Noel Baba turist olsaydı

Edirne'nin İlçesi Keşan; n'apıyor, n'ediyor ülke gündemine girmeyi başarıyor. Nasıl oluyor da bunu başarıyor! Emin olun bütün değerleriyle tam bir tez konusudur aslında KEŞAN...

"Keşanlı Ali Destanı" bu yolda elbette başyapıttır: Haldun Taner'in yazdığı müzikal oyundur "Keşanlı Ali Destanı"... Keşan'la doğrudan bir ilgisi yoktur. 

TRT ve Kanal D televizyonlarında dizi olmuştur. Sinema filmi olarak da çevrilen Keşanlı Ali Destanı, Cumhuriyetin ilk yıllarından Demokrat Parti dönemine kadarki süreçleri yalın bir dille eleştirel bir bakışla gülmece tarzında yorumlar. Oyun, birçok tiyatro topluluğu tarafından defalarca sergilenmiş, Avrupa'nın birçok şehrinde, Amerika'dan Lübnan'a birçok ülkede oynanarak, Türk Tiyatro tarihinde bir fenomen haline gelmiş ve halen güncelliğini yitirmemiştir. Dolayısıyla "Keşan" adını da duymayan kalmamıştır.

Diğer taraftan, Keşan'da yayınlanan Önder Gazetesi her zaman gündemdedir ve yerel gazete kimliğiyle Keşan'ın nabzını tutmayı iyi bilmektedir, 1962 yılından beri yayınlanmaktadır.
Hatırlayacaksınız, Noel Baba da Keşan'la özdeş oldu geçen yıl, "Noel Baba dürüst değildir!" deyiverince Keşan'ın muhterem müftüsü, bir anda ülke gündemine oturuverdi ve adeta tüm yayın organlarının manşetinde yer aldı Keşan. Noel Baba'ya ne kadar teşekkür etseler azdır Keşanlıların...

Ya Keşanlı OĞUZ Berkay Fidan destanına ne demeli? Acun Ilıcalı'nın "O Ses Türkiye" yarışma programınde "OGUZ yaz 2950'ye mesaj gönder..." derken Keşan'ın adı yine bayrak oluyordu sosyal medyada...

*   *   *

Yine; Keşan DOÇEK, doğa ve çevreyi sevenlerle her türlü hava koşullarında Keşan ve çevresini doğa yürüyüşleriyle, bisiklet etkinlikleriyle tanıtıyor bütün dünyaya. İzlenimlerini fotoğraflıyor ve "facebook" sayfalarından paylaşıyorlar. Keşan ve çevresini  DOÇEK başkanı Hakan Eşme arkadaşımızın "face"deki duvarına eklediği fotoğraflardan da görmenizi öneririm.

 *   *   *

Gelibolu’ya yolculuk sırasında Keşan’da yol üzerinde mola verenler, “Satır Et” gibi bir muazzam ızgara ile tanışarak akıllardan asla çıkaramayacakları bir lezzeti daha hafızalarına tamamen kazımaktadırlar, desek abartmış olmayız.

Belli bir işletme ya da kişi adres gösterilmeden, "Satır Et" sahiplenildiği şekilde Keşan’a ithaf edilmektedir.

Zira bunu yapmanın iki nedeni vardır;

Satır Eti Keşan özellikle sahiplenmiş ve bu özel yiyeceğin tanıtımı için konsolide edilmiş bir web sitesi tasarlamıştır.

Başkaca örneği var mı bilmiyorum ancak ilk örneğini burada görüyorum.

Bkz. Satır-Et.com (bu Keşan’ın tanıtımı için bir başka süper olay!)

İstanbul'dan Çanakkale'ye yol üzeri durağı olarak "Keşan’da Kavaklık" ile bu yiyeceğin kesinlikle Keşan’da tadılması gerektiği üzerine damak tadı sevenlerin yoğunlaştırdığı muhteşem duygular KEŞAN adını yine öne çıkarmaktadır.

* * *

Keşan'ın ayrıntılı arşivine "ondergazetesi.com" sayfalarından da erişilebiliyor.
23 Ocak 2012 tarihli ÖNDER'de yayımlanan Hüseyin Erkan öğretmenin deyişiyle bitirelim;
“Daha söylenecek çok söz var ama: 'Pişkinin hâlini anlayamaz ham, kısa kesmek gerek sözü vesselâm...' diyerek noktayı” koymuştu Hocam! :)