Norveç Oslo katliamının ve medyanın tavrının düşündürdükleri

Norveç Oslo’da patlayan bomba ve yapılan toplu katliamın arkasından gelişmeleri ibretle takip ediyorum… Sistem ve sistemin emrindeki medya, anında bu katliamın sorumlularını işaret ediverdi ; Ya İslami terör (El kaide) ya da aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı örgütler/kişiler olmalıydı bu işi yapanlar… Çünkü sistem doğru, insanlar tok, her şey tıkırındaysa geriye ne kalıyordu başka? Kapitalizmin (sistemin ) yarattığı insan tipi zararsız, uysal ve insancıldır hiç kuşkusuz… 

Hiç düşünme gereği bile duymadılar; Öğrenci kampına gidip, genç yaştaki çocuklara yapılacak bir katliamın islama ne kazandırabileceğini? ‘’İslami terörle’’ ve İslami fobi arasında bir karar vermek yerine, ikisini iyice karıştırarak, aslında bir taşla iki kuş vurmayı tercih ettiklerini bir kez daha… 

İkincisi, yabancı düşmanlığı yaptıkları için kendilerinden utandıkları kendi vatandaşlarını koydular hedefe… Oysa hangi milliyetçi kişi/örgüt kendi milletinden olan gençleri katleder ki? Gidip yabancıları katletmek varken niye kendi milletine saldırsın bu salaklar(?)… Ayrıca bu sıradan, cinnet geçirdi diye savunulabilecek bir işte değil… Yıllarca oturup planı yapılmış bir şey olduğu apaçık belli olayın… 

http://blog.milliyet.com.tr/Kulturel_yozlasma_mi_varilan_sinir_mi_/Blog/?BlogNo=315504 11.07.2011 tarihinde yazdığım blogumda belirtmeye çalıştığım insan tipi bu insan/lar oysa… Kendileriyle birlikte dünyayı toprağa gömebilecek insanlar yaratıldı sistemler tarafından… Sistem sahipleri ve medya, kapitalizmi ve yarattığı insan tipini aklayabilmek için ya İslama ya aşırı sağcılara ya da bu kişinin araz/meczup olduğuna sığınıveriyor hiç düşünmeden ve sorgulamadan… Bu olay her hangi bir İslam ülkesinde olsaydı onlarda hemen siyonizme ya da emperyalizme yıkardı bu işi… 

Bu kadar gelişmiş, uygarlığın ve özgürlüğün tavan yaptığı bir ülkede bu olay yaşanıyorsa, sistemi sorgulaması lazımdı medyanın… Dünyadaki en saygın toplum bilimcilere, sosyal psikologlara başvurması gerekirdi her şeyden önce… Dünyada temel sorunun yabancılaşma olduğu görülürdü işte o zaman… Ancak bu gelişmemiş bir yaklaşım şekli… Nasıl yol izleyecekler, nasıl bir dil kullanacaklar belli değil… Çözüm şekli belirsiz… Belli olsa bile sistemin eğitim şeklinden tutun, ekonomik tüketime bile saldırmaları gerekir… Yani kendi bindiği dalı da kesmeleri gerekirdi. 

Medya neden bu kadar önemli? Çünkü insanlar medyanın verdiği haberler ve telkinlerle şekilleniyor… İnsanın kendisine, bedenine, diğer insanların oluşturduğu toplumuna, ulusuna ve diğer uluslara ne kadar yabancılaştığını göstermeleri gerekir… Bu yabancılaşmanın aynı zamanda düşmanlık olduğunu anlatmaları gerekir… Yabancılaşmanın sonucunun nefret, nefretinin de yalnızlığını beslediğini bildirmeleri gerekir insanlara… Bu sorunun ne kadar büyüdüğünü, insanları cangıllar içindeymişçesine korku ve nefretle yaşadığını söylemeleri gerekir… 

Bu konuda yazılan yazıları şimdiye kadar hep ‘’edebi, felsefi, sanatçı sanrıları’’ olarak algılayan sistem sahipleri ve medyanın aklını başına alma zamanı gelmiştir… İnsanlığı boğmaya başlamıştır yabancılaşma... Osla katliamı arazlı bir psikopatın yaptığı bir katliam değildir… Kapitalizmin yarattığı bir insan tipidir bu kişi… Bu insan tipi bu günkü iletişim şeklinin ve ticaret dünyasının belirlediği kültür yapısının bir ürünüdür… Ve bu insan tipi sayılamayacak kadar çoktur… Bu insanlar için tek hedef ÖTEKİDİR… Öteki ise kutsanmış eğitimlerle yaratılmış, kendisi dışındaki herkes ve her şeye düşman kişidir… Bu öteki bu gün yabancıdır, İslamdır yarın başka şey olur… Yani aslında savaştıkları kendileridir… Onların ne dediklerinin ve ne mesaj verdiklerinin hiçbir anlamı yoktur… Bu soytarılıktan kurtulması lazım medyanın… Yoksa her gün insanlığı kurtaracak katil/Mesihler yaratıyor medyanın tavrı... Yarın başka bir katil yeni mesaj vermek için katliamlar yapıyor...