Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '08

 
Kategori
Sinema
 

O Çocukları

O Çocukları
 

kadroya bakar mısınız


Annem bir hayat kadını olsaydı …

Babamı hiç tanımasaydım …

Annem’in ekmek parasını kazandığı iş yeri, benim büyümem için uygun bir yer olmasaydı ve beni bir başkasının yanına bıraksaydı…

Olamaz mıydı? Pekala olabilirdi. Hayat denen sihirli yumurtadan ne çıkarsa onu oynamıyor muyuz? Kimimize nefis bir oyuncak çıkıyor incecik çikolatanın içinden, kimimize ise dandik bir şey. Sevmiyoruz, parçalar oturmuyor yerli yerine. Ne işe yarar bu diyoruz, gözümüz öbür yumurtalardan çıkan oyuncaklarda kalıyor. İç ge çiriyoruz. Ambalajı kapalıydı ama, sıkıca sarıp sarmalanmıştı. İçindekini görerek mi seçtik? Ne diyoruz; şans işte. Kader, kısmet boyun eğişleri altında payımıza düşeni yaşıyor, yine de janjanlı bir tarafı olan hayata tutunmaya çalışıyoruz bir umutla.

Yaşamak zor zanaat.

Hele kadın olmanın ve kadın olarak yaşamanın zorlukları saymakla bitmez.

Ya hayat kadını olmanın?

Hayat kadının çocuğu olarak doğmanın?

Bu hayatın bir parçası, dünyanın her yerinde var olan bir meslek, bir ihtiyaca hizmet için yapılan. Peki ya ortadan kalksa. Mesleğini bu şekilde sürdüren tüm kadınlar daha farklı yollardan para kazansa? Eğer bu mesleği icra eden kadınlar olmasa Pippa Baca gibi barışa yürüyen kadınların sayıları artarmış, cinsel istismar, tecavüz ve ölümler çok daha büyük bir boyuta ulaşırmış.

Peki öyleyse neden hayat adamları yok? Varsa nerdele ?

Neden kadınların cinsel ihtiyaçlarına hizmet eden erkekler bir evde toplanmıyor ? Neden bir kadın tarafından tecavüze uğramış ve öldürülmüş bir adam haberi okumadım ben bu güne kadar?

Bu mesleğe hizmet eden erkeklerin mutlaka kadın görünümüne bürünmesi gerekiyor.

Ve güçsüz olan daima eziliyor.

Neden babası hayat adamı olan çocuklar hiç yok ama “O çocukları” bir filme, bir belgesele konu olabiliyor ve her birinin bir babası var. Sadece o kadınların çocukları değil yani onlar.


Uzun zaman önce Kalküta’nın Çocuklarını izlemiştim. Hindistan’da genelevlerde yaşayan çocukların gözünden dünyayı izlemek derinden etkilemişti beni. Şimdi ise farklı bakış açısından, bu kez bir belgesel değil bir sinema filmiyle benzer bir konu işleniyordu. Uzun süredir geniş çapta tanıtımı yapılan filmi fazla zaman kaybetmeden izlemeliydim. Çünkü daha sonra ( tıpkı benim şimdi yaptığım gibi ) basında yer alan olumlu ya da olumsuz eleştirilerden uzak kalamıyor, bir şekilde etkilenerek filmin benim üzerinde yaratacağı etkiyi kaybedebiliyordum.

Filmi sıcağı sıcağına izledim. Bu kadar taze bir yapımı filmin detaylarla yazıya döküp etkilemek istememekle birlikte bir iki söz edemeden geçemeyeceğim.

Bir kadın filmi, bir çocuk filmi, bir siyasal dönem, bir yaşam mücadelesi filmi. Etkileyici bir senaryo, başarılı bir kadro. Eksik yanları yok değil ama anlatmak istedikleriyle kolayca hoş görülebilir özel bir seyir.


İzlemek ve üzerinde uzun uzun düşünmek gerek.

 
Toplam blog
: 60
: 1208
Kayıt tarihi
: 11.06.07
 
 

Memnun oldum... Ben de Didem :) İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'da yaşamayı seviyorum. Yoğun yaşam t..