Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

O'cu, bu'cu, şu'cu olmaya çalışırken insanlıktan çıkanlara hoşgörü tavsiyesi:

O'cu, bu'cu, şu'cu olmaya çalışırken insanlıktan çıkanlara hoşgörü tavsiyesi:
 

‘’Karışmayayım, bulaşmayayım.’’ dedim ama, kelimelerimi daha fazla zaptedemedim… Boyumdan büyük ‘’Orhan Gencebay lafları’’ edersem beni bağışlayın.

‘’Barış’’ diyeceğim, ‘’kardeşlik’’ diyeceğim, ‘’hoşgörü’’ diyeceğim… Diyeceksiniz ki ‘’Bir tek senin söylemenle olacak iş değil.’’ O zaman sen de söyle! Sen de barış iste, kardeşlik iste, hoşgörü iste, vatan iste, bayrak iste, millet iste… insan iste ya, insan!!! Sen kendi kendini gruplara ayırmasan, o bölücü saçma zihniyeti ortadan kaldırsan kim uğraşır seninle? Karışma benim kardeşimin baş örtüsüne, karışma benim kardeşimin bayrağına! Bırak kurumların logolarında birer bayrak fazla olsun, bırak başını örtmek isteyen istediği yerde örtsün. İnsanın sahip olduğu değerlere biraz saygınız olsun!

Yaşadığın toprağın simgesi ne diye bölücü unsur olsun? Basma benim kardeşimin damarına, o bayrak orda kalıversin, olmadı, üzerinde Türk Bayrağı bulunmayan tüm logolara bir de sen ekleyiver bayrağını, o bayrak senin, o bayrak hepimizin… Çocuklarını koynuna alıp battaniyesini cephanenin üstüne örten anaların, bir avuç toprak için mücadele etmiş olan, Allah’a en yakın olan şehitlerimizin, evlatlarımızın hatırı yok mu? O bayrak için yapılmadı mı tüm bu mücadele?

Atatürk… En büyük Türk… Duvarda kalıversin resmi, kime ne zararı var? Atatürk bir tek CHP’nin Atatürk’ü mü? Başörtüsünü siyasi simge kabul edenler Atatürk’ü de siyasi simge haline getirdi diye mi bunca Atatürk düşmanlığı? O CHP’nin değil, Türk milletinin Atatürk’ü, ister büyük önder de, ister atamız, ceddimiz de, ister, büyüğümüz, dedemiz de… Ne dersen de, en güzel gülen resminden birer tane asıver odacıklara. ‘’ Ne kaybedersin? ‘’Ama içki içerdi?’’ mi diyorsun? Kim bilir sen ne haltlar karıştırdın… Söyletme şimdi beni ;) Hangimiz layıkıyla Müslüman olabiliyoruz ki? Allah herkesin terazisini kendi tartacak, bunca insanın sevgisini kazanmış biri ne kadar kötü olabilir ki? Ne diye Allah’ın işine karışıyorsun? Ne diye ölmüş insanın arkasından konuşuyorsun?

Pekiii… Ya size ne demeli? Her birinizin en sevdiği nineleri başı örtülü gezerken hangi komik zihniyet baş örtüsünün geri kafalılık olduğuna inandırdı sizi? Sizler entel gözlük ve flarlarınızı takıp ODTÜ’de başı örtülü diye bir hanım kızımızı rahatsız edince alim mi oldunuz? Çarşaflılara örümcek beyinli dediniz de ‘’Aferin’’mi dediler? ‘’Çok modernsin’’ mi dediler? Size ne kimin ne giydiğinden! O senin turuncu gömlekle kırmızı pantolonu bir arada giyip ne kadar rüküş olduğunla ilgileniyor mu? Örümcek beyinliymiş! O çarşafın beyazı olsa ne de güzel giyerim yaz günü serin serin… İnsanları şekilleriyle sınıflandıran beyinlerinize sesleniyorum: Nerede kaldı duyarlılığınız? Eşitlikse eşitlik! Özgürlükse özgürlük! Herkesin düşüncelerini aynı şekle törpülemek mi çağdaşlık? Hoşgörüsüz ve saygısız olmak, insanların değerlerine saldırmak ne zamandan beri çağdaşlık oldu?

