- Kategori
- Müzik
O bir Efsane
Dün gece, uzun yıllardan beri yılbaşı gecelerini profesyonelce müzikle uğraşmamdan dolayı ilk kez aile meclisi ile birlikte kutlama fırsatım oldu. Müzikle uğraştığım için canlı performans çekimlerini izlemekten çok daha keyif alarak izliyorum.
Özel televizyon kanallarının birinde yaklaşık 3 saat boyunca Ebru Gündeş’in canlı performansını seyrettim. Şahsım olarak, her zamanki lezizliğiyle şarkılarını dinledik. Gecenin son performansını seslendirirken bir potbori ile karşımızdaydı ve bu şarkıların tamamı Bir efsane olan Sezen Aksu’ya aitti. Tükeneceğiz, Kaç yıl geçti aradan ayrı, ayrı, Rakkas ve diğerleri.
1975 yılında Sezen Seley adıyla ilk 45’liği “Haydi Şansım / Gel Bana” ile başlayan ve 35 yıl boyunca dillerimize yer eden şarkıların mimarı olmak acaba gerçekten nasıl bir duygudur? Bırakın maddi kısımlarını, böyle yaratıcılık, bu söz ilhamı, yüzlerce şarkıda imza sahibi olmak, onlarca sanatçıyı hiçbir esirgeme ya da bazıları gibi önünü kesmeden bilakis lanse ederek marka haline getirebilmek, deyim yerindeyse fabrika bacasının dumanı eksilmeden tütmeye devam etmesinin, her yiğidin harcı olmadığının sanrım en büyük ispatı olmalı. Geri dön, Ah İstanbul, Lale devri gibi dillerimizden düşmeyecek şarkıları bize verdiği için böyle bir ustanın önünde saygı ile eğiliyorum.
Mutlu ve huzurlu bir yıl dileklerimle...