O bir kahraman : Rauf Denktaş

Bugünün gençliği bilmez ; ne Türkiye’de ne de Kıbrıs’da … O Kıbrıs halkının ne acılar çektiğini, ne gibi soykırımların eşiğinden döndüğünü…

O soykırımların hüküm sürdüğü; kanlı kasap papaz Makarios’un bütün Türk toplumunu temizlemek için planlar yaptığı bir süreç içinde üç adam Kıbrıs toplumuna akıl olmuş; yol göstermiş; umut olmuştur. Kıbrıs’ın bu üç atlısı kimdir ? Bunun ikisini Kıbrıs Türk Toplumu ve Türkiye'nin yaşlı başlı adamları çok iyi bilirler de Üçüncü adamı pek bilmezler…

Dr.Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın her ikisi de çok iyi yetişmiş, İngiliz okullarında okumuş, Avrupa’da yüksek eğitimlerini tamamlamalarına karşın, sonuna kadar Türk milliyetçiliği ruhu taşıyıp, Kıbrıs Türklerine büyük moral, cesaret vermişler… kurdukları gizli “Türk Mukavemet Teşkilatı-1955” ile Rumlara kan kusturmuşlardır. Rauf Denktaş çok iyi bir hukukçuydu.

Dr.Fazıl Küçük (1906 - 1984) bir Tıp Doktorudur. Fakat o hayatı boyunca, Doktorluğundan çok; siyasi gücüyle tanınmıştır; ayrıca, Lefkoşe’de çıkarttığı “Halkın Sesi” gazetesiyle Türkün, Türklüğün… Kıbrıs Türkünün haklarını sonuna kadar savunmuştur. Bildiğim kadarıyla, bu gazete bugün de aile tarafından çıkarılmaktadır.

Dr.Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş (1924-2012) her zaman çok iyi arkadaş olmuşlar, dayanışma içinde büyük birer lider olarak “Türk Mukavemet Teşkilatı”’nın ayakta kalmasına ve direnmesine zemin hazırlamışlardır.

Dr.Fazıl Küçük Kıbrıs’ta İlk Türk Cumhurbaşkanı  yardımcısıydı. Fazıl Küçük’ten sonra  bu göreve Rauf Denktaş atanmıştır. Kıbrıs Türk halkının mukavemet gücünün ilk önemli temsilcisi Dr.Fazıl Küçük, olmasına karşın 1984 yılında onun ölümünden sonra Türk Toplumunun öncülüğünü Rauf Denktaş devralmış; ve ölünceye kadar bu önderlik görevini yerine getirmiştir.

Rumların baskıları arttıkça; Denktaş Ankara’ya gitmiş ve Ankara’dan açıkça Kıbrıs’a Türk askeri çıkarılmasını istemiştir. 1964 yılından sonra Makarios tarafından adada istenmeyen adam ilan edilmesine karşılık, adaya gizlice çıktı ve silahlı mücadelelere bizzat katıldı.

1974 Kıbrıs Harekâtı'nın ardından, 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra Devlet ve Meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, Anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde Devlet Başkanlığına seçildi. Ve Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devletinin kuruluşundan bugüne kadar; Kıbrıs Türkü onu tabii önder olarak kabul etmiş. Onun sözlerine her zaman değer vermiştir.

Kıbrıs’da anmak istediğimiz ve öncü olarak gördüğümüz üçüncü isim ise : Özker Yaşın’dir.
Kıbrıs’ın özgürlük şairidir. Lefkoşe’de doğdu. Türkiye’ye geldi, ilk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra Kıbrıs’a döndü. Kıbrıs’ın yerel gazetelerinde röportaj ve fıkra yazarlığı yaptı. 21 Aralık 1963'teki kanlı olaylardan sonra bir süre Bayrak Radyosunda çalıştı. Lefkoşe’nin Yeşil Hat bölgesinde mücahitlik yaptı. "Savaş" gazetesini çıkararak baskılara karşı çıktı. Lefkoşe’den bağımsız milletvekili seçildi, Kurucu Meclis üyesi oldu.

Özker Yaşın (1932-2011), Kıbrıs Türklerinin düşmana karşı direnmesinde şiirleri, yazılarıyla inanç aşıladı. Şiirlerinin epik yapısında, yazdıklarını bizzat yaşamış olmasının etkileri görülür.
Bu üç isim Kıbrıs Türkünün mücadelesinde büyük destek olmuş isimlerdir. Gençler belki bir çok şeyi iyi hatırlamıyorlar ama Kıbrıs Türk insanının verdiği büyük mücadele bir bakıma varolma mücadelesiydi ve Rumların ve onların gizli teşkilatı EOKA’nın büyük Soykırım planından zor bela;  zamanın  TC. Başbakanı Bülent Ecevit sayesinde kurtulmuşlardı.

Kıbrıs Türkü bu iki ismi çok sevmiştir. Hakkını vermiştir. Ve halk Rauf Denktaş’la Bülent Ecevit’in resimlerini her Mahalle Kahvesinin duvarlarına asmıştır. Öteki liderleri onların arasında pek göremezsiniz. Atatürk hariç… çünkü onun resmi en üsttedir.

Fakat bunların arasında en az anlaşılan ve biraz da haksızlığa uğrayan. Özker Yaşın olmuştur. Kıbrıs’lılar onun değerini de zamanla anlayacaklardır. Buna eminim.

Büyük Kahraman Rauf Denktaş , Dr.Fazıl Küçük ve Şair ve fikir adamı, önder Özker Yaşın ışıklar içinde yatsınlar. Ve öteki taraftan da Kıbrıs Türkünü yine korusun  ve kollasınlar.