Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Numan kardeşe sarılmanın sebepleri?

Daha düne kadar kimseleri beğenmeyen, herkese tepeden bakan ve burnundan kıl aldırmayan AKP; geçtiğimiz günlerde üst üste gelen “Uludere Katliamı”, “Suriye’nin Uçağımızı Düşürmesi”, “Samsun Sel Felâketi”, yeni çıkardıkları yasa ile üniversiteli yedi öğrencinin katilleri ile Adana Emniyet Müdürü’nü vuran katilin serbest bırakılması karşısında; yıllardır içeride yatan, suçu bile belli olmayanların hapislerde tutulmasına gösterilen kamuoyu tepkisi… gibi olaylar, iktidar partisini ve sayın Başbakan’ı çok zor durumda bıraktı.

Daha önceleri nahoş bir olay olduğunda, hemen uyduruk bir gündemle konuyu değiştirip, halkın o olayı tartışmasına engel olmayı başarıyorlardı.

İşte örnekleri:

- Kendisi o sırada Manisa’da olduğu halde; “Ankara’da Bülent Arınç’a suikast yapacaklardı” diye yakalananların, erzak almaya giden askerler olduğunun ortaya çıkması…

- Başbakan’ın; pilot yeleği ve kaskıyla, henüz uçamayan bir uçağa binerek ‘pilot selâmı’ verip, sanki uzaya gidecekmişiz havası yaratması…

- Uçağımız düşürüldüğünde söylediklerinin, tam tersinin ortaya çıkması…

- Buradaki doğruları yazan gazetecilere söyledikleri yetmezmiş gibi, Okyanus ötesindeki ve ABD’nin nice Başkanlar düşüren en ünlü gazetecilerini azarlaması…

- Kendisini düne kadar destekleyen Hasan Cemal, Ahmet Altan gibi gazetecilerden sonra, 12 Temmuz günkü yazısında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na, Ertuğrul Özkök’ün demediğini bırakmaması…

- Samsun’da, dere yatağındaki TOKİ arsalarını Belediye Başkanı’nın pazarladığının ortaya çıkmasına rağmen, Başbakan’ın bunlara toz kondurmaması…

Yukarıda bahsettiğim olaylar, iktidar partisini derinden sarstı. Bir türlü bunları gündemden düşürmeyi başaramadılar, artık kimseye yediremediler ve partinin kamuoyu araştırma rakamları da düşmeye başladı.

2014 seçimleriyle Cumhurbaşkanlığı veya başarabilirse “Başkanlık Koltuğu” düşünen sayın Erdoğan, bu gelişmeler karşısında biraz paniklemişe benziyor? Siz bakmayın, iktidarın kadim dostu olan Taha Akyol’un; “Efendim, sayın Başbakan 2014’te % 60 oy hedefliyor da, ondan Numan Kurtulmuş’u davet etti” filân dediğine…

İşin altında telâş var, endişe var, kamuoyunun ve bazı gazetecilerin desteğini çekmeye başladığı gerçeği var!..

Peki, bu birleşme kime hayır getirir? Bence kimseye hayır getirmez; tersine, zarar verir!.. Neden? İşte örnekleri:

- 16 Ekim 1958’de Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ile TKP (Türkiye Köylü Partisi) birleşti, adı “CKMP” oldu, Osman Bölükbaşı Genel Başkan seçildi, 1961 seçiminde sadece  % 14 oy alabildiler ve Osman Bölükbaşı 1962’de istifa etti…

- 18 Şubat 1995’te CHP ile SHP birleşti, Genel Başkan Baykal oldu, Erdal İnönü ve Murat Karayalçın küsüp gittiler, CHP % 22 sınırını bir türlü geçemedi 18 Nisan 1999 seçimlerinde CHP sandığa gömüldü…

- 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Baykal’ın CHP’si ile Zeki Sezer’in DSP’sinin ittifakı hayır getirmedi. Birçok kişi partilerine küserek oy vermediler, başka kulvarlarda koşmaya başladılar…

- Mehmet Ağar’ın DYP’si ile Erkan Mumcu’nun ANAP’ı birleşmeye kalktılar, sonuçta bunu da beceremeyip, iki parti de sandığın dibini boyladılar…

Diyeceğim o ki; böyle birleşmelerde her iki taraftan partililer gardlarını alır, kendi mevcut konumunu savunmaya başlar, diğerini bünye kabul etmez!

Bu işin sonu, şu fıkradaki gibi olur: İki çocuklu dul kadınla, yine iki çocuklu dul erkek evlenirler. Hayli zaman sonra iki tane de kendi çocukları olur. Bir gün baba eve geldiğinde, karısının eski çocukları ile kendisinin önceki eşinden olan çocuklarının, yeni evliliklerinden olan çocuklarını kıyasıya dövdüklerini görür. Gürültüyü duyan eşi üst kattan, orada ne olduğunu sorar; kocası da aşağıdan bağırır: “Yetiş hanım, seninkiler ile benimkiler bir olup, BİZİMKİLERİ dövüyorlar!” demiş ya?

Yarın seçim zamanı geldiğinde, adaylar ortaya çıkınca, ayrımcılık da kendiliğinden oluşur. Yeni bir adaya tahammül gösterilmez! Tayyip Beyin has adamları, Numan Beyin has adamlarını nasıl kündeye getireceklerini düşünürler ve partide huzur kaçar!?

Biz bu saçları değirmen damında ağartmadık! İleriki günlerde Saadet Partisi (SP)’ne de birleşme teklifi giderse, hiç şaşırmayınız… Bence sayın Başbakan, sonu hiç de hayırlı olmayacak bir işe girişmiştir! Ama onların sonu da, inşallah örneklerini verdiğimiz partiler gibi olmaz…                     

Sakin KOŞAR…

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..