Bizim ‘’yönetimde laiklik’’ anlayışımızı nasıl ‘’devlet kurumlarında dinsizmiş gibi görünmek’’ haline getirdiniz? Atatürk size dedi ki çocuklara okullarda kuru kuru Kur’an-i Kerim öğretmeyin, ilim de öğrensinler, fen de öğrensinler… Matematik, fizik, kimya, edebiyat, tarih öğrensinler, iyi donansınlar ki başka milletlerin karşısında dik durabilsinler! Bu demek değildir ki inancı gereği başını örten bir insan fizik öğretemez! Bu demek değildir ki inancı gereği boynunda haç taşıyan biri kimya öğretemez! Baş örtüsü takan insanı geri kafalı diye tabir etmekten daha cahilce bir zihniyet olamaz!

Nedir bu korkunuz? Anlayamıyorum… ‘’Din elden gidiyor!’’ Diyorsunuz, Hayır gitmiyor! O Allah hepimizin! Sadece insanlar ‘’Özgürlük!’’ nidalarıyla ayaklanırken senin özgürlüğünün aslında o baş örtüsüyle istediğin mesleği, istediğin yerde, adaletle yerine getirebilmek olduğunu şimdilik gözden kaçırıyor. Evet şimdi biraz zorlanıyorsun, ama bir gün mutlaka anlayacaklar başındaki örtüyü aslında beynine bağlamadığını…

Nedir bu korkunuz? Anlayamıyorum… ‘’Vatan elden gidiyor!’’ Diyorsunuz, Hayır gitmiyor! O Vatan hepimizin!  Sadece insanlar Atatürk ve Bayrak resimlerini insanların gözüne gözüne sokmayarak daha barışçı ve daha bütünleşik bir toplum oluşturulabileceği gibi saçma bir fikre kapılmışlar. Halbuki ‘’Ayrım göstergeleri’’ diye tabir ettikleri şeyin kendilerinin ‘’başörtüsüne özgürlük’’istemleriyle aynı kefede olduğunu şimdilik gözden kaçırıyorlar. Ama bir gün mutlaka bir bayrak altında birleşmenin, birbirimize tutunmanın aslında daha bütünleştirici olduğunu kavrayacaklar.

Onu, bunu simgeleştirip kendi kendinize düşman kesildiniz! Senelerce birlikte aynı sıralarda oturduğunuz arkadaşlarınızı, düğünlerde birlikte göbek atıp, cenazelerde birlikte ağladığınız akrabalarınızı böyle ‘’dinciler’’ – ‘’geziciler’’ gibi insanlık dışı ayrımlarla kırdınız. Facebook-Twitter üzerinden laf sokma yarışlarına girip insanlıktan çıktınız! Hepinize kötü bir haberim var: Boş yere strese girdiniz, boş yere gönül kırdınız! Bir gün herkesin ağzından aynı sözcükler dökülecek : ‘’Değer miydi?’’ Değer miydi, o başörtülü kızı haberlere manşet yapıp gururuyla oynamaya? Değer miydi Ethem’i sokakta hiç uğruna öldürmeye?

Şimdi iki taraf da kızacak bana… Kızsın.. Olmasın artık taraf maraf! Keşke bu kelime lugattan kalksa, keşke ‘’taraf’’ sözcüğünü kullanamasam!

Keşke müthiş bir ekonomi ve siyaset zekasına sahip bir kadın, üstelik de başı örtülü bir kadın görebilsek mecliste. PKK itleri yerine onlar doldursa meclisi… Üstelik herkes de gönül rahatlığıyla güvenebilse onların adaletine… Beceremedi mi? Olsun… ‘’Ülkesinin çıkarı için çabaladı ama stratejisi tutmadı.’’ deseler… Sonra bir başka kadın gelse farklı ve güvenilir fikirlerle… Üstelik bu sefer saçını ensesinde topuz yapmış ve şık bir tayyör giyiyor olsa… Çarşaflı, başörtülü, mini etekli, kot pantolonlu rengarenk bir grup insan ellerinde Türk bayraklarıyla bu ‘’yeni fikri’’ destekliyor olsalar fikrin sahibinin nasıl göründüğüne dikkat etmeden…

Saçma mı geldi şimdi bunlar size? Çok değil, 15-20 sene sonra aynen böyle olacak. Bu kez belki başka ayrımlara, başka gereksiz sorunlara yöneleceğiz ama mutlaka bu günlere bakıp ne saçma şeyler için birbirimizi kırmışız diyeceğiz. Tıpkı kapalı alanda sigara içme yasağına direnen Türkiye’nin şimdi ‘’Nasıl dayanmışız otobüslerde sigara içilmesine?’’ diye şaştığı gibi… 

 
Toplam blog
: 19
: 520
Kayıt tarihi
: 26.07.12
 
 

Edebiyata ve yazmaya olan ilgim henüz 12-13 yaşlarımdayken yazmaya başladığım günlüklerle ortaya ..