Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

O, Bir Cumhuriyet Kadını (İclal Tümer)

O, Bir Cumhuriyet Kadını (İclal Tümer)
 

İclal Tümer.


Ben onu,  çok küçücüktüm, gittiğimiz bir akraba ziyaretinde tanıdım.  Annem onu göstererek bana:

Bak görüyormusun İclal teyzeni, o konuşuyor herkes dinliyor. Dedi,
neden biliyormusun? Çünkü o çok okumuş, çok bilgili,  onun için herkes onu dinliyor.) İşte o günden beri İclal teyze benim örnek aldığım bir insan olmuştur.
Hanımefendiliğini, güzelliğini, zerafetini,üstüne üstlük kültürünü, bilgeliğini, başarılarla  dolu hayatını kelimelerle anlatmak gerçekten zor. Onu tanıyan herkesin hayran olduğu bir insan.
 
İclal Tümer, 8 çocuklu bir ailenin 8. çocuğu yani en küçüğü.  Aile Bulgaristan dan gelmiş. Anne Filibe den  zengin bir ailenin kızı imiş, fakat savaş sırasında ailesi vefat etmiş. 1878 de  93 harbi denilen Osmanlı _ Rus savaşları sırasında Ruslar Türkleri Bulgaristan dan  kovmuşlar. Onlarda  Bursa ya yerleşmişler. .  Annesi,  (daha sonra İstanbul da paşa olan  dayısı Ankara ya vali olarak atanınca)  beraberce Ankara ya yerleşiyorlar.  Annesi daha sonra, bir devlet memuru olan babası Necip Bey le, (  annesinin dayısı vermediği için,) kaçarak evleniyor. Aslında Necip Bey i de tanımıyor. Fakat dayısının oğlu ile evlenmemek için Necip efendi ye kaçıyor. Üç gün içinde resmi nikah yapılıyor. O zaman belediye tarafından nikah kıyılıyor. Belge de (izinname ) yazıyormuş. Daha sonra sekiz çocukları oluyor.
 
