ateşten güller
NORA
Varlığın huzur çiçeklerini boyarken mora
Yürekte vuslat rüzgârı efil efil eser ‘’Nora’’
Ben bir düşsel yalnızlıkta büyüttüm seni
Kızıla boyarken saçlarını tel tel
Gamze çukurlarına üfürdüm ıslığımı
Ucuna ekledim sevi sözlerimi
Gözlerinin rengine kifayetsiz manzume
Bilmem kaçıncı şiirin yırtılışında zaman
Vazgeçişlerin
Hicrani deyişler düşürdü dilime
Ahh Nora ahh
Gladyatör önü vuruşlarda canhıraş
Kalkan dokunuşları yalar yüzünü
Arslan pençesi değer tenine kan-revan
Sarp yamaçların üstüne yontulu lahit
Akrep baskınlarında aklımın yitiğisin
Tacın kır çiçeklerinden örülüydü ya kurumuş
Simya mısın? Nora
Simya mı?
Gidişlerin ayrılığın ucuna asılı bakıştı ‘’Nora’’
Dönüşleri intikama yemin etmiş ruhların
Keskin yanları sırtımı yokluyor an be an
Kayalara yontulu sunaklarda içilen yan
Avuç avuç kızılca kan
Dudak çatlaklarına sızan
Gümüş bakışların sükûnet
Dil ucu çatallaşan sözlerin gizin adı
Çift başlı kartalların çekik gözleri
Pençelerine alınan miladî ferman ‘’Nora’’
Küf kokulu sözlerim işler mi yüreğine
Var mıdır bu zamanda hükmü ?
Lahitine yüzük işlesem nakkaşî Ferhat’ça
Olur musun ? Şirin’im ‘’NORA’’
Nora Şirin’im olur musun?
yahya incik/tarsus/2009
03.02.2009 saat:24:01