Nükleer enerji; bir ateşten top

Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein' a ait olan E=mc² (E: Enerji, m: kütle, c: Işığın sabit hızı) formülü ile ilişkilidir. 

Mühendisler, teknokratlar Temel Bilimcilerin ortaya koyduğu formülleri iyiye de, kötüye de kullanabilirler, demiştik . Teknokratlar isterlerse atomdan “Atom Bombası” yapıp insanların kafasına atabilirler; isterlerse insanlara sonsuz enerji veren bir kaynak olarak da kullanılabilirler. 

Dünyada halen 440 nükleer santral işletiliyor. Dünyanın toplam enerji üretiminin yüzde 19'u nükleerden... Şu anda inşaatı devam eden 65 santral var. Fransa, elektrik ihtiyacının %77'sini nükleer reaktörlerinden sağlamaktadır. 

Nükleer santrallar yapılsın mı , yapılmasın mı..? Milletin kafası karışık. “Bu güzelim ülke kirlenecek, Nükleer atıkların çöplüğü haline gelecek , ” diyenler çoğunlukta…Bu Santralların kurulacağı bölgelerdeki teyzeler ayağa kalkıyor, “Ölürüm de, Nükleer enerjiye Evet demem , ” diyorlar. İnsanların kesin itirazları var. Haklılar … Ama… 

Diğer yandan Türkiye’nin bir “Enerji Açığı” var . Ne kadar , Tepelere Rüzgar Pervaneleri dikseniz, ne kadar Güneşten Enerji elde edelim deseniz , bu sizin ihtiyacınız olan gros enerjinin %8’ini karşılamıyor… Türkiye sürekli büyüyor, sanayisi gelişiyor, kentler büyüyor.. Daha çok ışık, daha çok fabrika, daha çok enerji talep ediliyor… Ve bugün elde edilen enerji sarfedilen enerjiyi karşılamıyor… Eee , yarın bir gün , elektirikler kesilmeye başlarsa, fabrikalar durursa iyi mi olacak… Bunu kimse istemez…Kıyametler kopar… Bunu da İktidar göze alamaz… 

Akar suların büyük bir bölümü enerji elde etmede zaten kullanılıyor; kömürden, petrolden enerji elde etme işi çok pahalıya mal oluyor… Peki ne yapmalı… 

Milletin çoğunluğu temiz enerji istiyor onlar haklı ; ama devlet bu kadar sarfiyata temiz enerji bulamam , diyor ki; o da haklı .
Burada bir Nasrettin Hoca Fıkrası: 

Bir gün Nasrettin Hoca`nın evine iki kişi gelmiş.
"Aramızda bir anlaşmazlık çıktı"demişler.
Biri derdini anlatmış, Nasrettin Hoca “haklısın” demiş.
Diğeri de derdini anlatmış. Nasrettin Hoca ona da “haklısın”, demiş. 

O sırada çayları vermekte olan Karısı atlamış,
"Bu ne biçim şey Hoca! İkisine de haklısın dedin?"
Hoca bi an düşünmüş ve karısına dönüp :
"Ne yapalım hanım sen de haklısın" demiş. 

Türkiye'de de nükleer karşıtı gruplar var. Bunlardan en bilinenleri; Yeşil Barış (Greenpeace), Nükleer Karşıtı Platform (NKP) ve Küresel Eylem Grubu (KEG) 'dir. Nükleer enerji santralı yapılması istenilen Sinop ve Mersin-Akkuyu'da ayrıca yerel bazlı nükleer-karşıtı örgütlenmeler de mevcut. 

Şimdi “Temiz çevre, temiz enerji” isteyenlere “siz haklısınız ; diyeceğiz; ama diğer yanda , “Yahu böyle giderse , enerjisiz kalacağız.. gaz lambalarına geri döneceğiz…” demek isteyen, fakat bunu açıkça söyleyemeyen bir devlet var..” Ona da “haklısın” demek gerekir her halde… 

Bana göre , devletin eli mahkum, eğer Karadeniz’de o çok beklenen petrol bulunmazsa (Ben üç yıl içinde bulunacağına inanıyorum…) Bu ülkede petrol fiyatları 5 lira da olur, 10 lira da olur… O konuda şanssız bir ülkeyiz… Bir yerden bir yerden yeni bir enerji kaynağı bulmak gerekir. Çünkü bu konuda bizden de şansız olan , yavru vatan Kuzey Kıbrıs hem elektrik, hem de su konusunda Anadolu’ya gözünü dikmiş bakıyor… Ne yapacaksın? 

Birileri beni dövecek ama… Bana göre , iki tane değil, beş tane Nükleer Santral kurmak gerekir… Bir tanesini de İstanbul’un göbeğine , Karaköy’e yapmalı, diğerini de Kıbrıs’a …! En çok onların ihtiyacı var…!