İclal teyze,
İlk okulu takdirnamelerle bitiriyor. Baba sı onun  başarılı olacağını anladığı için annesine mutlaka kızlarını okutmasını istiyor.İ Ağabeyi kendisi okumadığı için kardeşinin de okumasına gerek olmadığını düşünüyor. Ama İclal teyze okula gidip kayıt oluyor. Böylece ticeret  lisesini iftiharla bitiriyor 1951Ankara Ticaret lisesi.  Matematik, cebir trigonemetri geometri stenografi gibi dersler okuyor. Ağabey, bayağı engeller çıkarıyor. Ozaman,  bayramlarda,  İclal teyze uzun boylu olduğu için bayrak taşıyor Ağabey bunuda istemiyor, İzci oluyor,  bunada engel olmak istiyor. Ama başaramıyor. O sırada  İclal teyze nin babası vefat ediyor.  Oda bir akrabanın yardımı ile ticaret bakanlığında işe giriyor.  Henüz 17 yaşında olduğu için henüz asaleti onaylanmıyor.  Ama İclal  teyze orada da başarılı çalışmalarını sürdürüyor. Ticaret Bakanlığı na dosyalama sistemini kuruyor.  Yeni kurulan bir müdürlükte çalışıyor. İstatistik bölümüde Ticaret bakanlığina bağlı imiş, İclal teyze, burada illerden telefonla öğrendiği bilgileri toplayıp eskinin ilk hesap makinelerinden olan kollu fasitle verileri hesaplayıp devletin tefe tüfe değerlerini kısa sürede belirleyiveriyormuş. Burada 3 ay çalışmış ve maaşlarını biriktirip İstanbul a gidebilme planları yapıyormuş.. O zaman  ticaret lısesi mezunları, İktisadi Ticari İlimler Akademisine girebiliyorlarmış. Üniversite sınavları yokmuş. Ama liseden mezun olur ken olgunlaşma sınavları na girip öyle diploma alabiliyorlarmış.
Daha sonra İclal teyze, o her şeye karşı olan ağabeyi ile birlikte İstanbul a gelerek akedemiye kayıt başvurusunda bulunuyor.  Ama ağabey burada da  yukarı çıkıp kayıt bürosuna başvurmuş gibi yapıp geri dönüyor ve kayıtların kapandığını geç kaldıklarını söylüyor. Çok üzülüyor,  İclal teyze ağabeysinin elinden dosyasını kaptığı gibi müdürün yanına çıkıyor. Tesadüfen müdürde Ankara daki okuldan eski müdrü imiş hemen İclal teyzenin kayıtlarını yaptırmış. Sonra Ankara ya dönüp  annesini alıp İstanbul a taşınmışlar. 17 Yaşında  İstanbul u hiç bilmeyen bir genç kız olarak hiç şaşırmamış . Okula yakın bir ev tutmuş  Ve  okulunu bitirmek için var gücü ile çalışmış. Bu arada Ankara dan çok misafirleri geliyormuş. Ders çalışmakta zorlanıyor. 3. sınıfı bitiriyor, osırada annesi rahatsızlanıyor. Ankara ya dönmek zorunda kalıyor. Ailenin baskısı ile de okulu bırakmak zorunda kalıyor. Daha sonra da çok güzel bir genç kız olduğu için bir sürü kısmetler çıkıyor. Fakat  Atalan Tümer adında daha önceden alelerin tanıdığı yine Ticarİ  İlimlerler akademisi mezunu  İclal teyzeyi uzaktan uzağa izleyen bir genç, ona evlenme teklif ediyor. Ve evleniyorlar. Daha sonra  Atalan Tümer, askerliğini yapmak üzere hep birlikde Adapazarına gidiyorlar. 
 İclal teyze okul hayatını ve çalışma hayatını bir süre bırakıyor. Sonra Ankara ya dönüyorlar. Burada iki kızları dünyaya geliyor. İclal teyze çocuklarına kendisi bakmak istiyor. Atalan Tümer de çok çalışkan ve başarılı bir iş hayatı var. Bir gün bir arkadaşları ile kitap ihracatı yapmayı düşünüyorlarlar ve hep birlikde bir ihrcat şirketi kuruyorlar. O zamanlar Türkiye den kitap ihracatı pek yok ve yurt dışından kitap bulmakda zor.
İclal teyze bir tarafatan çocuklara bakıyor. Bir taraftan defterler tutuyor. Daha sonra ortaklarından biri ayrılmak isteyince şirketin ortağı olarak profesyonel bir iş kadını oluyor.
O devirde  yurt dışından kitaplar getiriyorlar. Bütün dünya ülkeleri üniversiteleri ile bağlantı kuruyorlar ve oralardan kitaplar getiriyorlar.Türkiye de basılan bütün kitapları da yurt dışına ihraç ediyorlar. İclal teyze iki lisan biliyor. Okulların teknik kitaplarını yurdışından getiriyorlar. Ozamanlar bulunamayan kitaplar..... Şirketleri günden güne dahada ilerliyor. Şirketlerinin adı Ark Tic limitet şirketi 1962  o dönemde bu işi kimse yapmıyor. Türkiye de . 
Ayrıca başka işler de yapıyorlar. İstanbul daYeşilköy  Hava alanın yürüyen  bagaj nakil sistemini Türkiye de ilk defa yaptırıyorlar.
Daha sonra askerlerin giydiğ miğferler yurt dışında gelmesin biz üretelim diyorlar . Orduya teklif veriyorlar. Ordu görevlilerinden bir kaç komutanı yurt dışına götürüyorlar. Alman ya da üretim yapan şirket de inceleme yapıyorlar. Komutanlar şirketin miğferi yaptıkları malzemenin formülünü öğrenmek isterler. Şirket  formülü vermez. Türkiye ye dönen komutanlar,  miğferleri yaptırmaktan vazgeçerler.  Daha sonra kendileri yapmaya çalışırlar. Ama formülü tam tutturamadıkları için miğferler olmaz.
 
