve bol kesim cübbesiyle karşıma dikilip:

"Bre gafil! Adımı, sanımı çalmaya hiç utanmaz mısın? Ahir zamanda, benim namımla şöhret aramak sana mı kaldı? Bilmezmisin ki, akçesiz şöhretle karın doyrulmaz. Kırık yaba ile harman savrulmaz. Boş sürahi ile suya kanılmaz. Çayırı dolanmayan inek sağılmaz!"

-....!

"Bre lüzumsuz kişi! Yazdın da ne oldu, blogları dizdin de ne oldu? Hangi dinsize din, hangi donsuza don giydirdin? Hangi mert kişiye doğrusunu, hangi namert kişiye eğrisini bellettin! Bu kadar uğraştın da kimi imana getirdin. Kime hidayet götürdün?"

-....!

"Bre namert adam! Nice erler at binip kılıç kuşandılar. Kara donlu kafirle cenk eylediler. Ak kalpaklı beyler bu dünyaya nam saldılar, ün saldılar. Dağlar tepeler aştılar, ırmaklar, çaylar geçtiler. Asya bozkırlarından çıkıp Viyana surlarına ulaştılar. Sen ne yaptın? Adımı çalıp blog yazdın! Blog nedir ki? (L) sini kaldırsan geriye, "bog"u kalır. İşte yaptığın bu. B(l)og herif!

-....!

Bre boş kafa! Yaptığın erlik değildir, yiğitlik, alplik değildir. Resmen sakarlıktır, utanmazlıktır, suya sabuna dokunmazlıktır. Haa, bir de yaramazlıktır.

-.....!

Bre aciz insan! Yazarak nam alınır mı, yurt, yurtluk korunur mu? Cefası bol acun'a nizamat verilir mi? Hani kılıcın, kande kalkanın? Bir karışçık kalemle mi yürüyecek şanın? Korkut Atan'dan, Boğaç Han'dan, Alperenlerden utan!... Öyle ya, sende yüz mü var ki utanasın. Çalanın yüzü olur mu? Bayırın düzü olur mu? Köstebeğin gözü olur mu? Yüzsüz adam!

-.....!

Bre densiz oğul! Beni her işin başına nice koyarsın? Bilmezmisin ki ben, en son gelirim. Soy soylarım, boy boylarım, dua ederim. Şimdi ben sana ne yapayım? Şu koca dünyayı dar mı edeyim? İşlerini zor mu edeyim? Kemiklerini kır mı edeyim? Sana ne edeyim, söyle bana!"

-.....!

Bre arsız oğul! Bilirsin ki, gün olur hikaye biter, sonra da gelir dedem dua eder. Gene beni canevimden vurdun. Sona geldik, gayri duamı etmem lazım. Otlağında yağız atların otlasın. Arkasında semiz tayların hoplasın. Adı güzel Muhammed hürmetine, görklü Tanrı seni bağışlasın." dememiştir.

O yukarıdakileri bana demediği için, ben de ona aşağıdakileri ;

"Aman dedem aman!
Allah'ın birliğine yoktur güman.
Zaman ahir zaman
Gayri her şeyi şaşırır olduk.
Odada te-ve seyrederken,
Aşlıkta aşımızı taşırır olduk.
Dedem ne desen haklısın
Sen bizim gönlümüzde saklısın.
Elimiz durmadı kaleme gitti
Dilimiz durmadı kelama gitti
Dede bizimdir kızmaz dedik
Gelip kalemimizi kırmaz dedik, " dememişimdir.

Aramızda geçmeyen mükalemeden de anlaşılacağı üzere artık, bu blog sayfasındaki Dedem Korkut'un yerini, Hüseyin Atacan almıştır. Yazılarıma ilgi duyan bütün dostlarımın bilgilerine sunarım.


Resim:
http://www.kocaalikarsimahio.com/dede_korkut_hikayeleri.htm

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..