Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Not Defteri -53-

Not Defteri -53-
 

11 Eylül 2009 Cuma - Afyonkarahisar

• Bekir Coşkun, Haber Türk gazetesiyle anlaşmış. Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten neden ayrıldığına anlam veremesem de Haber Türk çok iyi bir köşe yazarını sayfalarına taşıdı. İlk çıktığı 15 gün boyunca aralıksız takip ettiğim Haber Türk gazetesinin gazeteciliğe getirdiği yenilikleri, sayfa yapısını, eklerini çok beğenmiştim, fakat benim için iyi bir gazete öncelikle iyi köşe yazarlarından oluşması gerektiği için Haber Türk’ü takip etmeyi bırakmıştım. Şimdi Bekir Coşkun’un Haber Türk’e geçmesi beni de yeniden Haber Türk’ü takip etmeye itiyor. Bekir Coşkun, her gün mutlaka okuduğum köşe yazarlarından çünkü.
 
• Murathan Mungan’ın yeni hikaye kitabı “Eldivenler, hikayeler” çıkmış.
 
• Bu yıl 46.sı düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali için hazırlıklar tüm hızıyla sürerken festivalin ilk ödülleri de açıklanmış. Altın Portakal’ın “Onur Ödülleri”ne Vedat Türkali, Ülkü Erakalın, Yalçın Tura, Sevda Ferdağ; “Yıldırım Önal Anı Ödülü”ne de Erol Günaydın değer görülmüş.
 
• Yaşanan sel felaketi ve çarpık yapılaşmanın neden olduğu ölümler…
Bu ülkenin yöneticileri hiçbir zaman ideal yönetici seviyesine ulaşamayacaklar anlaşılan. Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çıkmış yaşanan sel felaketi nedeniyle ölümlerin sorumluluğunu CHP’ye yüklemiş. Bu ülkede iktidar ne zaman yapılan yanlışların güç odaklarından kaynaklandığını anlayacak? Ne zaman hatayı kendinde arayacak? Ne zaman onurlu yöneticiler çıkıp bu tür felaketler sonrasında istifa etme erdemine ulaşacak?
Bu ülkenin muhalefet partisinin yaşanan felakette ne gibi bir suçu olabilir? Anlamak imkânsız!
 
• Kadir Topbaş yine saçmalamış. Yaşanan sel felaketi nedeniyle bir türlü suçunu kabul edemeyen bir insan, bulduğu yere saldırıyor. “Biz 16 yıldır İstanbul’u yönetiyoruz, ondan önce 44 yıl CHP yönetti. Bu yaşanan felakette CHP’nin de suçu vardır!”
Kelimenin tam anlamıyla komedi. Son 16 yılda neler neler değiştirilmez ki. Son 7 yılda Cumhuriyet’in bütün değerlerini yok etmeyi başaran bir zihniyet, 16 yılda yepyeni bir İstanbul yaratmış, CHP’nin bütün izlerini yok etmiştir. Bu olayın tek sorumlusu AKP’li belediye başkanlığıdır ve artık onurlu yöneticilerin çıkıp böyle durumlarda suçu kabul edip halktan özür dilemesi ve hiç zaman kaybetmeden istifa etmesi gerekir.
 
• 11. Uluslar arası İstanbul Bienali: “İnsan Neyle Yaşar”
 
• Terör olayları yaşanmaya devam ederken kendini bilmez bir milletvekili çıkıyor ve TSK’ya operasyonlara son vermesini söylüyor. Bu nasıl bir pişkinliktir? Bu nasıl bir kendini bilmezliktir?
 
• Yaşar Kemal’in yeni kitabı “Binbir Çiçekli Bahçe” yakında okurla buluşacakmış.
Yaşar Kemal gibi bir ustanın şu dönemde çok daha üretken olmasını istemek bir okur için fazla olmasa gerek.
 
• Artık toplu okumalara başlama zamanı geldi. Aynı anda 7-8 farklı kitap okumaya çalışmaktansa sürekli aynı yazarın kitaplarını okumak daha yararlı olur diye düşünüyorum. En kısa zamanda Dostoyevski, Tolstoy, Shakspeare, Victor Hugo, Maksim Gorki, Goethe, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Oğuz Atay, Nâzım Hikmet toplu okumalarına başlayacağım. Aynı zamanda önemli yönetmenlerin de filmlerini toplu olarak izlemeyi düşünüyorum: Bunuel, Fellini, Chaplin, Hitchcock, Bertolucci, Kubrick, Lynch, Kurosawa, Yılmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu…
 
• Hükümet, Doğan grubunu rahat bırakmayacak anlaşılan. Doğan yayına bağlı gazetelerin hükümete yönelik muhalif tavırlarını sertleştirmesinden sonra hükümet de Doğan grubunu, elinde bulundurduğu güçle, yok etmeye yönelik hamleler yapmaya başladı. İlk olarak başbakan “o gazeteleri almayın” şeklinde, hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek bir söylemde bulundu. Daha sonra 826 milyon TL’lik bir vergi cezası ortaya çıkarıldı. Şimdi de yeni bir vergi cezasıyla, tarihi bir cezayla gündem değişti. Maliye, Doğan grubuna tam 3,8 milyar TL’lik vergi cezası kesmiş.
 
Ne için kesildiği bile belli olmayan bu ceza çok iyi gösteriyor ki hükümet tek seslilikten yana. Demokrasiye saygıları olmadığı gibi, sürekli ağızlarında dolaşan demokrasinin de yalan olduğu, tek amaçlarının kapitalist dikta rejimi olduğu anlaşılıyor.
Umarım AKP’ye oy verenler bunu görürler ve verdikleri oydan utanırlar.
 
• Okuduklarım
-          Turgay Gönenç “İskelenin Altındaki Deniz”
-          Birhan Keskin “Yo’l”
-          Vatan, Hürriyet ve Radikal gazeteleri
-          Radikal gazetesi Kitap eki
 
Tuna BAŞAR
 
http://geceedebiyat.blogspot.com
 
Toplam blog
: 250
: 411
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

1985 yılının soğuk bir Ocak sabahında gözlerimi dünyaya açmışım. Gerçek ismim Mustafa. Sıradanlık..