Daha sonra  eşi Arabistan a gider. İclal teyze şirketi tek başına çaliştırmaya devam eder.  Birçok işler yapar. Avustralya ya kütüphane yaptırır. 500 paket kitap gönderir. Güney Afrika nın başkentine kütüphane kurup kitap gönderir. Daha bir çok ülkeye kitap gönderir. Eşi  Arabistandan Döndüğünde ona (ona sen benden daha çok para kazanmışsın )der. Karı koca, her zaman birbirlerine aşıktılar, birbirlerine o kadar sevgili ve saygılı davranırlardı ki  etraflarındaki herkes bunu farkederdi. Çocuklarına da son derece iyi  davranırlardı. Onlara çok iyi eğitim verdiler.  Tam bir avrupalı aile gibi son derece moden ve anlayışlı idiler. Ama  aynı zamanda  tam bir Türk  ailesi idiler.  İclal teyze mutfakda da çok marifetli idi oklavayı eline aldığı zaman gayet güzel gözlemeler yapardı. Bu marifet kızlarına da geçmişti.
Asla  kibir idiye bir şey bilmezlerdi ne kendileri ne de çocukları. Her kese eşit davranırlar. İclal teyzenin sezgileri çok kuvvetli olduğu için insanlar hakkında koyduğu teşhisler doğru çıkar. Belki de başarılı bir iş kadını olmasının altında yatan en büyük etken budur. Tabii çok çalışkan disiplinli ve bilgili olmasının dışında.
  Şirketleri ARK TİCARET LİMİTET ŞİRKETİ  Dünyada kim nerede ne iş yapıyor  diye bildiren büyük katalog da a harfinde şirketlerinin adı yer almaktadır. 
 
İclal Tümer, bu arada bir anısını anlattı. Evlerinde oturan Ali Çoban adlı bir bahçıvan varmış. ATATÜRK ÜN Yanında bahçıvanlık yapıyormuş. O anlatmış Atatürk, her akşam meleketin iş adamlarını  komutanlarını önemli  insanlarını yemekte ağırlayıp onlarla memleket meselelerini görüşüp görevler verirmiş.Akşam yemeğinde genellikle kuru fasulye pilav yer, bir kadeh içki içermiş. Herkes gittikten sonra o çalışmaya devam edermiş. sabah ezanı ile abdest alıp namazını kılarmış biraz kuran okuyup yatarmış. Sabah 8.30 da kalkıp çalışmalara başlarmış. Sık sık kahve içermiş. Sonra sık sık etrafda köylere gidip( giderken de nereye gittiğini kimseye söylemezmiş) köylülerle konuşmaya bayılırmış. Birgün köylü kadınlardan biri ayran ikram etmiş ama önce kendisi bir yudum almış ve sonra Atatürk e vermiş. Herkes kızmış kadına ama Atatürk ayranı içmiş çünkü o kendisini korumak için böyle davrandığını biliyor ve o köylü kadını, daha sonra   bu çok akıllı bir kadın diye milletvekili yapıyor.. O da Satı kadınmış. İlk kadın milletvekilimiz. Atatürk evlat edinmek istiyormuş, Ali Çoban  İclal teyze yi önerelim demiş ama annesi razı olmamış.
 İclal Tümer, şimdilerde emekli olmuş köşesinde oturmaktadır. Ancak bu arada birçok acı yaşadı. Önce büyük kızı Gamze yi bir rahatsızlık sonucunda kaybetti. Daha sonra çok sevdiği eşini kaybetti. Bu dayanılması güç acılara o Allaha olan inancı sayesinde büyük bir sabır ve dirayetle olgunluk içinde dayandı ve dimdik ayakta durmaktadır.
Kendisine hayata bakış açısını sorduğumda. Şöyle anlattı:Hayat Allahın  bize verdiği bir lutuftur. Diyerek devam ettİ:Hayat anne karnında başlar.Bir çocuk doğduğu zaman annenindir. Anne onu besler bakar hertürlü fedakarlığı yapar yetiştirir.İyi yetişmiş anne, çocuğunu da iyi yetiştirecektir. Atatürk bu yüzden kız çocuklarının mutlaka okutulmasını istemiştir. Aile terbiyesinin okulu yoktur. Bu ailede özellikle anne tarafından verilir. Dedi ve devam etti. Allahın bize verdiği bu vücuda iyi bakmaliyız. Ve dünyayı sevgi ile kucaklamalayız.Böyle bir dünya cennet olur. Kur an da bize bunu öğretir. 
Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmadı, kalmaz . Dedi. 
 
O   tam bir Atatürk sevdalısı, aklı hür vicdanı hür modern bir cumhuriyet kadınıdır.
 
Toplam blog
: 59
: 720
Kayıt tarihi
: 02.08.10
 
 

Mimar Sinan Üniversitesi, heykel bl. nü bitirdim. 5 kişisel sergi açtım. Bir çok karma sergilere ..